Çarşamba, 06 Mart 2019 22:11

Kuzey Doğu Marmara Sualtı Araştırmaları, 2018 Yılı Çalışmaları, Heybeliada, Sedefadası ve Büyükada

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)
Fig. 1 Fig. 1

Kuzey Doğu Marmara Sualtı Araştırmaları[1] 2016 yılından bu yana İstanbul’un Anadolu Yakası kıyılarında ve Prens Adaları’nı[2] çevreleyen sularda gerçekleştirilmektedir (Fig. 1). 2016 ve 2017 yıllarında Vordonisi Adası üzerinde gerçekleştirilen araştırmalara bu yıl Büyükada, Sedef Adası ve Heybeliada’da devam edilmiştir. Bu araştırma kapsamında 03-17 Eylül 2018 tarihleri arasında 15 günlük bir çalışma yapılmıştır. Bu zaman zarfında Heybeliada’da Çamlimanı Koyu (Fig.2), Sedef Adası ve Büyükada’nın doğusundaki Aya Nikola ve Nakibey Plajları’nda çalışmalar gerçekleştirilmiştir (Fig. 3).

 

02 fig 02 280xFig. 2
03 fig 03 280xFig. 3

Büyükada

Bilindiği üzere Aziz Nikolaos denizcilerin azizidir. Büyükada’daki Aya Nikola plajında denizciler arasında heyelan sonucu sulara gömüldüğü rivayet edilen bir manastır kalıntısına dair izler aranmış ancak yapılan çalışmalarda bu yönde herhangi bir veri elde edilememiştir.

Nakibey Plajı’nda gerçekleştirilen diğer Büyükada sualtı araştırmaları sırasında antik bir mendireğin varlığından söz edilmesine karşın, plaj için kıyıya çok fazla kum dökülmesi sebebiyle herhangi bir kültür varlığına rastlanılamamıştır. Bunun dışında plajın karada kalan bölümünde kemerli bir yapının varlığı gözden kaçmamıştır. Araştırma yapmak için hali hazırda özel bir işletmenin bulunduğu Nakibey plajına karadan girmemiz engellenmiş olup araştırma iznimiz sualtı için geçerli olması nedeniyle tekne ile bölgeye ulaşım sağlanmış ve kıyı hattı taranmıştır. Araştırmamız esnasında yine plaja ait bir yolcu teknesi tarafından dalgıçlarımız taciz edilmiş olup şikayetlerimiz gerekli mercilere ulaştırılmıştır.

Sedefadası

04 fig 04 280xFig. 4

Sedefadası’nı çevreleyen sular, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 35 inci maddesine göre hali hazırda sualtında korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları bulunduğu gerekçesiyle bilimsel amaçlı dalışlar dışında dalışa yasaklıdır[3]. Öncelikle adanın etrafı kıyıdan tekne ile dolaşılarak kıyıdaki olası kalıntılar tespit edilmeye çalışılmıştır. Bunun neticesinde adanın kuzeybatısında karada tarihi bir yapı kalıntısının bulunduğu mevkide aynı zamanda modern çekek yerlerinin de bulunduğu gözlenmiştir. Adanın bu bölgesinde aynı zamanda teknelerin yoğunlukla demir attığı gözlenmiş olup Antik Çağ’da da benzer kullanımı olup olmadığını araştırmak için bu noktada dalışlar gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık 18 m derinliğe sahip bölgede yapılan dalışlar esnasında, beyaz zemin üzerine mavi renkli bitkisel süslemelerin işlendiği çinili bir süt kâsesi tespit edilmiştir (Fig. 4). Bunun dışında adanın güneyinde gerçekleştirilen başka bir dalışta ise 21 m derinlikte 18. yüzyıla ait bir metal çapa tespit edilmiştir (Fig. 5). Aynı dalışta 17 m’de ise bir amphora parçasına rastlanmıştır (Fig. 6).

 

05 fig 05 840xFig. 5

 
 
06 fig 06 280xFig. 6
07 fig 07 280xFig. 7
08 fig 08 280xFig. 8
 
 
09 fig 09 280xFig. 9
10 fig 10 280xFig. 10
11 fig 11 280xFig. 11
 

Heybeliada Çamlimanı Koyu

12 fig 12 280xFig. 12

Araştırma alanın seçiminde ilk olarak sualtında antik bir mendirek kalıntısı bulmak umuduyla Heybeliada’nın güneyindeki Çamlimanı Koyu tercih edilmiştir. Derinliğin çok fazla olmaması sebebiyle keşif dalışları sadece maske ve şnorkel yardımıyla serbest dalış tekniği ile yapılmıştır. Limanın iç kesimlerine doğru giderek derinliğin artması sebebiyle daha sonraki günlerde aletli dalışlar da yapılmıştır. Burada gerçekleştirilen dalışlarda ilk olarak 1,5 m derinlikte, çan benzeri form gösteren, metal bir nesne ile karşılaşılmıştır (Fig. 7). Ağız çapı 0,50 m olan çanın işlevi kesin olarak anlaşılmamıştır. Ayrıca mimari bir blok olduğunu düşündüğümüz işlevi henüz anlaşılamayan bir başka buluntuya da rastlanmıştır (Fig. 8). Bunun yanı sıra dalışlar esnasında çeşitli amphora parçaları (Fig. 9) dışında sütun gövdesi olabilecek bir objeye daha rastlanmıştır (Fig. 10).

13 fig 13 280xFig. 13

Çamlimanı Koyu’nda gerçekleştirilen dalışlarda karşılaşılan en önemli bulgu ise yeşil renkli bakır madeni yatağı olmuştur (Fig. 11). Hali hazırda Heybeliada’nın antik isminin Khalkitis yani “Bakır” olduğu bilinmektedir. Oksitlenmiş bakırın suyun altında yeşil renkte olması bu anlamda hiç şaşırtıcı değildir (Fig. 12, 13). Bakır madenine ait yeşil renkli damar 4 m derinlikte keşfedilmiştir. Buradan almış olduğumuz dört adet örnek (Fig. 14), Düzce Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (DÜBİT) analiz etmek üzere İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’ne teslim edilmiştir. Analizler neticesinde elde edilen bulgular ise tarafımızca ayrıca yayımlanacaktır.

Yapmış olduğumuz kütüphane araştırmaları sonucunda ise tespit ettiğimiz bakır madeninin, esasında antik yazarlardan Aristoteles’in bahsetmiş olduğu “dalgıç bakırı = khalkon kolymbeten”[4] adı verilen ve Antik Çağ’da suyun iki kulaç[5] altından dalgıçlar tarafından çıkartılan önemli bir maden olduğu anlaşılmıştır[6].

2019 yılında ise çalışmalara yine Vordonisi Adası, Heybeliada kıyıları ile Sedefadası çevresinde ve Anadolu Yakası’ndaki Fenerbahçe Yat Limanı’nda devam edilmesi planlanmaktadır.

 

14 fig 14 840xFig. 14

 

Kaynakça

Arslan 2010, M. Arslan, İstanbul'un Antikçağ Tarihi: Klasik ve Hellenistik Dönemler, İstanbul.

Bilir et al. 2017, A. Bilir, S. Gündüz, C. Ciner, “2016 Yılı Vordonisi Sualtı Araştırmaları”, Tina Denizcilik Arkeolojisi Dergisi, 8, 132-150.

Bilir ve Bilgi 2019, A. Bilir, C. Bilgi, “2018 Yılı Kuzey Doğu Marmara Sualtı Araştırmaları: Heybeliada, Sedefadası ve Büyükada”, Tina Denizcilik Arkeolojisi Dergisi, 10, 143-147.


* Dr. Öğr. Üyesi Ahmet BİLİR, Düzce Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Konuralp – Düzce. ahmetbilir AT duzce.edu.tr

[1] Araştırma süresi boyunca, gerekli izinler konusunda yardımlarını esirgemeyen Adalar Kaymakamı Mustafa AYAN’a, Büyükada’daki sosyal tesislerinden faydalanmamıza müsaade eden Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok ÖZ ve Kartal Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Sayın Adem UÇAR’a teşekkürlerimizi sunarız. Tekne ve ekipman giderleri ise Adalar Vakfı Başkanı Sayın Halim BULUTOĞLU tarafından karşılanmıştır. Kendisine sadece araştırmamıza sağladığı katkı için değil Adalar’ın kültür mirasının korunması konusundaki duyarlılığı için de ne kadar teşekkür etsek azdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı temsilen araştırmamıza katılan Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden, Arkeolog Turhanalp Gültekin YANBEYİ’ye ise özverili çabalarından dolayı ayrıca teşekkür etmek isteriz. Ekip üyelerimiz Emre ERTAN, Ayşe Nur ÖKSÜZ, Cihan TARHAN, Volkan NARCI, Caner ÖZTÜRK, Ercan AKPOLAT ve Serço EKŞİYAN’a da müteşekkiriz.

[2] Prens Adaları; Büyükada (Πρίγκηπος/Prinkipos), Heybeliada (Χάλκη/Khalkitis), Burgazadası (Αντιγόνη/Antigoni), Kınalıada (Πρώτη/Proti), Sedefadası (Τερέβινθος/Terebinthos, modern Yunanca: Αντιρόβυθος/Antirovithos), Yassıada (Πλάτη/Plati), Kaşıkadası (Πίτα/Pita), Sivriada (Οξειά/Ohia) ve Tavşanadası’ndan (Νέανδρος/Neandros) oluşmaktadır. Bunun dışında günümüzde sulara gömülmüş olan Vordonisi Adası da bu listeye dahil edilmelidir. Vordonisi ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Bilir et al. 2017, 132-150.

[3] 1981 yılında bir grup dalgıcın burada yapmış olduğu dalışlar neticesinde karşılaştıkları amphoralardan birkaç tanesini su üstüne çıkarmaları sonucu yukarıda belirtilen kanuna göre bölgeye dalış yasağı getirilmiştir.

[4] Arslan 2010, 21.

[5] 2 kulaç = 3,6576 m Antik Çağ’dan bilgisini edindiğimiz bu derinlik tespit ettiğimiz derinlikle hemen hemen örtüşmektedir.

[6] Bilir ve Bilgi 2019, 143-147.

Son değişiklik Perşembe, 07 Mart 2019 18:41
Yorum yapmak için oturum açın