Her zaman olduğu gibi, Patrik Amerika’da ilgi ve itibar gördü. Beyaz Saray’da ağırlandı ve Başkan Biden ile görüştü. Ukrayna Kilisesi konusunda Patrik Ortodoks aleminde bazı ihtilaflara yol açsa da hala Ortodoks dünyasının en önde gelen kişisidir. Özellikle ABD ve Batıda itibarlıdır.
Patrik ABD temaslarında bazı sıkıntıları mutlaka dile getirmiştir. Bu sıkıntıların başlıcaları azınlık mabetlerine ve Patrikhaneye tüzel kişilik tanınmaması ve dolayısıyla resmen mülk edinememeleridir. Bu meselenin hal zamanı geçmiştir bile… İkinci büyük sıkıntı kapalı olan Heybeliada Ruhban okulunun kapalı kalmaya devam etmesidir. Hemen her ABD Başkanı bu konuda açıklama yapmıştır. Büyükada’daki yetimhanenin tamir ve yenilenmesi konusunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun girişimi ile gelişme olması beklenmektedir. Hükümetin yardımcı olması yerinde bir davranış olacaktır.
Uzun süre makamlarımız Patrik Ekümenik değildir tezine sarılmıştı. Bu tutumun yumuşadığını memnuniyetle görüyoruz. Hükümet bir davette Patrik’in önündeki tabelaya “ekümenik” sıfatını koymuştu. Esasında, korkulduğu gibi Patrik’in bir tür “papa” olması mümkün değildir Katolik ve Ortodoks cemaatlerinin yapısı farklıdır.
Aslında, halkın yüzde 99’u Müslüman olsa da “laik” bir devletin bu tartışmaya taraf olması yanlıştır. Laiklik sadece dinin siyasete karışmaması değildir. Laiklik ayrıca Devletin bütün dinlere aynı uzaklıkta durmasıdır. Ortodoks dünyasında kimin önde geldiği bizim meselemiz değildir.
Katolik olan Başkan Kennedy’nin 1960 yılında Başkan adaylığının ABD’deki Protestan toplum tarafından tereddütle karşılaşması durumunda Kennedy’nin Protestan liderlere yaptığı konuşmadaki şu alıntı rehber olmalıdır. “… Başkan olarak önüme hangi konu -doğum kontrolü, boşanma, sansür, kumar ya da başka meseleler- gelirse gelsin, işte bu görüşler doğrultusunda, vicdanım neyin ulusal çıkarımıza olduğunu söylüyorsa ve dini baskılar ya da zorlamaları tümden göz ardı ederek karar vereceğim ve hiçbir güç, ya da ceza tehdidi, benim başka türlü karar vermeme neden olamaz…”
Bu da bizi cami ve devlet okullarına yapılan devlet yardımı konusuna getirir. Cemevlerine yardım yapılacağı açıklandı. Bu iyi bir gelişme. Devlet bütün din ve mezheplere eşit davranacaksa o zaman devlet yardımının genişlemesi gerekir. Mesela camilerden elektrik ücreti alınmıyorsa bundan bütün mabetler yararlanmalıdır.
Dünyanın bazı yerlerinde azınlıklar sıkıntıdadırlar. Türkiye bu ülkeler arasında yer almamalıdır. Unutmayalım; Patrik dahil azınlık dediğimiz kişi veya kurumlar Türk vatandaşı ve kurumlarıdır. Burada askerlik yapıyor ve vergi ödüyorlar. “Diken üstünde” oturmamalıdırlar. İmroz’da (Gökçeada) geçmişte yaşanan felaketi unutmak istiyorum.