Ada konulu Adalar Dergisi makaleleri - Adalı Dergisi
4 Ocak 1935 günü saat 16.38’de merkez üssü Marmara Adası olan 6,4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. İnsanoğlunun doğa karşısında ne kadar aciz kaldığına şahit olmuştu adalılar. Bilanço ağırdı...
...1960’larda Marmara Adası merkez ve köylerinde sadece iki kişi fotoğrafçılık yapıyordu. Hasan Savran ve ağabeyi Cavit Savran adanın turizmde sıçrama yaptığı yıllarda, birbirinden güzel anı ölümsüzleştirmişti. Doğası ve sosyal yaşantısı henüz bozulmamış adayı bizlerin de görmesini sağlamışlardı.
Yıllar önce okuduğum bir gezi yazısından hatırladığım, bir gün mutlaka görmek istediğim İkaria Adası’nı Temmuz 2015’de gezdik.
Türkiye Denizcilik İşletmeleri, ‘Marshall Planı’ çerçevesinde altı adet yolcu gemisi satın almıştı. ‘Kaptan Şefik Gogen’ adı ile özdeşleşmiş S/S ANKARA ve ‘Kaptan Necdet Or’ kumandasındaki S/S TARSUS bu gemilerden ikisiydi.
Türkiye’de iç turizmin başladığı önemli yerlerden olan Marmara Adası 1950’li yıllardan itibaren artan turist sayısı ile bir anda cazibe merkezi haline gelmişti.
Gündoğusu rüzgârı alabildiğine esiyordu. Sıcak bir yaz günü, yelkenleri fora bir tekne göründü ‘Aba Burnu’nda... Bembeyaz gövdesi dalgaların arasından süzülerek Gündoğdu çakarını geçti ‘Aşina 2’. Küçük bir tekneydi, fakat büyük bir denizcinin yol arkadaşıydı. Son göz ağrısıydı belki de...
Büyükada’dan yola çıkarak yakın coğrafyamızdaki kardeş adalara yaptığımız gezilere bu kez daha uzaklardan, Yunanistan’ın İtalya ile komşu olduğu İon Denizi’nden bir halka ekliyoruz.
İstanbul’a beş saatlik bir gemi yolculuğu mesafesinde oluşu, henüz bozulmamış doğal güzellikleriyle Marmara Adası birbirinden değerli Yeşilçam emektarını ağırlamıştır.
Bugün hayal etmesi bile güç olsa da altı bin yıl öncesine kadar Ege’de fillerin yaşadığının kanıtı olan kemikler Tilos’ta bir mağarada bulunmuş. Ama bu filler o bildiğimiz heybetli türlerden değil, cüceleşmiş olanlar.
Türkiye’nin en büyük mermer rezervlerine sahip Marmara Adası, ismini de Mermer’den (Marmor) almaktadır. Roma döneminden günümüze dek ‘Palatia’ (şimdiki adı ile Saraylar) beldesinde çıkartılan mermer, buradaki ocaklarda işlenerek, Kosterler vasıtası ile yakın ve uzak limanlara ulaştırılmaktadır.