Perşembe, 29 Eylül 2016 13:30

Adalı'dan

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Adalar’ın irili ufaklı sorunları için çalışan, sorumluluk üstlenen, elini taşın altına koyan insan sayısı hiç de az değil.

Sivil toplum diye tanımladığımız, kuruluşlar, inisiyatifler ve yapılanmalar bütünü, Türkiye gibi demokrasisi sorunlu, yönetimi tekçi ve otoriteryen ülkelerde bir türlü gelişemiyor. Katılımcı demokrasinin en önemli unsuru olan sivil toplum, siyasi iktidarla ilişki içinde ama ondan bağımsız olabilmek demek. Siyasi iktidarın samimiyetle açtığı kanallar olmadan, katılımcılık da mümkün değil.

Türkiye, bu sınavda, özellikle son yıllarda karnesi hep kırıklarla dolu ülkeler arasında.

Bırakın katılımcılığı, temsili demokrasi bile denmeyecek bir yönetim biçimi, ülkenin üzerine tüm ağırlığıyla çökmüş vaziyette.

Siyasi iktidarın desteklemediği, uzak durduğu tüm örgütlenmeler sürekli kan kaybında. Bu ilişki yumağının dışındaki dernekler ve vakıflara yaşama hakkı yok.  En azından kendi kurdukları kurumlar üzerinden sosyal sorumluluk alanına giren, kaynak aktaran büyük sermaye şirketleri bile büyük tedirginlik içinde.

Durum yerel yönetimlerde de farklı değil.

Orada da katılımcılık sözde. Katılımcılığı zorunlu kılan tüm yasa ve yönetmelikler buralarda kağıt üzerinde kalıyor. Katılımcılığın en önemli unsurlarından Kent Konseyleri de bunlar arasında. Kuralıyla, hakkıyla çalışan kaç kent konseyi var ülkemizde?

Bu çoraklıkta durum Adalar için de farklı olmamalı.

Ama ne iyi ki, Adalar’da sivil toplum yaşamı özellikle son yıllarda olabildiğince aktif.

Hem de bütün olanaksızlıklara rağmen.

Eylül’ün ilk günlerinde yeni genel kurulunu yapan Kent Konseyi, son iki yıldır Adalar’daki sivil toplum yaşamının merkezine yerleşti.

Kent Konseyi, önceki dönemlerinde olmadığı kadar aktif. Yasayla belirlenmiş kaynaklardan gelmesi gereken bütçesi sıfır noktasında olmasına rağmen, bunu dert etmeyen, harcamalarını kendi ceplerinden aktarımlarla karşılayan başkan ve yürütme kuruluyla, epey üretken 9 çalışma grubu ve meclisleriyle Adalar Kent Konseyi takdiri hak ediyor.

Adaların aktif hemen tüm sivil toplum kuruluşları, kulüpleri ve meslek kuruluşları Kent Konseyi bünyesindeki çalışmaların içinde yer alıyor.

Uzun zamandır atıl durumda kalmış olan çeşitli dernek ve kuruluşlarda da bir hareketlenme gözlüyoruz.

Eylül ayı içinde Büyükada Barınağı için Ada Gönülüleri Derneği öncülüğünde yapılan kermes ve etkinlikler dizisi bunun son ve önemli örneklerinden biri.

Bir günde 100’ün üzerinde katılımcısı ve hiç de azımsanmayacak tutarda toplanan bağış, Büyükada barınağındaki canların en az 3 aylık mama ihtiyacını karşılayacak.

Eminim ki, bu sembolik katılımın devamı da gelecek.

Adalar’ın en önemli sorunlarından biri eğitim. Eğitim kurumları son 40-50 yıl içinde Adalar’da sürekli kan kaybetti. Sayıları azaldı, bir bölümü kapandı. Daha da önemlisi, var olanların kalitesi düştü. Son bir iki yıldır bu alanda da olumluya dönüş gözlüyoruz. Büyükada Şehit Murat Yüksel İlköğretim Okulu bu konuda bir örnek. Yenilenen Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi de.

Ama olmayan bir şey daha oluyor ve eğitim döneminin belki de en önemli basamağı olan okul öncesi eğitimde, uzun yıllardır eksikliği gözlenen bir kurum yeşeriyor.

Adalıların yakından tanıdığı bir isim, bir süre önce kaybettiğimiz Prof. Dr. Besim Üstünel ve eşi Gülen Üstünel’in Adalar Belediyesi’ne bağışıyla inşaatı tamamlanan anaokulu ve kreş önümüzdeki günlerde açılıyor. Adalar Belediyesi, okulun kuruluşu için bu amaçla kurulan Ada Eğitim Derneği ile anlaştı. Dernek yönetimi, uluslararası yaygınlıktaki Waldorf  eğitim kurumlarının bir parçası olma hedefiyle yola çıktı.

Özgür ve doğaya saygılı bireyler yetiştirmeyi amaçlayan okulun yolunun açık olmasını diliyoruz.

İyi kışlar…

Son değişiklik Pazar, 02 Ekim 2016 19:13
Yorum yapmak için oturum açın