Çarşamba, 30 Mayıs 2018 15:59

Koruma Altına Alınmamış Mimari Miras

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)


Sahada dolaştığımızda Adalar’da çok fazla sayıda binanın ihmal edilmiş olduğunu görüyoruz. Adalar Kent Konseyi Mimarlık ve Şehircilik Çalışma Grubu olarak bir süredir yeni tescil önerileri geliştirmeye çalışmamız bu yüzden. Adalı gönüllü mimarlar, akademisyenler, mimarlık ve şehircilik bölümü lisans ve lisans üstü öğrencileri, bu eksikliği ortadan kaldırmak için çalışıyor bir süredir...

2 280x

Sivil mimari, kentlerin en değerli kültür mirasıdır ve bir kentin somut ve somut olmayan kültür mirasını koruyabilmenin en iyi yolu, döneme ait sivil mekânları, plan özellikleri ve özgün malzemesiyle birlikte korumaktır. Yapı türleri ve oluşturdukları kent mekânları sadece tarihe referans vermezler. Aynı zamanda kentin karakterini ve estetiğini de oluştururlar. Bir yapıyı yok etmek veya değiştirmek, bu kent mekânını da değiştirmek demektir. Bir sokak üzerindeki korunacak veya korunmayacak yapıları tespit ederken bunun farkında olmak, binaların tekil değerlerinin yanı sıra çevresel değerlerini de göz önünde bulundurmak gerekir

Adaların sahip olduğu yapı koleksiyonu içinde 1920’lerden sonra inşa edilmeye başlanan (ve yaklaşık 1970’lere kadar uzanan) kâgir binalar önemli bir yer tutmaktadır. Bir kısmını mimarların tasarladığı, bir o kadarını da yerel kalfaların tasarlayarak inşa ettiği bu binaların benzerlerini İstanbul’un Anadolu ve Avrupa yakalarında, Anadolu’nun şehir ve kasabalarında görmek mümkündür. Belki de “mümkündü” demeliyiz. Apartmanlaşmayla başlayıp kentsel dönüşümle devam eden imar faaliyeti bu binaları ortadan kaldırmıştır, kaldırmaktadır. 20. yüzyıl İstanbul hayatının gecekondulaşma ve apartmanlaşma döneminin hemen öncesinde üretilmiş bu “ev”ler bir yandan da sayfiye kültürünün öğeleridir. Kâgir binalar olarak sınıfladığımız bu yapıların önemli bir bölümü bu dönemin art deco ve Bauhaus mimarisinin etkilerini taşımaktadır. Adalar kentsel siti, dünyada bu dönem mimari üslubunun örneklerinin bulunduğu özel bir yerdir. Bu dünya üslubunun hemen ardından 1950’lerde yayılmaya başlayan yeni bir kâgir bina tarzı, zarif kolonlar üzerinde yükselen kırma çatıların altında büyük verandalı murç sıvalı Cumhuriyet dönemi yapıları ortaya çıkar.

İstanbul’da, bu evlerin hemen hemen tamamı ne yazık ki son 30-40 yıl içinde yok edildi. Bugün bunların son örneklerini bir mahalle dokusu içinde görebileceğimiz tek yer Adalar’dır.

50 cm taş temel duvarları üzerinde 2 veya 1,5 tuğla duvarla örülerek yığma yapı tekniğinde inşa edilmiş bu binaların her biri, plan şemasında merkezden dağılan ve birbirine açılan/kapanan odaları, genellikle (sayfiye evi olmaları dolayısıyla) geniş balkonları, 3 metrenin altına inmeyen tavan yükseklikleri, ahşap panjurları, çoğu yerel üreticilerin ürünü yer çinileri, güzel doğrama ve kapıları, özgün balkon ve merdiven korkulukları, murçlanmış dış cephe sıvaları, taştan örülmüş veya tuğla üzerine püskürtme sıvalı, harpuştalı bahçe duvarları, Marsilya tipi kiremit kaplı kırma çatıları, bahçe peyzajları ve hatta mobilyalarıyla benzersizdir.

3 280x

Adalar’daki bu binalardan bazıları, son yıllarda plan şemaları bozularak, cepheleri plastik ya da hazır bezeme elemanları giydirilerek, özgün korkulukları sıradan alüminyumlarla veya hazır ferforje motiflerle değiştirilerek, PVC doğrama ve panel kapılarla sıradanlaştırılarak, güzel çinileri seramiklerle örtülerek, hatta kat ilavesiyle oranları bozularak tahrip edilmiştir.

Oysa bu evler günümüz ihtiyaçlarının gerektirdiği banyo-mutfak iyileştirmeleri, ısıtma ve soğutma tesisatı (ki kalın duvarları ısı yalıtımına yardımcıdır) kurulması, mevcut ahşap doğramasına çift cam takılması, çatısına su ve ısı yalıtımı yapılmasıyla konforlu hale gelebilirler.

Bu dönem binalarından bazıları (ki sayıları azdır) tescil edilmiştir. Ancak çoğunluğu bu koruma kalkanına sahip değildir. Aralarından bazılarını örnek diye koruyup diğerlerini (depreme dayanıksızlık endişesini bahane ederek veya tek katlı diye) yıkım tehlikesiyle karşı karşıya bırakmak son derece yanlıştır. Çünkü korumak istediğimiz şey bu yapı koleksiyonu ve onların oluşturduğu sokak ve mahalle yapısıdır, bahçe kültürüdür. Yapılması gereken, Adalar’ın kentsel oluşumunu ve yapı stoğunu korumaktır.

Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, İBB tarafından 1/5000 plan hazırlanırken önemli sayıda binanın tescili önerilmiştir. 1/1000 plan müellifi EGE PLAN da bazı tescil önerileri getirmiştir.

4 280x

Ancak sahada dolaştığımızda çok fazla sayıda binanın ihmal edilmiş olduğunu görüyoruz. Kent Konseyi Mimarlık ve Şehircilik Çalışma Grubu adına yeni tescil önerileri, Adalı gönüllü mimarlar, akademisyenler, mimarlık ve şehircilik bölümü lisans ve lisans üstü öğrencileri tarafından fotoğraf ve adres bilgileri kaydedilerek, mevcut tescilli ve tescili önerilen yapılar haritasına işlenmiştir, işlenmeye de devam etmektedir. Tescili önerilen yapılar için envanter fişleri hazırlanmaktadır. Bu envanter, haritalarla birlikte dünyadaki ve Türkiye’deki ilgili bütün kurumlara sunulacaktır.

Koruma perspektifinin geniş tutulmasına ve koruma pratiklerinin doğru kişilerin denetiminde kolaylaştırılmasına ve hızlandırılmasına ihtiyaç vardır. Anıtsal yapılar için daha katı kurallar konabilir, ama ev dediğimiz şey günlük ihtiyaçlara uygun hale getirilebilmelidir. Mimarisiyle bağdaşan yeni eklemeler, çıkarmalar yapılabilmelidir. Çirkin kaçakların önünü kesmenin bir yolu da bu olabilir. Kaliteli malzeme, detay ve uygulama teknikleri kullanılmalı, mal sahipleri, teknik ve idari kadro buna zorlanmalıdır. Yapım aşaması sürekli denetlenmeli ve doğru neticelendirilmelidir. Bugünkü uygulama pratiğinde, Koruma Kurulu ve KUDEB bu izinleri vermekte, ancak gerekli denetimleri ne inşaat sırasında ne de iş bitiminde, yeterli bir biçimde, yerinde ve zamanında yapılmamaktadır.

 

Son değişiklik Çarşamba, 30 Mayıs 2018 20:11

Son ekleyen Berrin Erkurt

Yorum yapmak için oturum açın