Bugünlerde bir yılı daha uğurlamak üzereyiz. Tanrım nasip ederse 2019 yılını da yeni ümitlerle karşılayacağız. Dertler, yorgunluklar, küllenmiş acılar bitecek mi? Tabii ki hayır fakat biz hayat yükünü taşıyabilmek için kendimize bir destek yaratıyoruz, “Şükürler olsun Tanrıya, bu yılı da görmek nasip oldu.” demek istiyoruz.
Yeni yıl, ailecek veya sevdiğiniz insanlarla bir sofrayı, bir sevgiyi paylaşmaktır. Güler yüzler, rengârenk ışıklar, beklenen ve özen ile hazırlanmış o gecenin heyecanını hissederek, sevgisini yüreğinizde taşıdığınız insanlarla birlikte olabilmenin, gece boyunca hatırlanmanın sevinci ile kabul ettiğiniz güzel dileklerin ardından, insanın kendisi, ailesi, sevdiği, sevdikleri için bolca şans dileyeceği gecedir Yılbaşı gecesi.
Ne mutlu o kişiye ve aileye ki, can damarını titreten bir nefesin ebedi yokluğunu hissetmeden kadeh tokuşturur o gece veya uzaklarda olan, canına can katanın özlemini duymaz o gece.
Geçen hafta yüreğimin sol köşesinde yer edinmiş can arkadaşım bana “Yılbaşına çok değer verirsiniz değil mi” diye sorunca konuyu biraz açıp kâğıda dökmek istedim.
Hala yılbaşı kutlamalarının Hıristiyan dini ile ilgili olduğunu sananlar var, oysa Hıristiyan âleminde Noel Yortusu, yani Hazreti İsa’nın doğuşu 25 Aralık gecesi kutlanır. Ortodoks Gregoryen Ermenileri ise bu yortuyu 6 Ocak günü kutlarlar.
Yeni yıl coşkusu, hayata katılan bir renktir. Ailenin bir sofra etrafında toplanması, belki bir hatırlanış, belki bir başlangıçtır. Hayata renk vermek için boyalarımızı ve fırçamızı ele alalım. Kullandığımız rengi hemen gördüklerini sananlar sadece meraklı gözlerdir. Bilemezler ki o rengin kaç tonunu içimizde yaşatır, kaç tonu ile ağlar, kaç tonu ile güleriz. O duygular göz ferimizin derininde gizlidir.
Bu yıl da ev hanımları hummalı bir faaliyete geçecekler. Aile fertlerini mutlu edecek hediyeler alınacak, tebrik kartları de eklenip gün gelince, gece, paketler açılıp sevinç çığlıkları ile Yeni Yılı karşılamak için, ışıklı ve süslü Yılbaşı ağacının altına konacak. Aile fertleri ve özellikle çocuklar cici bici giyinecekler. Güzel ve nefis bir sofra kurabilmek için alışverişler yapılacak. Eve yılbaşı şıklığı verilecek.
Yaklaşan günün heyecanı ile nefis yemekler pişirilecek. Genelde sofranın ana yemeği fırında hindidir ama pek de şart değil. Asıl o gecenin vazgeçilmezleri, mezeler, nefis zeytinyağlı dolmalar, börekler, topik, pastırma, fasulye pilâkisi, lakerda, içli pilâv, bir de benim soframda her yıl özellikle çok sevdiğim likorinos tuzlu balığım olsun, olsun ama değil mi?
Yılbaşı günü gelince, masa süslenir, yemekler yenir, kadehler tokuşturulur, hatıralar, sohbetler, vakit çabuk geçer ve TV den Yeni Yıl kutlamaları başlayınca, söndürülen ışıklar, sessiz dualar, herkes birbirini kucaklar, bir pagan alışkanlığı olarak herhangi bir cam eşya kırılır. Bu bir cam bardaktır, asla tabak değildir. Kimse bu şekilde kötülüklerin yok olacağına inanmaz fakat bir terslik olmasından da korkar.
Evde küçük çocuk varsa Noel Baba gelir hediyeleri dağıtır ve evin bereketi, üstü narlarla, kuru yemişlerle süslenmiş aşure tabakları, pelte, çörek ve yine en sevilen kuru yemişlerin süslediği içki masası açılır. Ev kutlamaları bundan ibarettir. Evin dışında yapılan her kutlamada evdeki sofra mutlaka özlenir.
Yılbaşı ağacı
Peki, Yılbaşı ağacından bahsetmeyecek miyim? Ağaç süslemeleri bir renk cümbüşüdür, ışıklandırması ise insana neşe verir, adeta coşturur.
İsa’dan önceki yıllarda, Roma dönemlerinde, kış soğuğunda binaların pencereleri çullarla örtülüp, kapalı mekanlar da şöminelerle ısıtılıyormuş. Dolayısı ile, Etrüskler ve sonraki Roma dönemi insanları kış mevsimini sevmemişler. İnsanlar, kötü kara kışa dayanan iğne yapraklı çam ağacına pagansal bir saygı duyup onu tanrıların ağacı kabul edip kışın ortasında üstüne süsler koyup karnaval yapıyorlarmış. Görüyoruz ki ağaç süsleme paganizmden bize geçen bir adettir, aynen Myra’da (Demre) yaşamış çok iyi kalpli ve yardımsever bir ilk dönem papazı olan Nicolas’ya Santa Claus efsanesinin yüklendiği gibi. Olay bundan ibarettir.
Yeni yılın birinci sabahı, mideler şiş, şükür duaları ile güne başlarken, evin ve dükkânların eşiğine bereket narları kırılır ve o hafta içinde kabristan ziyaretleri yapılır.
2019 yılına çok az bir zaman kaldı. Dualarımız ailemiz, sevdiklerimiz ve bize verdikleri değeri yüreğimizde hissettiklerimiz için olsun. Hastalıklardan uzak, sağlıklı bir yıl yaşamamızı dilerken yurdumuz için huzur, birliktelik ve bereket dileyelim.
Yeni Yılımız kutlu olsun.