Salı, 15 Ağustos 2017 11:37

Menopoz Nedir?

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Menopoz kelimesi İngilizce; “ay (moon)” ve “sonlanma (pause)” kelimelerinden oluşturulmuştur. Tam olarak kelime karşılığı adetten kesilme olup, “menopoz yaşı”kadının en son fizyolojik adet kanamasının olduğu zamanı ifade eder.

Menopoz, genel bilinenin aksine rahimin değil yumurtalıkların işlevinin sona ermesidir. Yumurtalıklarda yeni yumurta oluşumu gerçekleşememekte ve hormon üretimi yapılamamaktadır. Yeterince estrojen ve progesteron hormonları üretiminin olmamasına bağlı olarak adetten kesilme gerçekleşmektedir.

Menopoz ortalama yaşı nedir?

Menopoz yaşı ortalama olarak 50 olarak kabul edilse de bu; 45 ile 50 yaş arası normal kabul edilir. Menopoza girme yaşını belirleyen pek çok neden olmasına rağmen en önemli nedenler genetik (ırsi) özelliklerdir. Ayrıca aşırı sigara tüketimi de erken menopoza sebep olabilmektedir. Adetten kesilmeden önceki döneme “premenopoz”, adetten kesilme sonrası döneme ise “postmenopoz” denmektedir.

Premenopoz (menopoz öncesi dönem)

40 yaşından sonra genel olarak kadınlarda adet düzensizliği problemleri başlar. Hatta bu dönemde adetler devam etse de sıcak basması ve terleme yakınmaları da olabilir. Bu dönemde adetler sıklıkla düzensizleşmiştir. Özellikle adet gecikmeleri, bazen da tam tersi olarak fazla miktarda adet görmeler ortaya çıkabilmektedir. Buradaki temel neden yumurtalıklardan salgılanan estrojen hormonunun zaman içinde azalmasıdır.

Sıcak basmaları ve adet gecikmeleri şikâyetleri de estrojen hormonunun vücudun ihtiyacına göre daha az olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile menopozdan sonra karşımıza çıkan Osteoporos (kemik erimesi) gibi durumlar aslında menopoz öncesi dönemde başlamaktadır.

Menopoz belirtileri nelerdir? Menopoza girildiği nasıl tespit edilir?

Menopoz öncesi dönemde yaşanabilecek bir önemli durum da geç fark edilen gebeliklerdir. Adet gecikmeleri her zaman menopozun işareti olmayabilir. Bu nedenle menopoza tam olarak girene kadar etkin bir doğum kontrolü yöntemi uygulanmaya devam edilmelidir. Kural olarak adet gören her kadın, gebe kalma potansiyeline sahiptir. Yaşa bağlı bu olasılık gittikçe azalsa da teorik olarak hiçbir zaman sıfır değildir.

40 yaşını aşmış her kadında, adet gecikmelerinin olması durumunda öncelikle bir gebelik testi yapılmalıdır. Eğer gebelik yoksa menopoza geçiş durumu düşünülerek yumurtalık fonksiyonlarını ölçen birtakım hormon testleri yapılır ve bu şekilde bir menopoz durumunun olup olmadığı anlaşılabilir. Böyle bir kadın en az 6 ay boyunca adet görmemişse bu durum menopoz olarak kabul edilebilir. Yani, kesin olarak menopoza girildiğini görmek açısından en azından 6 aylık adet kesilmesi şeklinde bir dönemin geçmesi gerekir.

Menopozun laboratuvar yönünden tanımlanması için kanda FSH, LH ve estrojen hormonları (E2) değerlerine bakılır. FSH ve LH artmış, estrojen azalmışsa bu durum yumurtalıkların (overlerin) tükendiğini göstererek menopoz tanısını koydurur.

Yumurtalıkların yalnızca estrojen ve progesteron hormonlarını salgılamakla kalmadığı ve daha pek çok madde üretimi ile kadın fizyolojisinde yer aldığı son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda gözlemlenmiştir. Bir kadın için düzgün olarak çalışan yumurtalıklar en önemli organlardandır.

Cerrahi menopoz nedir?

Cerrahi menopoz bir nedenden ötürü jinekolog doktorlar tarafından yumurtalıkların alımı sonrası gelişen menopozdur. Yapılan ameliyatlarda yumurtalıkların alımı genel olarak rahimin de alımı (histerektomi) ile birliktedir.

Çoğunlukla 45 yaşından sonra myom (rahimde ur )nedeniyle histerektomi ameliyatına alınan kadınlarda genellikle rahim ile birlikte yumurtalıklar da alınır. Yumurtalıkların alınmasının sebebi, ileride gelişebilecek olası yumurtalık kanserine karşı kişiyi korumaktır.

45 yaş ve altında yapılan rahim ameliyatlarında ise genellikle yumurtalıklar korunur. Çünkü rahim alınıp adetten kesilme durumu gerçekleşse bile yumurtalıklar belli bir süre daha görevine devam edeceği için bir menopoz durumu söz konusu olmaz. Yani, menopozun sıcak basma, ateş ve terleme gibi durumları olmayacaktır.

Yumurtalıkları alınarak adetten kesilme durumuna “cerrahi menopoz” denir.

Cerrahi menopozda adetten kesilmenin verdiği sıkıntılar ve problemler normal menopoza göre çok daha şiddetlidir. Çünkü normal menopozda yumurtalıkların tükenmesi yavaş yavaş olup vücut belli bir şekilde duruma adapte olurken cerrahi menopozda bu süreç ani olarak gerçekleşir.

Rahimin alınması sonucu menopoza giren kişiler, ameliyattan 15-20 gün sonra hekimlerine başvurarak menopoz tedavilerine başlamalıdırlar.

Erken menopoz nedir?

Adetten kesilme 40 yaşından erken gerçekleşmişse “erken menopoz” olarak tanımlanmaktadır. Erken menopoz tıbbi literatürde “prematür menopoz” olarak da geçer.

Prematür Ovaryen Yetmezlik (POF) nedir?

Menopozun 30 yaşından daha erken ortaya çıkması durumuna ise “Prematür Ovaryen Yetmezlik” (POF) veya “Prematür Over Yetmezliği” adı verilir. Bu şekilde yumurtalıkların çok erken dönemde tükenmesi kadınlarda psikolojik ve fizyolojik yönden pek çok problemi de beraberinde getirir. Prematür Ovaryen yetmezlik (POF), mutlaka nedenlerin araştırılması ve uygun tedavilerin başlanmasını gerektiren bir durumdur.

Erken menopoz eğer tedavi edilmezse kadın vücudu çok erken dönemde menopozun yıkıcı etkilerine maruz kalacak ve menopoza bağlı hastalıklar (kemik erimesi ve kalp hastalığı gibi), erken yaşta ve çok daha şiddetli bir şekilde ortaya çıkabilecektir.

Osteoporozisten korunmak için beslenmede dikkat edilecek hususlar

Her yaş döneminde yeterli kalsiyum tüketilmelidir. Kalsiyum için en iyi kaynak süt ve süt ürünleridir. Sütün dışında özellikle yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve pekmez kalsiyumdan zengindir.

  • Mineral içeriği yüksek sert suların içilmesi tercih edilmelidir.
  • D vitamini gereksinimi karşılanmalıdır. Güneş ışınlarından uygun şekilde ve düzenli olarak yararlanılmalıdır. Kış günlerinde öğle vakitleri, yaz aylarında ise kuşluk ve ikindi vakitlerinde güneşlenilmelidir.
  • İçme ve kullanma sularının florid içeriğinin litrede 0,7-1,2 mg düzeyinde olması kemik ve diş sağlığı açısından önemlidir.
  • Aşırı posa tüketiminden sakınılmalıdır.
  • Aşırı protein tüketiminden kaçınılmalıdır. Çünkü yüksek proteinli diyet idrarla kalsiyum atımını arttırır ve osteoporozis için önemli bir risk faktörüdür.
  • Aşırı fosfor tüketiminden kaçınılmalıdır. Proteinli besinler genelde fosfordan da zengindir. Protein yeterli düzeyde alınırsa aşırı fosfor alımı da önlenir.
  • Yemeklere aşırı tuz eklemekten ve tuzlanmış besinleri aşırı tüketmekten sakınılmalıdır. Çünkü aşırı tuz, idrarla kalsiyum atımını arttırmaktadır.
  • Sigara içilmemelidir. Sigara kan kortizon düzeyini artırarak 25-hidroksi D vitamininin, Aktif şekli 1-25 dihidroksi D vitaminine dönüşümünü azaltır. Aynı şekilde kandaki C vitamini düzeyini ve serum östrojen düzeyini de düşürür.
  • Düzenli fiziksel aktivitede bulunulmalıdır. Fiziksel aktivite gençlikte kemik kütlesini arttırır, yaşlılıkta ise kemik kaybını önler. Her gün en az 30 dakika yürüyüş gereklidir.
  • Alkolden sakınılmalıdır. Alkol, kemik oluşum hücrelerini harap eder ve kalsiyum emilimini bozar.
  • Aşırı incelikten kaçınılmalıdır. Beden Kütle indeksi 25’in altına inmemelidir. Çünkü menopozdan sonra vücut, yağ dokusundaki östrojenden de yararlanmaktadır.
  • Özellikle alüminyum içeren antiasitlerden, kortizonlu ilaçlardan sakınılmalıdır.
  • Aşırı kafein tüketilmemelidir. Kafein içeren içeceklerin sık tüketiminden kaçınılmalıdır.

Osteoporozis, menopozda görülen en önemli sağlık sorunudur. Yukarıdaki beslenme önerilerinin yanı sıra, menopozda kardiyovasküler hastalık ve şişmanlık riskinin yüksek olması nedeniyle diyetin enerjisi ve yağ oranına da dikkat edilmelidir.

Menopoza girmiş kadınlarda kardiyovasküler hastalıklar, osteoporozis gibi hastalıkların gelişme riski fazladır. Kardiyovasküler hastalıkların gelişmesinde sadece östrojen hormonu değil menopoz öncesi kadının beslenme durumu (hayvansal kaynaklı yağların yüksek oranda tüketilmesi gibi), şişmanlık, sigara kullanımı da menopoz sonrası etkendir.

Osteoporozis kemiklerden kalsiyum kaybının artması sonucunda kemiklerin kolaylıkla kırılması hastalığıdır ve menopoza girmiş kadınlarda daha sık görülür.

30 yaşından sonra kemik kaybı başlar. Genelde kadınların kemik mineral yoğunluğu erkeklerden düşüktür. Kemik kaybı hızı menopozda önemli ölçüde artar. Menopozdan sonraki kemik kaybının esas nedeni östrojen yetersizliğidir.

Sağlıklı beslenmek ve hareket etmek düzenli yaşam menopoz döneminde çok önemlidir.

Sağlıklı günler dileklerimizle.

 

Son değişiklik Perşembe, 17 Ağustos 2017 00:35
Yorum yapmak için oturum açın