Çarşamba, 30 Mayıs 2018 15:28

Yeniden merhaba...

Ögeyi değerlendirin
(2 oy)

Okuyanlar bilecektir, mayıs sayımızın sunuş yazısında Semra Uzuner arkadışımızın “veda”sı yayınlandı.

2018 Mart ayında çok sevdiği adalarından ayrılmak zorunda kalmışlardı eşiyle birlikte.

Bu yazı ona teşekkür için. Ve O’nu bize kazandıran Ömer Faruk Berksan’a...

2012 yılı başlarındaydık.

Adalar Vakfı Yönetim Kurulu, yayımına 2003 yılında başlayan Adalı dergisi için bir karar noktasındaydı. Derginin kuruluşundan 2012 başına kadar yayın sorumluluğunu ben üstlenmiştim ama vakıf zamanla, içinde müze ve kitap yayıncılığı başta olmak üzere farklı alanlara yönelmişti ve ben mesaimin neredeyse tamamını bu alanlara aktarmak zorunda kalmıştım ve derginin sorumluluğunu daha fazla taşımak istemiyordum. “Adalı” ya kapatılacak, ya da farklı bir şekilde devam ettirilecekti.

İmdada, dönemin Vakıf Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Berksan yetişti. Derginin idari ve mali sorumluluğunu tümüyle üzerine alabileceğini söylediğinde, yönetim kurulu kararını bu yönde vermişti bile.

2010 ve 2011 yıllarında kesintili olarak çıkan Adalı, Ömer Faruk Berksan’ın bayrağı devralmasıyla 2012 Mayıs’ından itibaren yine ilk günlerindeki heyecanına, kalitesine ve düzenliliğine döndü. Kuşkusuz bu noktada, çok doğru bir tercihle yazı işleri sorumluluğunu üstlenen Semra Askeri Uzuner’i de özel olarak not etmek gerekir.

Adalı’nın Mayıs 2012 sayısının sunuş yazısı, Ömer Faruk Berksan imzasını taşıyordu ve değişim bu yazıda şöyle ifadesini bulmuştu:

Adalı’da Bayrak Değişimi

Adalı Dergisi, Adalar’ımıza renk getirdi. Başladığı günden bu yana zevkle takip ediyorum. Sevgili Halim Bulutoğlu, bitmeyen enerjisi ile dergimizi bugünlere kadar taşıdı. Artan sorumluluğu ve işleri O’nu zorlamaya başlayınca, bana “Haydi sıra sende!” dedi ve bayrağı elime tutuşturuverdi.

Geçmişte bir iki dergi çıkarmıştım. Deneyimim olmuştu, ama Adalar gibi entelektüel seviyenin yüksek olduğu bir yerde, bu iş o kadar kolay olmasa gerek. Ne yapayım ki beni denemek zorundasınız. Beğenirseniz bana aferin der, beğenmezseniz hesabını Halim Bulutoğlu’na sorarsınız.”

Bu satırlar, 2013 yılında yayımlanan, benim imzamı taşıyan ve bir anlamda Adalar Vakfı faaliyetlerinin yazılı tarihi misyonunun da üstlenmiş olan “Adalar”ın ve Adalar Vakfı’nın 30 Yılı” kitabından.

Aynı yazısında Ömer Faruk Berksan, birlikte çalışacağı arkadaşını da Adalı okurlarına duyuruyordu: “Yazı İşleri Müdürüm, deneyimli bir arkadaşımız olan Semra Uzuner’dir.” cümlesiyle.

Adalı okurları Semra’yı bu sözlerle tanıdılar.

Başta Adalı yazarları olmak üzere büyük Adalı ailesi Semra’yı çok sevdi.

Kesintisiz 6 yıl bu güzel ve zor görevi sürdürdü. Başarıyla...

Hep derim. Aylık dergi yayıncılığı zordur diye. Hele bugünün anlık iletişim ortamında iyice zorlaştı. Ne yapıp etseniz, ağzınızla kuş tutsanız gündemin dışında kalmaya mahkumsunuz. E, öyle olunca da ilgiyi canlı tutmak neredeyse imkansızlaşıyor. İmkansızı başarmak zorundasınız. Farklı bir kulvarı denemek zorundasınız. Bu noktada yazarlarınızın beceresi ve ilgisi daha bir önemli hale geliyor. Yazarlar da eğer bu işi gönüllü yapıyorsa, ister istemez daha hızlı dönüş aldıkları mecralara yöneliveriyor, size olan ilgilerini kaybediyorlar.

Semra işte bu imkansızı başarmasını bildi. Adalı’yı Adalı yapan yazarlarıyla gönül bağı kurmayı başardı. Yeni yazarlar kazandırdı. Marmara Adası’ndan bir Adalı yazarımız var biliyorsunuz. H. Can Yücel. Ne kadar güzel yazmış. Demiş ki “Adalı Dergisi, yazarlığa adım atmamı sağlayan çok önemli ve değerli bir yayın benim için.. Gönül ister ki 12 ay basılı olarak çıkmaya devam etsin. Ama hepimizin malumu gerekçelerle yaz ayları ile kısıtlı tutulmakta.

Kalemimi geliştirmemde bana çok yardımcı oldu bu yazılar. Sağ olsun Semra abla da çok yardımcı oldu. İlk yazım yayınlandığında ki heyecanım tarif edilemez!”

İşte böyle.

Şimdi bunlar nereden çıktı diyecekler çıkabilir. Okuyanlar bilecektir, mayıs sayımızın sunuş yazısında Semra Uzuner arkadışımızın “veda”sı yayınlandı.

2018 Mart ayında çok sevdiği adalarından ayrılmak zorunda kalmışlardı eşiyle birlikte.

Bu yazı ona teşekkür için.

Ve O’nu bize kazandıran Ömer Faruk Berksan’a...

Biliyorum ki her ikisinin de gönlü bizimle.

Ve yine biliyorum ki, yollarımız er geç kesişecek.

Ada’da.

İyi yazlar...

Halim Bulutoğlu

 

Son değişiklik Perşembe, 31 Mayıs 2018 03:00
Yorum yapmak için oturum açın