Yaklaşık 100 tipi bulunan HPV’nin 30 kadar tipi alt genital bölgede enfeksiyona sebep olur. Genital bölgede kanserle ilgisi olup olmamasına göre genital HPV tipleri iki gruba ayrılırlar:
- Düşük riskli HPV tipleri “6, 11, 42, 43, 44, 54, 61, 70, 72, 81” Kanserle ciddi bir ilişkisi yoktur.
- Yüksek riskli HPV tipleri “16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73, 82” özellikle rahim ağzı, vajina, vulva, anüs ve penis kanserlerine neden olabilir.
Genital siğillerden en sık rastlanan tipler “% 90” HPV 6 ve HPV 11’dir. Genital bölgede rastlanan siğillerin % 85-90 HPV tip 6 ve 11 sorumludur.
Rahim ağzı kanseri olan kadınlardan en sık rastlanan tip HPV 16, ayrıca “serviks kanseri” rahim ağzı kanserinin % 80 den tip 16, 18, 31 ve 45 sorumludur.
HPV nasıl bulaşır?
HPV “Human Papilloma Virus”, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan birisidir. Genital bölgeyi enfekte eden HPV’ler temas yoluyla kolayca yayılırlar. Bulaşma için tam bir cinsel ilişki olmasına gerek yoktur. Enfekte olan cilt bölgelerinin birbiri ile teması ile de hastalık bulaşabilir. Çok nadiren cinsel yol dışında doğum sırasında anneden bebeğe geçebildiği ve kontamine eşyalardan, genel tuvalet, duş gibi hijyenik olmayan ortamlardan da bulaşabildiği bildirilmektedir. Aktif genital lezyonların varlığından bulaşıcılık en yüksektir. Siğiller ortaya çıkıp tedavi edildikten sonra da, yeniden siğil çıkmadan geçen dönem ne kadar uzunsa bulaştırıcılık da o oranda azalmaktadır.
HPV tedavi edilebilinir mi?
HPV’nin kesin bir tedavisi yoktur ama ortaya çıkabilen patolojiler tedavi edilebilir. HPV vücuda bir kez girdiğinde ömür boyu burada kalır denilirken, günümüzde yapılan DNA incelemeleri HPV virüse ait genetik materyalin 6-24 ay içinde vücuttan tamamen atılabildiğini göstermektedir. Fakat kimde HPV’nin kaldığı, kimde ise atıldığı belli değildir. Burada en önemli faktör kişinin bağışıklık sistemidir.
HPV’nin en sık yol açtığı patoloji olan genital siğil yani kondilomlar yakılarak ya da dondurularak tedavi edilebilirler. Çok büyük boyuttaki siğiller ise bölgesel uygulanan kremler ile tedavi edilebilir. Genital siğillerin tedavi edilmesi bir daha çıkmayacağı anlamına gelmez. Yeniden ortaya çıktıklarında tekrar tedavi gerekir. Tedavinin ne şekilde olacağına, siğillerin yaygınlığına, yerleşim yerlerine göre kadın doğum uzmanı tarafından karar verilir. Kondilomda en çok uygulanan ve başarılı olan yöntem lezyonun yakılması ya da dondurulmasında yakılma işleminde elektrokoter kullanılır. Dondurma işleminde ‘kriyotergar’ sıvı nitrojen ya da karbondioksit kullanılır. Laser cerrahiside başarı ile uygulanmaktadır. Kondilom ‘siğil’ tedavisinin amacı sadece görülen lezyonları ortadan kaldırmakla sınırlıdır. Siğillerin tedavisi HPV virüsünün bulaşıcılığı ve yayılmasını azaltmaktadır. Kondilomlar tümüyle ortadan kalksa da HPV enfeksiyonu hücrelerin içinde gizli bir şekilde yaşamını sürdürebilir. Tedavi sonrası yeniden genital siğiller ortaya çıkabilir ve çıkarsa tekrar tedavi edilmeleri gerekir. Tekrarlama eğilimi virüsün genetik tipine ve kişilerin bağışıklık sisteminin gücüne bağlıdır. Bundan dolayıdır ki bazı kişilerde genital siğil ortaya çıkıp tedavi edildikten sonra ömür boyu tekrarlamazken bazı kişilerde ise sık aralıklarla siğiller ortaya çıkar.
HPV’den korunma yolları
HPV virüsü oral ve anal seks de dahil her türlü cinsel ilişki, sürtünme yolu ile ilişki, ciltten cilde temas yolu ile bulaşabileceğinden cinsel yönden aktif olan kadın ve erkek herkes HPV enfeksiyon açısından risk altındadır. Prezervatif HPV’ye karşı tam koruma sağlamaz, enfeksiyon prezervatifin kapladığı alan dışında da bulunabilir ve ciltten cilde temas ile bulaşabilir.
HPV’den korunmanın en etkili yolu riskli kişiler ile birlikte olmamaktır. Ama erkeklerin büyük bir kısmında HPV belirti vermediği ve genital siğil gözlenmediği göz önünde bulundurulacak olursa en azından genital siğil varlığı ve şüphesi durumunda cinsel ilişkiden kaçınmak gerekir. HPV enfeksiyonu taşıyan bir kişiyle cinsel ilişkide bulunmak mutlaka o kişide HPV’ye bağlı genital siğil çıkacağı anlamına gelmez. Burada virüsün genetik tipi ve kişilerin bağışıklık sistemi önem taşır. Kişiler arası farklılık nedeni ile bazı kişilerden bağışıklık sistemi HPV virüsü ile mücadele edebilir ve ortadan kaldırabilir ve virüs hiç bulaşmayabilir.
Yapılan çalışmalar aktif enfeksiyonu olan bir kişi ile cinsel ilişkiye girenlerin % 60 ilk 2-3 için enfeksiyon bulgularının ortaya çıktığını göstermiştir.
HPV’nin bazı tipleri rahim ağzındaki hücrelerde değişimlere neden olur. Herhangi bir kadında rahim ağzı hücrelerinde değişim saptanması ya da genital siğil olması bu kişide kanser gelişeceği anlamına gelmez. Genital siğile neden olan HPV tiplerinin rahim ağzındaki hücrelerde değişime ya da kansere neden olması son derece nadirdir.
HPV aşısı ‘rahim ağzı kanseri aşısı’
HPV aşıları virüs benzeri partiküller içeren en çok virüsün yaptığı etkiyi oluşturmaksızın yalnızca vücudun immün sistemini harekete geçirerek kişinin uzun süreli HPV’ye dirençli hale gelmesini sağlayan aşılardır. HPV aşıları vücutta var olan veya siğilleri ve virüsü yok etmez, tedavi etmez. Aşı sadece ileriki dönemde alınabilecek virüs tiplerinin vücuda alınmasını engellemek yani koruyucu amaçlı yapılır. Bundan dolayı 9-26 yaş arasında olan ve cinsel ilişkide bulunmamış olan genç kızların rahim ağzı kanser aşı programına alınması büyük önem taşımaktadır.