MacerAda 2015 koşuldu

Bu yıl Büyükada macera adasıydı

MacerAda’nın üçüncüsü, son yılların en sıcak Eylül gününde koşuldu. Ama güneşin yakıcılığı, havanın bunaltıcılığı ve yoruculuğu, yarışmacıların enerjisi ve adrenaliniyle baş edemedi. Takımların tamamı, yüzme, bisiklet ve oryantiring etabını bitirdiler.

MacerAda’nın bu defa Büyükada’da koşulan 2015 yarışmasına, 35 takım katıldı.

Bu senenin yeniliği, sadece Büyükada değildi.

MacerAda’nın Adalar ilk ve orta öğrenim okulları öğrencilerinden yüzün üzerinde yarışmacısı da vardı. Onlar kendi aralarında hem yarıştılar, hem de eğlendiler.

Yarışma 08.00’de, planlandığı gibi Büyükada ile Heybeliada arasında bir noktadan, yüzme etabı ile başladı.

Hava ve deniz yüzmek için harika denebilecek kıvamdaydı. İlk bonus etabı da yüzme parkuruna yerleştirilmişti. Normalde 700 m olarak hazırlanmış yüzme etabına, Dilburnu’nun hemen önüne konuşlanmış bir hedef tekne ile 50 puan bonus kazanmak isteyenler için 400 m’lik bir parkur eklenmişti. Yarışmacı takımların yarısına yakını bu fırsatı kaçırmadılar. İşin ilginci ve elbette ki güzeli, 1100 metre yüzen takımlardan en az ikisinin, karaya ilk adım atanlar olmasıydı. Hızlarını hayal edebiliyor musunuz?

Yarışmacıların karaya çıktıkları Nizam Koyu, bence hem Büyükada’nın, hem de tüm Adaların en güzel koyu ve plajı. Plajın işletmecisi Mehmet Kaptan ve çalışanları, yarışmanın da gönüllüleri arasındaydılar. Hem tüm gece bekçilik yaptılar, hem de iki tekne ile yüzme yarışının ve yarışmacıların güvenliğine katkıda bulundular.

Yarışmanın bisiklet etabı da bu noktadan başladı. Bu etabın 18 hedef noktası vardı ve bu noktaların ikisi Büyükada’nın en yüksek iki noktasına, Aya Yorgi ve Hristos tepelerine yerleştirilmişti. Üstelik Aya Yorgi Tepesi, bonus etaplarından birinin de mekânıydı ve toplam 100 puan kaçırılacak gibi değildi. Nitekim yarışmacıların hemen tamamı, 202 m yükseklikteki bu tepeye elde bisiklet tırmanmayı başardılar. Tepedeki manzara muhteşemdi, her zamanki gibi huzur vericiydi, sadece bunun için bile tırmanmaya değerdi. Buradaki bonus olan tangramı tamamladığımızda bir sürpriz bekliyordu bizi. Karşımıza, dev cüssesiyle Adaların unutulmaz gönüllü cankurtaranı Horoz Reis dikilmişti.

Yarışmayı üç yıldır planlayan ve hedeflerini konumlandıran İstanbul Orienteering Kulübü ve başkanı Alen Gavar, Büyükada’nın tarihi ve doğal açıdan en önemli noktalarını bir şekilde değerlendirme başarısını göstermişlerdi. Büyükada’nın iki yüksek noktası arasındaki Yetimhane binası da bunlardan biriydi. Maden’deki Reşat Nuri Evi de unutulmamıştı.

Hristos Manastırı’nın hemen altındaki eski top sahası, Lefter’in çocukluğunda top koşturduğu sahaydı ve Lefter penaltı noktası da bu sahaya yerleştirilmişti. Ben kendimi istediğim noktaya iyi vuran topçu bilirim. Ama mesafe o kadar uzak, kale o kadar küçük ve zemin o kadar bozuktu ki 5 dakikanın bitimine an kala atabildim beşinci penaltımı kaleye. Fark ettim ki, bu bonus etabını deneyen yarışmacıların bir ikisi hariç tamamı başarmış. Hem de daha kısa sürede.

Bisiklet etabının daha ortasına bile gelmemiştik ki karşımıza sonuncu etap oryantiring için hedef arayanlar çıktı. Moralimiz bozulmadı değil takım arkadaşım Pınar ile. Ama biz geçen seneki performansımızın üzerine çıkmayı bir başarı olarak koymuştuk önümüze. Kendimizle yarışıyorduk yani. Pınar, ilk yarışmadan bir iki ay sonra, ... omurunu kırmış ve bir süre yatağa mahkum kalmıştı. Ama doktorunu bile şaşırtarak kısa sürede ayağa kalktı, çelik korsesiyle yüzme ve koşu antrenmanlarına başladı ve ikinci yarışmaya yetişti. Bu yarışı omurilik felçlileri için koşacağım demişti ve gerçekten de başardı. Yarış sonrasında ağrıları artmasına rağmen pes etmedi, özellikle yüzme performansını geliştirmeye çalıştı. Yüzmeye 400 m’lik bonus etap konması ikinci yarışta olmuştu ve Pınar bunu yapamamış olmaktan üzgündü. Bu defa başardı, sudan en son çıkmayı da dert etmeyerek. Bisikletlerimizi Büyükada finish noktasına teslim ettik ve son etap için haritamızı aldık elimize. Baktık ki, tamamını bitirme imkânımız yok. Bu yarış zaten gücünüzü ve performansınızı bilerek, en yüksek puan alma yarışı. Zamanı da iyi hesaplayacaksınız çünkü 4 saatten itibaren dakika başına iki puan eksi yazmaya başlıyor kronometre.

Adanın en yüksek yerleşim noktası olan Tepeköy çevresine, yarışmanın son bonus etabının konduğunu görüp buraya her ne pahasına olursa olsun çıkmamız gerektiğini düşündük. Güneş artık tepedeydi ve olanca yakıcılığı ile üzerimizdeydi. Murat Yüksel İlkokulu arkasındaki merdivenlere ulaştığımızda yorgunluğumuz had safhadaydı ama adrenalin işte bu noktada imdada yetişiyor. Tırmandık, tırmandıkça arkamızdaki manzara güzelleşti, açıldı ve biz son bir gayretle eski Güzel Sanatlar Fakültesi binasının hemen arkasındaki son bonus noktasına ulaştık. Gelin görün ki yarışmanın en fazla güç gerektiren bonus etabı da burada. Başı ve sonu hafif yokuş olan bu sokağın bir ucundaki fayton arabasını atlar yerine siz çekecek, öteki uca götürecek ve dönüp tekrar aynı noktaya bırakacaksınız.

Bu etabı tamamladığımızda, yarışmanın 4 saati bitmişti. Artık bundan sonra eksi yazmaya başlayacaktı. Koşup iskeleye 10 dakikada inmek vardı ama gaza gelmek böyle bir şey. Biri Deniz Kulübü yanında, diğeri ise dönüş yolu üzerinde iki adet 25’er puanlık hedef noktası göze çarpıyordu. Bu iki hedef noktası bize en az 15 dk. kaybettirecekti. Bu eksi 30 puan demekti. Ama alacağımız elli puanı düşününce, daha da çok yarışmanın keyfine kaptırdığımız için kendimizi, tüm tükenmişliğimize rağmen yola koyulduk. Ulaştığımız son hedef noktasında bizi sarı saçlı, mavi gözlü minicik bir kız çocuğu karşıladı. Adı da kendisi kadar güzeldi. O kadar tatlı dilliydi ki onunla sohbet etmek, hatta fotoğraf çektirmek pahasına kaybettiğimiz zaman ve puan gözümüze görünmedi bile. Bu noktadan iskele alanına kadar tam bir kâbustu. Çarşının her zamanki kalabalığına, günübirlik ziyaretçiler de eklenmiş, değil koşmak yürümek bile olanaksızlaşmıştı.

Bitiş noktasına geldiğimizde saat 12.50 idi.

Sabah 08.25’de yüzmeye başlamış ve yarışmanın 33 hedef noktasından ancak 18’ini tamamlamış, ama bonus etaplarının tamamını bitirdiğimiz için 525 puan alarak 35 takım arasında 26. olarak bitirmiştik yarışı.

Geçen sene zamanı iyi kullanamayıp eksilerimiz fazla olduğu için puanımız da çok düşmüş ve ancak 28.

olabilmiştik. Kendimizle olan yarışı kazandığımız için mutluyduk.

Daha yoğun çalışıp, gelecek yarışta daha iyi olacağız diye söz verdik birbirimize...

Fotoğraf: Şahin Çolak

Macerada üçüncü kez düzenlendi.

Yarışma, Adalar Belediyesi, Adalar Kent Konseyi, Adalar Vakfı, Heybeliada Su Sporları Kulübü, Heybeliada Gönüllüleri Derneği ortaklığı, Büyükada Deniz Kulübü ve Adalar Rotary Kulübü işbirliğiyle yapıldı.

İstanbul Orientering Grubu Başkanı Alen Gavar ve ekibi, gerek yarışmanın organizasyonu ve hedef noktaların yerleştirilmesinde, gerekse oldukça karmaşık bir hesaplama gerektiren puanlama ve sonuçlar için titiz bir çalışma gerçekleştirdiler.

Tüm organizasyon Dağ Keçisi tarafından yapıldı. Başlarında kusursuz koordinasyonlarıyla Alper Dalkılıç ve Cumhur Fevzi bulunmaktaydı. Elbette tüm organizasyona destek veren MacerAda gönüllülerine özel teşekkür gerekiyor. Bu yıl yarışın üç sponsoru vardı. Salcano, Maltepe Park AVM ve MAGMA.

Magma yayın yönetmeni Özcan Yüksek, bu yıl da macerada yarışçıları arasındaydı Bu yıl yarışta Adalar için çok önemli gelişmeler yaşandı.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yapılan başvuru olumlu cevap alınca 125. Yıl Atatürk Ortaokulu’ndan 22, Büyükada Şehit Murat Yüksel Okulu’ndan ise 144 öğrenci yarışa dâhil edildi.

MacerAda ve öğrencilerin buluşmasını sağlayan İlçe Milli Eğitim Müdürü Ömer Eren, Büyükada Şehit Murat Yüksel İlköğretim Okulu Müdürü Recep Kızılırmak ve 125. Yıl Atatürk Ortaokulu Müdürünü temsilen beden öğretmenine, katkıda bulunan öğretmenler ve okul kütüphanesi için Adalı Yayınları’ndan birer kitap hediye edildi. Öğretmenlerimizin yaptıkları konuşmalarda, bu organizasyon için teşekkür ettiler ve gelecek yıllarda da katkıda bulunma sözü verdiler.

Yarışma alanını renklendiren etkinlikler de oldu. En önemlisi ve anlamlısı, Adalı sanatçı Gül Bolulu’nun hazırladığı ‘Deniz’in Çığlığı’ enstalasyonu idi. Alana kurulan ve içinde balık ağlarının yerleştirildiği çadır ile kapana kısılmış ve pasif avlanmaya takılmış balıklar canlandırılmıştı. Çadıra girenler bu klostrofobik ruh halini derinlemesine yaşıyorlardı.

Adaların öğrencileri, deneyimledikleri bu anı resme döktüler ve endüstriyel balıkçıları Adalar gibi sığ denizlere ağlarını bırakmamaları için seslendiler. Önce alanda, sonra da okullarında sergilenecek resimleriyle denizin çığlığı oldular. Yarış emniyeti için Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Adalar İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri devredeydi.

Adalar Belediyesi Atölye Şefi Tevfik Kaya ve arkadaşları, yarış için gereken birçok ihtiyacı yoktan var ettiler.

Adalar Kent Konseyi Genel Sekreteri Abdurrahman Küçüksarı ve çalışma arkadaşlarıyla, Büyükada Deniz Kulübü sporcuların ihtiyaçları için lojistik destek sundular.

MacerAda’nın isim ve logosunun yaratıcısı HSSK eski başkanı Selahattin Sönmez ve SNS tanıtım çalışanları bu yıl da MacerAda grafik çalışmalarını gönüllü olarak üstlendiler. HSSK, yarışmacıların tekne ile transferlerini bu sene de üstlendi.

Adalar Rotary Kulübü tüm yarışmacı çocukların tişörtlerinin basılmasını üstlendi. TÜRK KIZILAYI Adalar Şubesi, yemek ve kamp desteği ile bu yıl da yanımızdaydı. Tüm basılı malzemelerin basılmasını Asuman İnayeti üstlendi. Yarışın sekretaryasını Esra Taşçı üstlendi.