Çarşamba, 12 Ağustos 2020 00:54

KORUNAda – Adalar üzerinde Covid-19 bulutu. Bireysel tedbirden başka önlem yok. – 12 Ağustos 2020

Ögeyi değerlendirin
(1 Oylayın)

Bu bülten Adalar C-19 Danışma Kurulu editörlüğünde hazırlanmakta
ve adalidergisi.com tarafından desteklenmektedir.

 

Pandemi koşullarına rağmen Kurban Bayramı’nda tarihin en yüksek düzeyine çıkan Adalar’a günübirlikçi ziyaretçi akışının sonuçları görülmeye başlandı. Covid-19 şüphesiyle takibe alınan, aralarında yüksek temaslı işyerleri - dağıtım noktalarında çalışan görevlilerin de bulunduğu vaka haberleri geliyor. Adalar C-19 Danışma Kurulu, mesafeyi korumanın mümkün olmadığı açık-kapalı tüm ortamlardan bugünlerde uzak durmayı tavsiye ediyor.

İyi haftalar…

 

Covid-19

Adalar - İstanbul

  • Adalar C-19 Danışma Kurulu haftalık toplantısını 9 Ağustos Pazar günü yaptı. Toplantıda Adalılardan, mahalle ve sokak gruplarından gelen bilgi ve yetkililerce yapılan açıklamalardan çıkan sonuçlar değerlendirildi ve şüpheli vaka sayısındaki artışa dikkat çekildi. “Mesafenin korunmasının mümkün olmadığı açık-kapalı tüm ortamlardan özellikle bugünlerde uzak durmayı tavsiye ediyoruz. Unutmayınız ki bugünlerde bireysel olarak alacağımız tedbirlerden başka bir korumamız yok” denildi.
  • Yalçın Doğan, T24’deki köşesinde “Ah Adalar, vah Adalar” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Doğan, belediye başkanı Erdem Gül’den aldığı bilgiler ışığında, bayram süresince gelen onbinlerce kişinin geride bıraktıkları üzerine şöyle yazmış: “Maskesiz, sosyal mesafesiz, üst üste yığılan insanların geride bıraktığı ilk fatura, ilk belirti Adalar'da ortaya çıkıyor: ‘Şimdilik on altı kişinin koronaya yakalandığı tesbit ediliyor’. Daha bu ilk tespit. Bayramda insanları bu ölçüde başı boş bırakırsan, sonuç sürpriz değil.”
  • Hayat Eve Sığar - AdalarSağlık Bakanlığı, il ve ilçelerdeki vaka sayılarını sayısal değil, haritalarda renkli lekelerle duyuruyor bilindiği gibi. Son güncellemelere göre, Adalar’daki vaka sayısı önceki haftalara göre değişmemiş görünüyor. Covid19 şüpheli vakalar, deniz ambulansı ya da kendi olanaklarıyla İstanbul’daki pandemi hastanelerine götürülüyorlar. Yapılan testlerin sonucu, hasta ve yakınları tarafından paylaşılmadığı sürece bilinmiyor. Genel eğilim ise ne yazık ki saklama yönünde. Kaydı Adalar’da ve aile hekimliklerinde bulunmayanların filyasyonu da yapılamıyor.
  • Adalar Kaymakamlığı Facebook sayfasından, "Adalar'da Covid-19 tedbirlerine yönelik, 4 ekip ve 20 çalışanla, emniyet müdürü, belediye başkan yardımcısı, ilçe tarım müdürü ve ilçe toplum sağlık hekiminin katılımıyla şimdiye kadarki en geniş kapsamlı denetimi yapıyoruz" açıklamasını yaptı.
  • Adalar’da deniz bu sene hiç olmadığı kadar temiz. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Yüzme Suyu Takip Sistemi kayıtlarına göre yaz aylarında her 15 günde bir yapılan tahlil sonuçlarının son 5 yılı değerlendirildiğinde, Adalar’daki plajlardan alınan sonuçlar ışığında Adalar denizi en temiz dönemini yaşıyor. Geçen yıl aynı tarihlerde bütün plajlarda kırmızı alarm vardı.

İstanbul

  • İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk Sağlık Bakanlığı’nın ipin ucunu kaçırdığını, vatandaşların bireysel tedbirler alması gerektiğini söyledi. "Mayıs ve Haziran aylarında kapanan servisler tekrar açılmaya başladı. Hastanelerde ve aile sağlık merkezlerinde vaka artışı çok yüksek. Yani bariz bir vaka artışı yaşanıyor. Başakşehir’de ve Yeşilköy’de açılan merkezleri çok verimli işlemiyor. Şu an en büyük sorun; insanlar test yaptıramıyor. Artık hekimler hastalara 'semptomlarınızı abartın' diyor. Bu normalde çok yanlış bir şey ama insanlar başka türlü test yaptıramıyor. Toplumsal hareketliliğin azaltılması lazım. Zaten gerekli tedbirler katı ve uzun süreli yapılmadığı için şu an tablo bu şekilde. Normalleştirme dediğiniz durum kapanma süreci kadar kolay değil. Nereyi, ne kadar normalleştireceğiniz çok önemli. İktidar salgının birinci haftasından beri destan yazdık diyor. Halk doğal olarak biz salgını yendik düşüncesine kapılıyor. İktidar insanlara tatil kredisi veriyor, sonra virüs sahillere indi deniliyor. Virüsü sahillere iktidarın politikaları indirdi. Vatandaşlarımız iki katı tedbirli olmalı çünkü bakanlık ipin ucunu kaçırmış durumda."

Türkiye

  • Bayram rehaveti pahalıya mal olacak: Ülkenin birçok noktasında Covid-19 vaka sayısındaki artış, geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konuları arasındaydı. Bakanlık tarafından açıklanan vaka sayıları da 1.500’e doğru tırmanıyor. Ancak bu verilerin gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu da konuşuluyor, yazılıyor. Vaka sayısındaki tırmanışta Kurban Bayramı rehavetinin etkisinin önümüzdeki günlerde ortaya çıkacağı vurgulanıyor. İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. M. Lütfi Çamlı, yaptığı açıklamada “Bayram döneminde sahiller, plajlar, kafeler, kurban alanlarından çok vahim görüntüler gördük. Bu rehavetin 10 gün içerisinde bize pozitif vaka olarak döneceğini düşünüyorum. Yapılan açıklamalarla sahadaki veriler uyuşmuyor. Verilerin il il sağlık meslek örgütleri ve kamuoyu ile paylaşılması gerekir. Çünkü sınırlı veri sınırsız pandemiye yol açıyor" dedi.
  • Çalışma ortamındaki denetimsizlik ve vurdumduymazlık salgını yaygınlaştırıyor: Son hafta en çok vakanın görüldüğü illerden biri Manisa Manisa Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Şahut Duran “Sadece Vestel’de bin civarı pozitif vaka olduğunu duyduk. Fabrikalar sadece maske dağıtıp ateş ölçüyorlar, çalışanlar arasındaki mesafe kuralları dahi uygulanmıyor. Onun dışında fabrikalardaki filyasyon çalışması yeterli düzeyde yapılmıyor. Bu vakalarda yaşanan artışlar çok yeni. Bir hafta öncesinde yeterince önlem alınsaydı bu seviyeye hiçbir zaman gelinmeyebilirdi. Fabrikalarda denetim patronların inisiyatifine bırakılmış durumda.” dedi.
  • Önlemler ülke çapından bölge ve il düzeyine kayabilir. Pandemi süreci Türkiye'nin farklı il ve bölgelerinde farklı düzeyde ilerliyor. İlk dönem alınan ülke çapında önlemler ve kısıtlamalar yerine, önümüzdeki günlerde bölge-il ve hatta ilçe bazında önlemler gündeme gelebilir. Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavirüs vaka sayılarında artış olursa bölgesel olarak bazı kısıtlamaların olabileceği uyarısında Prof. İlhan “İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları her konuda yetkili. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu o il için, o hafta sonu için, o ilde sokağa çıkma yasağı ilan edebilir, sokakta bulunulan saatlere kısıtlama getirebilir, AVM'leri kapatabilir. Okulların açıldığını düşünürsek okullar ile ilgili kısıtlamaya gidebilir. Her türlü yetki ilin kendisinde. İlin kendisi dahilinde yapabileceği gibi ilçede, mahallede de bunu gerçekleştirme yetkisine sahip İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu” dedi.

Dünya

  • Dünyada aşı çalışmaları ve bu çalışmalara ilişkin haberler sıklaştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, koronavirüs aşısı çalışmalarında mutlu sona ulaştıklarını açıkladı. Putin, Rusya'nın ilk koronavirüs aşısını geliştirdiğini Aşıya "Sputnik" ismi verildi. Ancak Rusya'nın ürettiği aşıya bazı uzmanlar şüpheyle yaklaşıyor. Bunlar arasında Rusya Klinik Araştırma Kuruluşları Derneği (ACOI) de var. Dernek tarafından 10 Ağustos Pazartesi günü Sağlık Bakanı Mikhail Murashko'ya gönderilen mektupta, resmi açıklamanın klinik denemelerinin üçüncü aşamasının başarıyla tamamlanmasına kadar ertelenmesi istendi.
  • Rusya aşıyı geliştirdiğini ve ülke çapında aşının ücretsiz olarak başlayacağını açıklarken, aşı konusunda en etkin çalışmayı yürüttüğü bilinen Oxford Üniversitesi tarafından geliştirilen potansiyel yeni tip koronavirüs aşısının dağıtımını yapacak olan İngiliz ilaç firması AstraZeneca, Çinli şirket Shenzhen Kangtai Biological Products ile ilk tedarik anlaşmasını imzaladığını duyurdu. Bununla birlikte, ADZ122 ası verilen aşının tek dozunun Avrupa’da 2,5 Avro’ya (yaklaşık 20-25 Türk Lirası) uygulanması ve dünya genelinde 2,1 milyarı aşkın doz üretilmesi hedefleniyor.
  • Vaka sayısı 10, ölüm sayısı 1.47 ile çarpılmalı: Massachusetts Institute of Technology (MIT) - Sloan School of Management'dan 3 bilim insanı, 86 ülkenin şu ana kadarki COVID-19 resmi raporları üzerinden, verileri Expanded SEIR (Susceptible - Exposed - Infectious – Recovered) modeli ’ne uyarlayarak yürüttükleri araştırmanın sonuçları Nature Briefing’in 5 Ağustos 2020 sayısında Buna göre öne çıkan tespitler şöyle: Tüm dünyada COVID-19 prevalansı (hasta sayısının nüfusa bölümü) ve mortalitesi olduğundan düşük raporlanıyor; verilere ve değişkenlere göre hesaplanarak tahmin edilen kümülatif vaka sayısı resmi raporların bildirdiğinden 10.5 kat, ölümler resmi raporların belirttiğinden 1.47 kat fazla.

Covid-19 üzerine daha fazlasını günü gününe izlemek için tıklayın.

Ne var, ne yok?

Adalar

  • Ulusal ve yerel basında, internet ortamında yayımlanmış ve sizin için derlenmiş Adalar haberleri için bakın. Haberler için haftalık bülteni beklemenize gerek yok. Her gün burada. (Haber akışına verdiği destek için Marjinal Porter Novelli’ye teşekkür ediyoruz.)
  • Türkiye’de olduğu gibi Adalar’da da Kurban Bayramı rehavetinin etkileri konuşulmaya devam etti hafta boyunca. Yalçın Doğan yukarıda yer verdiğimiz notlarından başka, şu görüşlere yer vermiş yazısında: “Su şişeleri, artan çöpler her tarafa saçılıyor. Ya da ormanlık alanlarda mangal yakmalar... Onların çöpleri ayrı... Ve de orman yangınları... Bazıları kasıtlı, bazıları aşırı dikkatsizlik nedeniyle. Erdem Gül dün ‘üç gündür çöpleri toplamak, deniz kıyılarını ve ormanlık alanların temizlemekle uğraşıyoruz’ diyor. Çoğu kişi saçtığı pisliği ve çöpü temizlemeden çekip gidiyor. O çöplerin ortalığa saçıldığını gören Adalılar, onu yapana "neden temizlemeden gidiyorsun" diye birine sorduklarında, adamın verdiği yanıt: ‘Sizler burada rahat rahat oturuyor, keyif yapıyorsunuz, ben de burayı onun için kirletiyorum’….”
  • DHA (Demirören Haber Ajansı), bayramın ardından Büyükada’daki yeni kirleticileri haber yapmış. Haber “Azap Yokuşu’nda tepki çeken görüntü; bez ve ip yerine maske astılar” başlığı ile servis edilmiş. Haberin spotu şöyle: “Büyükada'nın en yüksek noktalarından birinde konumlanmış, 100 yıldan fazla süredir ibadete açık olan Aya Yorgi Kilisesi'ni her gün çok sayıda yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Kiliseye giden "Azap Yokuşu"nda bulunan ağaçlara dilek dilemek için yıllardır bağlanan bez parçası ve iplerin yerine, son günlerde maske ve ıslak mendil asılması tepki çekti.”
  • Toplanan çöplerin torbalarıyla “utanın” yazdılar: Miliyet gazetesinde Gökhan Karakaş, “Bayramcıların çöplerini adalılar topladı” başlıklı bir habere imza attı. Haberde şöyle deniyor: “Büyükada’nın orman içindeki mesire alanlarında beş gün boyunca dinlenen vatandaşlar, arkalarında adeta bir çöp dağı bıraktı. Adalar Belediyesi’nin sınırlı personeli çöpleri toplamakta güçlük çekince yağmur ve rüzgarla denize ya da toprağa karışma riski üzerine Büyükada’da yaşayanlar harekete geçti. CHP Adalar İlçe Başkanı Ercan Akpolat’ın çağrısı üzerine Büyükada Lunapark’ta toplanan yaklaşık 70 adalı, orman içindeki piknik alanlarına yöneldi. Kurban Bayramı arifesinden bayram tatili süresince beş gün içinde gelişigüzel bırakılan çöpleri çöp torbalarına dolduran adalılar, belediyenin yardımlarıyla ada merkezine geldi. Arkalarında bıraktıkları çöplerle İstanbul’un ve Marmara Denizi’nin ekosistemine büyük zarar verenlere mesaj vermek için yaklaşık 300 torba çöp ile “UTANIN” yazan adalılar ayrıca insan zinciri oluşturdu.”
  • Tiraje Dikmen’in İstanbul Üniversitesi’ne bağışladığı mirası bu hafta da konuşulmaya devam etti. Basında çıkan ve İstanbul Üniversitesi’ni açıklama yapmaya davet eden yazılar karşılığını buldu. Rektörlük tarafından yapılan açıklamada “müteveffa Fatma Tiraje DİKMEN tüm malvarlığı içinde gayrimenkulleri ile nakit parasını İstanbul Üniversitesi’ne bırakmış olup, vasiyete ilişkin davalar halen Adalar Sulh Hukuk Mahkemesi’nde devam etmekte olduğundan, henüz miras bırakılan gayrimenkuller ve nakit para üzerinde de Üniversitemizin inisiyatifi bulunmamaktadır.” denildi. Açıklamada ayrıca “gayrimenkulleri ve nakit parası hariç tüm ev eşyası, resimleri, yazılı belgeleri ve diğer tüm menkullerini vasiyetnamesi ile başkaca kişi ve kurumlara miras bırakmış olup, İstanbul Üniversitesi’nin tüm bu menkullerle ilgili herhangi bir hakkı bulunmamaktadır.” açıklaması yapıldı.
  • Rektörlüğü açıklamaya davet eden isimlerden biri Hürriyet’te İhsan Yılmaz’dı. Yılmaz rektörlüğün bu açıklamasını köşesine taşıdı ama arkasından 15 yıl Tiraje Dikmen’in avukatlığını yapmış olan Cengiz Akıncı’nın söylediklerini paylaştı. “İstanbul Üniversitesi şu an sanatçıya ait kültürel mirasın kendilerine bırakılmadığını söylüyor ama o dönem gayrimenkulleri öğrencilere kredi verebilmek için değerlendirebileceğini, kültürel mirasın daha yetkin bir kuruma emanet edilmesini talep ediyor. Mahkeme de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ni bu mirası değerlendirmek üzere görevlendiriyor. Dönemin MSGSÜ Rektörü Yalçın Karayağız eve gidip tespit yaptıklarını, sanatçı Tiraje Dikmen ve Leopold Levy’den kalan eserlerle evdeki Türk resim sanatının büyük ustalarının tablolarını üniversite koleksiyonuna kattıklarını söylüyor.”
  • Büyükada’nın ardından Heybeliada’da da ulaşıma konulan yeni araçlar seferlerine başladı.
  • Bu hafta Adalar’daki mal varlığı ile gündeme gelen bir başka isim Matild Manukyan idi. Manukyan’ın davalık olan mirasının tek temsilcisi Kerope Çilingir’in geçtiğimiz hafta hayatını kaybetmesinin ardından işler iyice karıştı.

Dünya Mirası Adalar

  • 11 Ağustos Salı günü Dünya Mirası Adalar Açık Radyo programının konuğu Korhan Gümüş idi. Adalar Koruma Amaçlı Planlama Süreci ne kadar katılımcı, katılımdan İBB ne anlıyor, paydaşlar ve sivil toplum ile nasıl ilişki kuruyor, sorularını ele aldık. Dinlemek için dokunun.  

Adalar’da haftanın yeni kitapları

Önay Yılmaz’ın 2011 yılında yayınlanan “Heybeliada Cinayetleri” adlı romanı, 9 yıl aradan sonra yeni baskısıyla tekrar okuyucularla buluşuyor. Hürriyet Kitap’ta Sayım Çınar’ın haberine göre “A7 Kitap tarafından yeni kapak tasarımıyla yakında piyasaya çıkacak olan kitap, baskısı bulunamadığı için henüz okuma fırsatı bulamayan polisiye tutkunları tarafından büyük bir merakla bekleniyor.” deniliyor.

Edebiyatta ve Anılarda Adalar

Alen Osepyan (Horoz Reis’in yeğeni) anlatıyor:

“Babam ben 8 yaşındayken öldü. Babamı nerdeyse hiç hatırlamıyorum. Ondan bir buçuk sene önce ölen Horoz Reis’i ise çok iyi hatırlıyorum. Çünkü onunla çok anılarımız var. Babamla fazla yok. Bana her zaman sorduklarında adalıyım derim. Kışın adayı hiç unutamam. Yaz mı, kış mı diye sorduğumda benim için kışın ada daha güzeldi. Kar yağdığında adayı hiç unutmam. Horoz Reis annemin eniştesi, aslında kan bağımız yok. Ona dayı derdim. Fakat manevi olarak ben onun oğluyum. Ben Horoz’un oğluyum. Çocuğu olmadığı için ben onun oğluyum. Hayatımda iki kişi var. Biri Horoz Reis, biri dedem. Bu iki kişi de mutlu insanlar. Dedem, tek oğlunu kaybetmesine rağmen bana hep mutlu gözüktü. Horoz Reis’in çocuğu olmamasına rağmen mutluydu. Ama Horoz Reis’in evi mutlu bir ev olduğu için ben o evi hep kendi evim gibi gördüm. O ev özgürlükler eviydi. İstediğim zaman denize girebileceğim, maç yapabileceğim, bisiklete binebileceğim. İstediğin üç şey dileyebilecekken, üç yüz şey gerçekleştirebilen bir evdi. ‘Horoz Cumhuriyeti’ydi’ benim için.”

HOROZ REİS: Efsane Reis’in Büyükada Yılları – Adil Bali, Adalı Yayınları, s. 163

Göze - Kulağa - Kağıda - Mideye

Bu haftanın müzik ve kitap önerileri Alper Almelek’ten. (Büyükada)

  • Kitap: Seyir – Piraye, Mona kitap
  • Müzik: Evanthia Reboutsika - The Railway Station (A Touch of Spice-Bir Tutam Baharat) Unutulmaz film müziği.

Bu haftanın film önerisi Teoman Göral’dan (Büyükada)

  • Deli ve Dahi, Mel Gibson, Sean Penn, Natalie Dormet, Yönetmen Farhad Safinia

Bu haftanın okuma listesi Adil Bali’den (Büyükada)

  • En Hüzünlü Eylül /Osman Balcıgil: Osman Balcıgil’in yeni romanı “En Hüzünlü Eylül.” Suzan ve sevgili papazı Yorgo’nun Büyükada’nın eşsiz dekorunda filiz veren büyük aşkı ile çıkacağınız soluksuz ve dipsiz yolculuğun sizi nereye götüreceğini bilseniz de onlarla birlikte yürümekten kendinizi alamayacaksınız. Heybeliada ve Büyükada’da yaşamış yazar Osman Balcıgil Kitabına “Söyledim ve ruhumu kurtardım!” diyerek başlamış. Bunun için kuşkusuz çok önemli nedenleri var. Romanı okurken, bunların neler olduğuna birer birer tanık olacağız. Büyükada’nın sosyal yapısının nasıl değiştiğini ‘En Hüzünlü Eylül’ kitabında her sayfayı çevirdikçe şahitlik edebileceksiniz.
  • Kuyucaklı Yusuf / Sabahattin Ali: Sabahattin Ali’nin akıcı üslubuyla kendinizi bir anda geçmişte ve çoğunlukla Batı Anadolu’nun bir kasabasında yaşamın içinde buluyorsunuz. Hem de o kasabanın yöneticilerini ve kasabanın ağası ve zenginlerin yaşamının içine giriyorsunuz. Devir ne kadar farklı olursa olsun, toplumsal yaşam kaygılarının ve insan ilişkilerinin günümüzle gösterdiği benzerlik oldukça etkileyici.”

Selin Kutucular (Büyükada) her hafta yemek tariflerine devam ediyor. Afiyet olsun.

FIRINDA PATATESLİ LEVREK

Malzemeler: 1 adet deniz levreği, 1 çay bardağı zeytinyağı, 1/4 demet maydanoz, 1/4 demet dereotu, 3 dal taze kekik, 3 dal taze nane, 1 dal biberiye, 1 tatlı kaşığı tuz, 4 adet patates, 25 gr tereyağı

 İçi ve pulları temizlenmiş levreğe 1 tatlı kaşığı tuz ve zeytinyağıyla masaj yapın. Yeşillikleri ince kıyın ve biraz tuzla lezzetlendirin. Balığın içini, karıştırdığınız yeşilliklerle doldurun ve pişirme kâğıdıyla kaplanmış tepsinize yerleştirin. Balığın kenarına, çok yumuşatmamaya dikkat ederek haşladığınız patatesleri yuvarlak keserek yerleştirin. Patateslerin üzerine hafifçe zeytinyağı gezdirin ve tereyağını minik parçalar halinde paylaştırın. En son biraz tuz ve dilediğiniz kuru baharatlarla lezzetlendirin. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında patatesler hafifçe renk alana kadar balığı kurutmadan pişirin.

Gülmek hakkımız

Korona günleri kasvetli günler. Henüz çıkabilmiş değiliz o havadan. Mizah en önemli ilacımız. Yüzümüzden gülümseme eksik olmasın.

mizah-1 mizah-2 mizah-3
mizah-4 mizah-5 mizah-6
Son değişiklik Çarşamba, 12 Ağustos 2020 12:57
Yorum yapmak için oturum açın