Ve okullar açıldı... Adalar boşaldı, kış nüfusu kaldı...
Sıcak, sımsıcak geçen geçen Eylül bize veda ederek yerini akşamları ve geceleri serinleten Ekim’e bıraktı. Sonbahar hüzündür, ayrılıktır, yalnızlıktır biraz da insan yaşamında. Doğa da aylar süren yorgunluğundan kurtulmak için dinginliğin ve arınmanın sularına bırakmaz mı kendini bu mevsimde?
Eylül ayı tarihimizde hep harala gürele bir yoğunluğa ev sahipliği yapmıştır. Adalar’da da Eylül dolu dolu sevinciyle, acısıyla, yüzleşmelerle, ders çıkarmalarıyla yaşandı. Hemen her günü dolu geçti dersek abartmış olmayız.
Bienal’le ilk günlere kapısını açtı, hemen akabinde Adalar Sokak Festivali ve MacerAda yarışlarıyla ilk haftayı kapattı. İkinci haftanın başında 60. yılında 6-7 Eylül olaylarının yıldönümü Adalıların tanıklıklarıyla konuşuldu, Adalar Müzesi de yılsonuna kadar açık olacak bir sergi ile bu acı tarihe tanıklık görevini yerine getirdi. Unutmak, tekrarlamaya zemin yarattığı için unutulmamalı dercesine...
Denizlerde yaşamın öneminin dünyanın her yerinde aynı gün yapılan etkinlikle bir kez daha altı çizildi: Turmepa, denizlerde hayat durursa, insanlık da ölür dedi. Gönüllülerin çabalarıyla Heybeliada’da kıyı ve deniz dibi temizliği yapıldı. Yazarlarımız, gezdikleri yerleri bizlerle paylaştılar; anılarını tarihe not düştüler, Adalar’dan haberler verdiler.
Ve Ekim, hazan yapraklarıyla yollara hüznünü serpti en sonunda. Bitmeyecek sandığımız sıcakları alıp götürdü. Okullar açıldı, Ada sokakları ıssızlaştı; evlerin yanan ışıkları seyreldi... Adalar dinlenmeye çekildi...
Sosyal yaşam bu tabloyu yaşarken politik arena hâlâ sıcaklığı ve yoğunluğu yaşamaya devam ediyor. Bu ay seçim koşturmacası ve propagandalarının harareti artarak ay boyunca gündemde olacak. Dileğimiz bu seçimlerde aklıselimin zafere ermesidir...
Gelecek ay görüşmek üzere...