Adalar Demokrasi Meclisi açıklaması 1
Nasıl bir yerel yönetim istiyoruz?
Doğanın küçük bir parçası olduğumuzu unutmadan, adalarımızın denizlerinde, karalarında, gökyüzünde yaşayan tüm canlıların haklarını gözeten, yaşam koşullarını iyileştiren bir anlayışı benimsiyoruz.
Yaşam alanlarımızın ticarileştirilmesine, kâr kapısı olarak görülerek pazarlanmasına hayır diyoruz.
Tüketim ve ticaret merkezli bakış yerine, ekolojik çevreye saygılı üretimi, dayanışmayı ve adil paylaşımı gözeten kooperatifçiliği teşvik eden, kendi kaynaklarını geliştiren ve yeni kaynaklar yaratan bir yerel yönetim tarzını benimsiyoruz.
Yöneten-yönetilen ikiliğinin olmadığı bir yönetim arzuluyoruz.
Yönetimi, kişilerin yönetilmesi olarak değil, toplumsal, ekonomik, kültürel, mekânsal gereksinimlerin karşılanmasının yönetilmesi olarak ele alan bir yaklaşımı benimsiyoruz.
Yerel yönetimi tek bir kamu kurumu olarak görmüyor, birlikte işleyen, birlikte hareket eden bir örgütlenmeler bütünü olarak görüyoruz.
Muhtarlıklar ve ihtiyar heyetlerinin, belediye meclisleri ve kent konseylerinin doğrudan katılım anlayışına açık bir şekilde geliştirilmesi ve işlevlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Kooperatifler, siyasal örgütler, meslek örgütleri, sendikalar, toplumsal/siyasal hareketler, meclisler ve özgün bütün yapıların etkin bir biçimde yer aldığı, özyönetim uygulamalarıyla beslenen bir yerel yönetim anlayışını benimsiyoruz.
Mahalle meclislerinden ilçe ve kent meclislerine doğrudan demokrasinin araçlarını geliştiren, yaygınlaştıran bir yaklaşımla kendi kendimizi yönetmek istiyoruz.
Tamamen katılımcı ve şeffaf bütçe yönetiminin temel haklarımızdan biri olduğunu savunuyoruz. Gelirlerimizin nereye, niçin, nasıl harcanacağına hep birlikte kendimizin karar vermemizden daha doğal ne olabilir?
Cinsel, dinsel, etnik ayrımcılığa izin vermeyen, engellilere, güçsüzlere, dezavantajlılara pozitif ayrımcılık ilkesiyle yaklaşan eşitlikçi, özgürlükçü bir ortamda yaşamayı arzu ediyor, bunun için çabalıyoruz.
Ormanlar, deniz, sahiller herkesin ve hiç kimsenin; talan edilmeleri, işgal edilmeleri, yok edilmeleri içimizi sızlatıyor ve öfkelendiriyor. Ormanları, sahilleri, denizi koruyarak kollayarak bütün kamuya, kamunun sorumluluğuna açmak için elimizden geleni yapmanın boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz.
Büyük bir hoyratlıkla tahrip edilen tarihsel ve kültürel mirası geri kazanmak, korumak, yaşatmak, geliştirmek için çalışmanın sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz.
Adalar’ın kendine özgü doğal, toplumsal, kültürel yapısı, kentin merkezinden uzaklığı, küçüklüğü arzuladığımız yaşam tarzını gerçekleştirmek için elverişli şartlar sunuyor.
Neden Adalar, dünyanın dört bir yanındaki kendi hayatlarına sahip çıkmak isteyenler için, esinlendirici bir örnek olmasın?
Adalar Demokrasi Meclisi açıklaması 2
ADALAR ÇAĞDAŞ BİR YEREL YÖNETİM MODELİ ARIYOR
Biz, Adalar’da bulunan sivil girişimler ve yaşayan-çalışan bireyler, böyle bir yerel yönetim yapısının sağlanmasına katkıda bulunmak üzere bir araya geldik. Bundan böyle önceliklerimiz, görüşlerimiz ne olursa olsun, toplumun yönetimlere katılım hakkını geliştirmek için birlikte hareket edeceğiz, birlikte çaba göstereceğiz.
İlk olarak, 2019 Mart Yerel Seçimleri öncesinde, Adaları “Yerel Yönetimlerin Geliştirilmesi İçin Bir Öncü Çalışma Alanı” haline getirmek istiyoruz. "Adalı'ları bu çabaya katılmaya, beraber araştırma, öğrenme ve giderek birlikte yönetmeye davet ediyoruz.
Bugün beldelerin, merkezi siyasetin temsilcileri olarak atanıp seçilenler tarafından yönetilmeleri, oralarda yaşayan bizlerin toplumsal gelişim ve refah ihtiyaçlarımızı karşılamakta, doğa ve kültür mirasımızın geliştirilerek korunmasını sağlamakta yetersiz kalıyor. Bir kere seçildikten sonra, her şeye bir kişi ve siyasi parti ortaklarının karar verdiği modelde sivil girişimler ve bireyler ancak olan olduktan, gelişmeler tamamlandıktan sonra, sadece seçimden seçime kullandıkları oyla siyasal sürece katılabilmiş sayılıyorlar. Bu katılım modeli sivil toplumun, ya yalnızca itiraz eden ya da sessiz kalan pasif, olanak ve yeteneklerini kullanamayan bir topluluk haline gelmesine yolaçıyor.
Beldelerimizin zaten kırılgan olan demokratik karakterini hızla kaybettiğini yaşayarak görüyoruz. Rant odaklı gelişme, yurttaşları, kendi çıkarına odaklanmış içe kapanık tüketiciler haline dönüştürüyor. İnsanların ortak sorunlarını kendi durumları ya da çıkarları ötesine geçerek düşünebilme kapasitesi zayıflıyor. Rantı yükselmiş bölgelerde kültür ve sanata, bilgi ve eğitime erişim imkanları sağlayan mekanlar ve mecralar ayakta kalamıyor, metrekaresi tüketim nesnesi haline çevrilen kentin sakin sessiz mekanları, buluşma, dolaşma alanları, doğal hayatı, canlıları, topoğrafyası, coğrafyası, havası, atmosferi, hepsi yavaş yavaş çekilip tanınmaz hale geliyor.
Aslında geçen yüzyılın sonlarından itibaren iyice ortaya çıkan bu duruma karşı çare arayışları başlamış bulunuyor. Bu konuda bugün de geçerliliğini koruyan yaklaşım ise 1992 Rio “Yeryüzü Zirvesi” sonuç metninde ve istanbul’da gerçekleşen Birleşmiş Milletler Habitat 2 Zirvesi’nde kabul edilen Küresel Eylem Planı’nında ifadesini buluyor.
Buradaki temel yaklaşımı, yerel yönetimlerin öncülüğünde, sivil toplumun ve tüm diğer ilgililerin kendi sorunlarını ve önceliklerini kendilerinin belirlemelerini, halkın yerel gündemi belirleyerek karar ve uygulamalara etkin katılımının sağlanması, oluşturuyor.
O zamandan bugüne kadar edinilen tecrübeler, yerel yönetimlerin ancak, belde halkı ile işbirliği içinde, onun güç ve yeteneklerini harekete geçiren bir yönetim anlayışını hayata geçirebildikleri taktirde, başarılı olduklarını ortaya koyuyor.
Adalar, İstanbul’un tarihinde Beyoğlu ile birlikte ilk modern yerel yönetim deneyiminin yaşandığı yerdir. Adalar’ın bugün de öncü bir yerel yönetim tecrübesine sahne olabileceğine kuvvetle inanıyoruz.
Bunun için benimsenmesi gereken yaklaşımların ve uygulanması gereken politikaların şunlar olduğunu düşünüyoruz:
İşbirlikleri geliştirilmeli ve deneyim alışverişi yapılmalı
Adalar’ın şehircilik tecrübelerinin geliştirilmesinde başka belediyeler ile yerel ve uluslararası işbirliklerinin geliştirmesi,deneyim paylaşımının güçlendirilmesi, örneğin“Kardeş Şehir”gibi programlara, yerel yönetimler ağlarına, v.b. Belediye’nin aktif katılımı, gerekiyor. Örneğin ulaşım, kültür mirasının ve doğanın korunması, sosyal hizmetlerin yapılandırılması, eğitim gibi konularda. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kültürel miras koruma ve etkinlik desteklerinin ve bunun gibi birçok kurumlarla işbirliği imkanlarının araştırılması, geliştirilmesi yerinde olacaktır.
Kamu yönetim birimlerinin bütünleşmiş bir biçimde çalışmasına belediye önayak olmalı
Yerelde aynı yönetim bölgesi içinde birçok yetki alanı bulunmakta ve bunlar birbirinden bağımsız işlevler olarak gelişmektedir. Bu durum sivil toplumu siyasal görüşlere, önceliklere göre ayrı ayrı hareket etmeye zorlamakta ve patronaj ilişkilerini güçlendirmektedir.
Yerel yönetimler; ilgili kamu yönetimleriyle, SİT Alanları’nda yasal bir hak olan “Yönetim Planı” hazırlama ve uygulama yöntemleri sürecinde, işbirliğine ve ortaklığa yönelik yönetim tecrübelerini kolaylaştırmasını hedeflemelidir. Bu amaçla kıyı yönetiminde, çarşı ve koruma alanlarında mikrobölgeleme çalışmaları yaparak, katılımcı, çok aktörlü, karma bütçeli yönetim uygulamalarına geçilmesi hedeflenmelidir.
Adalar’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alması desteklenmeli
Adalar’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil olması için gerçekleştirilen çabaların desteklenmelidir. Yetimhane gibi dünyada eşi benzeri olmayan anıtlar nitelikli koruma uygulamalarıyla korunmalıdır. Bu uygulamaların yalnızca Adalar’ın değil, bütün yakın coğrafyadaki toplumsal barış ve insan hakları konusunda uluslararası deneyimlere de örnek olması amaçlanmalıdır.
Adalar’da yaşam iyileştirilmeli
Eşitlikçi bir kamu düzeni ilkesine uygun olarak engelliler, yaşlılar, gençler için ulaşım, sosyal yardım, eğitim olanakları yaratmak için çaba gösterilmelidir. Yaratıcı ve bağımsız kurumların enerjisi seferber edilerek, Adalar bir uluslararası sanat ve kültür platformu haline getirilmelidir. Adalarda yaşayan kadınların toplumsal yaşama eşit ve etkin bir biçimde katılabilmelerinin olanakları yaratılmalıdır.
Kent Konseyi bir işbirliği platformu haline getirilmeli
Kent Konseyi uzun soluklu çalışmalar sonucunda elde edilmiş, uluslararası sözleşmelere bağlı olarak geliştirilmiş en önemli yönetime katılım araçlarından biridir. Konsey, sivil toplumun katılım alanını genişletmek ve Adalar’daki farklı yönetim organlarını ilişkilendirmek çok boyutlu yönetim fikrini desteklemek için işlev görmelidir. Kent Konseyi katılımcı, eşitlikçi, gelişmiş bir öncü yerel yönetim uygulamasının omurgasını oluşturmalıdır.Yerel yönetim birimleri Kent Konseyi’nin önerilerini ciddiye almalı ve uygulanmasını sağlamalıdır.
Hizmet modeli yenilenmeli
Adaların çok yönlü sorunlarının merkezi ve bürokratik bir işleyişle değil ancak sivil tarafın, yani burada yaşayan ve çalışanların, kararlara ve uygulamalara katılması ile çözülebileceği ve yönetimin ancak bu şekilde etkinleşebileceği kabul edilmeli ve açıklanmalıdır.
Yasaların tanıdığı olanaklar kullanılarak, pasif bir katılım değil, süreç ve sonuç odaklı çalışan aktif katılım organları oluşturulmalıdır. Yönetimler arası ilişkilerin, hesap verilebilirliğin ve katılımın geliştirilmesi için karma bütçe kullanan, çok aktörlü misyon odaklı yapılar oluşturulmalıdır. Dünyada örnekleri bulunan katılımcı bütçe uygulamaları bunun önemli bir aracıdır ve Adalarda da uygulanması sağlanmalıdır.
ADALAR DEMOKRASİ MECLİSİ
facebook.com/hayiradalar
twitter.com/hayiradalar