Gün geçmiyor ki tacizle ilgili bir haber okunmasın: Kadına taciz, çocuğa taciz, insan hayatına taciz, eğitime taciz, sanata taciz, yarınlarımıza taciz.
Kadına taciz, kanımca kişinin sosyal çevresinden, erkek-kız ayırımının hüküm sürdüğü bir ortamda büyümüş olmasından, cinsel dürtülerine hâkim olamayışından, cinsellikle ilgili bilgisizliğinden, davranış bozuklukları gibi ruhsal dengesizliklerinden veya cinsel yetersizliklerden kaynaklanıyor.
Gizlilik içerisinde hafif temaslarla veya karşı taraftan kah korkudan kah utangaçlıktan ileri gelen sessizlikle sürdürülen bu gayrı ahlaki duruma neden olan sosyal ve bedensel dengesizliklerin uzantısı eğer çocukların ruhsal durumunu sarsacak nitelikteyse o zaman bir gizlilik bir baskı söz konusudur ki bu duruma açıklık getirebilmek için ilkin bir psikoloğa danışmak gerekir.
Bugün aldığım bir habere göre yakın çevremizde bulunan bir spor kulübünde de antrenörlük yapan evli ve çocuklu bir kişi çocukları çeşitli yollardan taciz ediyormuş.
Durum hiç iç açıcı değil. Bazı soruların cevabını ararken toplumsal yaralara tuz basıldığını hissediyorum. Evli bir insan eğer seksomanyak değilse böyle bir rezaletten ne zevk alır? Eşi ile ilişkisi yok ise, evliliği bu şartlar altında sürdürmek, eşlerin karşılıklı duygusuzluğu, menfaate düşkünlükleri veya kendilerine olan güvensizliklerinden kaynaklanır ki bir çatı altında şerefsizce yaşanan bu sözde evliliğin hiçbir anlamı yoktur.
Evladı yaşındaki çocuklara taciz ederken insan hiç mi rahatsız olmaz? Ya çocuklar? Durumu gizli tuttuklarına göre, ailelerine açılamadıklarından, korku ile büyütüldüklerinden olacak ki bu da aile ortamında bir güven, bir koruma hissi olmadığını gösterir.
Son zamanlarda yine çokça işlenen bir konu daha var: Kadına şiddet.
Kadını seks aracı olarak görmek, çalıştırıp parasını yemek, boşamamak, kıstırıp manyak emellerine alet etme, dövme, darp, yaralama, öldürme, cesedi parçalama gibi eylemler çoğunlukla cahil kesimde görünüyor. Kadını eğitme, koruma, sahip çıkma, toplum içinde yerini belirlemede yeterli adımlar atılmadığı kesin.
Erkek çocuğa kadın nasıl tanıtılıyor? Ailesindeki kadınların toplumdaki yeri, aile içindeki değeri, çocuğun ruhunda ne gibi izlenimler bırakıyor?
Kadına şiddet, salt kadını dövmekle, tecavüzle veya cinayete kurban etmekle mi gerçekleşiyor? Hayır.
Kadına üstünlük sağlamanın bir yolu da onu ezmekten geçer. Kadının kendine göre üstünlüğünü fark eden kompleksli erkek, kendisini ispatlamak amacıyla huzuru bozmakla işe başlar ve işi terbiyesizliğe, iftiraya kadar götürür. Kendisini üst basamaklarda görmek isteyen erkeğin artık DNA’sı bozulmuştur.
Megaloman kişiler kısmete elde ettikleri hayatı hazmedemeyen kişilerdir. Megalomani de ayrı bir tehlike arz ediyor. Bu ruhsal durumun tedavisi yok denir. Onlar, olmak istedikleri yerde kendilerini görmek, önemli görünmek isterler ve eğer sağlam bir alt yapıları yok ise, her sallandıkları an insanın hayatını zehir ederler.
Yani kadına şiddet yalnız tokat atmakla, pataklamakla, kurşunlamakla olmuyor. Kadının özgürlüğünü kısıtlamak, küfür etmek, hayatını yaşatmamak da şiddettir. Kadını sevgisiz, aşksız, ilgisiz ve bir imzanın yükümlülüğünün altında eleman olarak eve kapatmak da şiddettir.
Kızlarımızı eğitmeden, asosyal, hayata karşı güçsüz kuvvetsiz çağ dışı ve ebeveyne bağımlı büyütmek veya evlenmesi lazım diyerek birinin koynuna atmak da en ağır şiddettir.
Mutluluk, insanların el ele, sevgi, saygı ve aşkla, üstünlük taslamadan hayata karşı direnç gösterebilecekleri bir paylaşımdır.
