Hızır ve İlyas’ın buluşma günü olarak Anadolu ve Balkan Halklarının kutladığı ve aslında‘yaza merhaba’ denen bu mevsim döngüsü, Adalar için ayrıca kıymetlidir. Adalar’da yaz başkadır, yazın gelişi ise bambaşkadır. Kültürel bir miras olan ‘Sayfiye Adalılık’ kavramının da bir nevi kutlaması olarak kabul görür ve kutlana gelir.
Arka Güverte’nin ev sahipliğinde7 yıldır düzenlenen Heybeliada Hıdrellez Şenlikleri, bu yıl Arka Güverte ve Adalar Belediyesi ortaklığında yeniden halkla buluştu.Bütün olumsuz koşullar ve sıkıntılı günlerin sıkışmışlığı içinde ve sanki ona meydan okurcasına coşku ve heyecanla kutlandı.
Hızır ve İlyas’ın buluşma günü olarak Anadolu ve Balkan Halklarının kutladığı ve aslında‘yaza merhaba’ denen bu mevsim döngüsü, Adalar için ayrıca kıymetlidir. Adalar’da yaz başkadır, yazın gelişi ise bambaşkadır. Kültürel bir miras olan ‘Sayfiye Adalılık’ kavramının da bir nevi kutlaması olarak kabul görür ve kutlana gelir.
Gelenekselleşen Şamani dini ritüellerinin, güncel ile harmanladığı ve sürekliliğin güvenine olan ihtiyacı karşılayan bu gün, sanki bu güven duygusunu pekiştirircesine dinamik ve şenlikli bir hazırlık aşamasıyla başladı. Adaturka ve Heyamola’nın arasındaki alanda gerçekleşen şenlik, yine Heyamola ve Adaturka’nın sanatçılara sandalye, yemek desteği, Erguvan Restoran’ın ‘Dilek Ağacı’ teminiyle tam yerini bulmuş gibiydi. Rengârenk bayrakların asılması için esnafın merdiveni hemen hazır etmesi, adalı müzisyenin ek ses sistemi desteğini hiç düşünmeden sağlaması, sahnenin halkın yardımıyla alandaki yerini alması, hepsi Adaya görülesi bir hareketlilik ve heyecan kattı. Dilek Ağacı’nın hazırlanması sırasında halkın büyük ilgisi, umuda yapılan her yatırımın ne kadar değerli olduğunun bir abidesi gibiydi.
Emek desteğinin yanında varlıklarıyla ve maddi yardımlarıyla birçok Adalı yurttaş, STK ve Platform destek verdi. Başta Leyla Rosenberger olmak üzere Korhan Gümüş, Heybeliada Kütüphane Derneği, Dünya Mirası Adalar, Heybeliada Gönüllüler Derneği’ne yürekten teşekkürler.
Arka Güverte’den Dilek ve Şebnem’in sunumları yaptığı gece, adada yaşayan ve yaşamış her halkı kendi dilinde selamlayarak başladı. Sayfiye Adalı, Devrim ve Ulaş’ın santür ve perküsyon düetiyle ilk müzikli açılış yapıldı. Bir İran enstrümanı olan santürün lirik sesini, perküsyon tamamlayıp, Anadolu ve Balkan ezgileriyle harmanlayınca, Adaların birçok kültürü bir arada tınladı.
FasaFisa Dans ve Müzik Okulu’nun öğrencileri rengârenk kıyafetleriyle, Ege’nin iki yakasının danslarını Heybeliada’da birleştirdi. Roman danslarına, ‘Hasapiko’ ve ‘Zeybekiko’ örneklerinin sergilendiği Rum dansları eşlik etti. Kiminin adımları takip ederek öğrenmeye, kiminin ise zaten bildiği bu figürlere kenardan eşlik etmeye çalıştığı gözlendi. Gösteri, Dans Okulu’nun sınırlarını genişletti.
Etnik müzisyenler Briken ve Tunç’un çocukları yanına çağırmasıyla çocuklar şenliğin ana figürleri haline geldi. Müziğine başlamadan önce çocuklara arp, lir veya eski Türkçe’de “çenk” denen müzik aletini tanıtan Briken ve Tunç onların ilgi ve beğenisini kazandı. Böylece dinlemesi emek isteyen etnik müzik şöleninin kıymetini en iyi çocuklar bildi. Konserin sonuna kadar sahnenin önündeki hasırda oturarak dinleyici olmanın en güzel örneğini sergilediler.
Ateşin sahnenin arkasında tutuşturulmasıyla hareketlenen meydan, dileklerle atlanan ateş ile eğlence ile atlanan ateş arasındaki kahkahalara da sahne oldu.
Okmeydanı’ndan Ezgi’nin kendi çaldığı gitara eşlik eden enfes sesinin tınısı herkesi coşturdu. Ezgi’nin gençliğini daha da yücelten becerisi herkesin hafızasında kalıcı iz bıraktı.
Gezi’de İstiklal’in orta yerinde elinde gitarıyla gölge figür olarak hafızlarımıza kazınan Siyasiyabend’in eski üyelerinden Dede Murat’ın gitar solosu, gecenin tek Rock etkinliğiydi.
Adalar olur da horon, horon havası olmaz mı? Tüm yıl boyunca Marmara, Akdeniz ve Karadeniz iklimlerini yaşayan ve yönüyle yine bir Dünya Mirası özelliği taşıyan adalarda, elbette Karadeniz olacaktı. Burgazlı Kadir Peltek tulumu ile bizi Karadeniz’e çaldı, Karadeniz de adada hem saza geldi, hem de horona durdu.
Yavaş yavaş gelen gecenin sonunda yine Okmeydanı’ndan Adalar’a gelen ama 6. defadır aramızda oldukları için artık Adalı saydığımız Birsel ve Hüseyin’in sazlı sözlü ezgileri eşlik etti. Horonlara, halaylar eşlik etti.
Gece sona erdiğinde ise kurulduğu gibi birlikte toplanan alan ertesi güne, sokakları tertemiz ama hafızaları dopdolu başladı. İyi yazlar Adalılar.