2018 yılı Haziran ayında Adalar’da en çok ne konuşuldu dense, ilk yanıtınız bütün Türkiye’nin kaderini belirleyecek seçimler olurdu değil mi? Öyle ya, yeni ve ne olacağı belirsiz bir sisteme geçilmesi hazırlıklarındaydık. Neler olabileceği konusunda da az çok fikir sahibi olmuştuk aslında, referandumdan bugüne geçen 1 yıl içinde. Türkiye her yönüyle demokrasiden, önüne hedef olarak koyduğu batı uygarlığından adım adım uzaklaşmaktaydı.
Geleceğimizle ilgili çok önemli bir karar arefesindeydik.
Ama öyle olmadı. İskele meydanlarına kurulmuş parti çadırlarını ve zaman zaman yükselen sesleri bir tarafa bırakırsak, heyecanı düşük bir seçim geçirdik. Buna rağmen belki de katılım oranı en yüksek seçimler arasına not düşüldü 24 Haziran Adalar seçimleri. Sonuçlar da şaşırtıcı değildi. Seçimlere ilişkin imzalı yazım, sonuçların çok farklı yönlerine ışık tutacak nitelikte. Okumanızı öneririm. Özellikle de 9 ay sonra yapılacak yerel seçimlere yönelik çıkarılabilecek sonuçlar açısından.
Ama ben yine baştaki soruma dönmek istiyorum.
Ve yanıtını, seçimler değil, “ne olacak bu faytonların hali” sorusunun haziranda Adalar’da en çok konuşulan konu olduğunu iddia ederek vermek istiyorum.
Bu konuyu gündemde tutacak o kadar çok şey oldu ki...
2 Haziranda, HAYTAP (Hayvan Hakları Federasyonu) başkanı, yönetici ve aktivistlerinden oluşan bir grup, Büyükada İskele Meydanı’nda eylem yaptı. Ellerinde pankartları, kanlı at maketleri ve giysileriyle... Atlara işkence etmeyin, kademeli olarak atlı faytonları kaldırın, yerlerine elektrikli olanları koyun diyorlardı... Bu eylem çok konuşuldu. Üzerine çok şey yazıldı, çizildi. Ardından 16 Haziran’da, faytoncuların grevi düştü gündeme. Faytoncular benim 22 yıllık Ada hayatımda ilk kez tanık olduğum bir eylemi gerçekleştiriyorlar ve sefere çıkmıyorlardı. Başlangıçta iki günlük uyarı eylemi olarak planlanan grev, 4 güne uzadı. Atsız fayton olmaz, ya da gitmez pankartları çevredeydi. Acaba HAYTAP’ın elektrikli fayton isteğine bir tepki olarak mı gündeme geldi dediğimiz eylemin amacı anlaşıldı: Faytoncular ruam hastalığı nedeniyle geçtiğimiz kasım ayından bu yana giriş ve çıkışı durdurulmuş at sevkiyatının yeniden başlamasını talep etmekteydiler. Yaz döneminde 1500 atın çalışması gerekirken ellerinde sadece yaklaşık 1100 at vardı ve bu nedenle sıkıntıdaydılar. Araya seçim kampanyası için Adalar’a gelen bakan ve milletvekilleri girdi ve sonunda Maltepe ve Kartal’a kadar getirilmiş, adaya sevk için bekleyen atlara izin çıktı. Toplu at sevkiyatı 16 Haziran’da çıkartma gemileriyle yapıldı. Aynı gün sevkiyatı izlemek ve fotoğraflamak için aynı ortamda bulunan hayvan hakları aktivistleri ile faytoncular arasında çıkan ve yaralanmalarla sonuçlanan kavga medyaya, televizyon ekranlarına ve gazete sayfalarına düştü. İnsanlara bunu yapan kim bilir atlara ne yapar yorumlarıyla... Ve o günlerde ayakları ve kuyruğu kesildiği için ölen yavru köpeğin fotoğrafıyla çalkalanan ülke gündemindeki yerini aldı. 17 Haziran’da Yenikapı’da Erdoğan’ın mitinginde ve onun “Adalar’daki atları faytonların boyunduruğundan kurtaracağız” sözlerinde. Ardından İBB Belediye Başkanı’nın sözleri geldi ve tartışma alevlendi. Sonrası sayfalarımızda...