Cuma, 03 Eylül 2021 17:07

Yüksek Kahve market mi oluyor?

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)
1900'lu yıllarda meydan - sağda Yüksek Kahve 1900'lu yıllarda meydan - sağda Yüksek Kahve Adalar Müzesi arşivi

Büyükadalı olup da Yüksek Kahve’yi bilmeyen yoktur.

Tarihi vapur iskelesinden çıkıp Saat Meydanı’na doğru yürüyen kalabalığın en iyi seyir noktasıdır Yüksek Kahve’nin terası. Teras, yaz-kış açık alanda oturmaya izin verir. Yüksek tavanı nedeniyle iç mekan da ferahlık sunar. Boydan boya pencereler, ışığı işeri taşır.

İskelenin karşısındaki gazino ve kahvehanelerle, iskele caddesindeki sağlı sollu yapılar gibi Yüksek Kahve’nin tarihi 1870’li yıllara uzanır. Dünkü görüntüsü ne ise, bugün de aşağı yukarı o görüntüyü verir. 100 yıllık fotoğraflar, o fotoğraflara bakılarak yapılan çizimler tanıktır. 

Yüksek Kahve’nin sahipleri kuşkusuz değişmiştir.

Büyükadalı esnaf nasıl değişmişse zamanla, dükkanlar nasıl el değiştirmişse, Yüksek Kahve’de de öyle olmuştur.

Ama sahipleri değişse de Yüksek Kahve hep Yüksek Kahve olarak kalmıştır.

Ya da en azından yarım yüzyıldır böyle.

Şimdilerde Yüksek Kahve’nin süper market zincirinin halkasına dönüştürüleceği konuşuluyor.

Çarşı Caddesi olarak bilinen caddeye sağlı sollu sıralanan irili ufaklı süpermarketlerin tarihi meydana, tarihi önemi yüksek bir binalara da taşmasının kamu vicdanındaki yerini sorgulayacak kimse var mı, kaldı mı bilmiyorum ama bunun konuşulması bile acı veriyor, bu kadarına da pes diyesi geliyor insanın.

Dışarıya taşan market raflarıyla ve depolanmış erzak yığınının, bu güzel yapının ruhuna fatiha okuyacağını tahmin etmek zor değil. Örnekleri her yerde karşımızda. Kim tersini söyleyecekse halt ediyor.

Adım başı süpermarketlere bu kadar mı ihtiyaç var? Her birinin en yakın, daha da yakın mı olması gerekiyor? Çarşının tarihi bakkalları, manavları marketlere boyun eğdi, bir bir kapandı, el-tür değiştirdi; kimsenin umurunda da değil, anladık. Ama kent yönetimi de bu kadar mı aciz? Yanı başındaki Fayton Meydanı’nı planlamaya, tasarlamaya, tarihi dokusunu korumaya çalışıp, o dönüşümün giderek ruhunu kaybetmekte olan Saat Meydanı ve çarşıya da hayrının dokunması beklenir, ümit edilirken, nasıl da yaman bir çelişki oluşturmayacak mı Yüksek Kahve’ye reva görülecek olan? Siz gelecek tahayyülünüzü nasıl anlatacak, nasıl inandıracaksınız insanlara?

Denebilir ki, sahipleri kazanmıyor. Kira geliri cazip. Nasıl dirensinler ki piyasanın dinamiklerine?

İsteyen istediği yere istediğini yapabilecekse diyecek bir şey yok. Ama sorun da buradan başlamıyor mu? Şehirler, kentler kimliğini böyle kaybetmiyor mu? Bu noktada söyleyecek sözümüz yok mu?

İtiraz etmeyecek miyiz? Bu kadar mı aciz durumdayız?

1930'lu yıllarda Büyükada İskele Caddesi, sağda Yüksek Kahve (Adalar Müzesi arşivi) 1930'lu yıllarda Büyükada İskele Caddesi, sağda Yüksek Kahve (Adalar Müzesi arşivi)

Yüksek Kahve üzerine

Semiha Akpınar:

Daha ileride, set üstünde, Saat Kulesi’nin karşı köşesinde Ada’nın “Yüksek Kahve”si yaz kış açık, eski ve yeni Adalıların yeri… Her saat, hergün, her mevsim uğranan, terasında oturulan buluşma, görüşme yeri… Kahve, Saat Kulesi’nin karşı köşesinde Panas ailesine ait yüzyıllık yapının ön cephesinde, teras kısmı özgün halinde duruyor, ahşap sütunları, “Ferforgé” parmaklıklarıyla, ancak demir parmaklıklar alttaki dükkânların tabelaları ile örtülmüş, ilk hali Akilas Millas’ın kitabında görülüyor. (Yazarın notu: Yüksek Kahve’nin sahibi Ulysse Panas – Odyssea Panas kardeşlerdi, kahveye de “Panas Bon Marchesi” deniyordu.)

Semiha Akpınar, Bir Ada Öyküsü: Büyükada, Adalı Yayınları

Akillas Millas:

Sıranın sonunda Panas kardeşlerin sahip olduğu meşhur “Bonmarşe” bulunuyordu. Lonca’da beş dükkân daha işleten Panas kardeşler Kefalonya Adası’nın Panata Köyü’ndendiler. Sözünü ettiğimiz diğer beş dükkân 1940’daki büyük yangında yandı. Altıncısı Au Bon Marché, ki 1870’den 1922’e kadar kesintisiz faaliyette bulunmuştu, metruk bir Yunan mülkü olarak günümüzde de ayaktadır. Kosmas Panas’tan sonra mülkiyeti oğlu Odissea’ya geçti. Odissea 1909’da, P.A.Liafos, Sakopulos kardeşler, Anesti Pikulos, Hristo Korakidis ve İoannis Delakuridis’le birlikte, Ada’nın en güçlü ve önemli iş adamları arasındaydı.

Akillas Millas, Büyükada – Ada-i Kebir, Adalı yayınları

Tulu Baytin: Yüksek Kahve’nin altında Arnavut Bayram’ın meyhanesi vardı. Yüksek Kahve yine bugünkü gibi Yüksek Kahve’ydi ve Türklerin devam ettiği bir yerdi. Kapalı kısmında küçük kağıt oyunları oynanırdı. Açık kısmında hanımlar da otururdu. Yani 70 yıl öncesinde de aynı bugünkü gibiydi. Siyah jorjetden sıkma başörtülü hanımlar otururdu.

Semiha Akpınar, Bir Ada Öyküsü: Büyükada, Adalı Yayınları

BEDİA MUVAHHİD: Yüksek Kahve’ye “Bonmarşe” denirdi.

Semiha Akpınar, Bir Ada Öyküsü: Büyükada, Adalı Yayınları

Ahmet Tanrıverdi: Hazım Bey’in "Yüksek Kahve"’sini sonraları Erzincan depreminde göçederek gelen Ali Şahin işletti.

Kahvenin altında sırasıyla Orman Lokantası, onun da yanında Arnavut Bayram’ın meyhanesi vardı.

Semiha Akpınar, Bir Ada Öyküsü: Büyükada, Adalı Yayınları

Matmazel EFTELYA VİGLAS (1921):

Yüksek Kahve ve altındaki bütün dükkânlar Odisea Panas (ya da Panaya) adlı bir Yunan uyruklunundu. (Panas kardeşler: Odisea ve Ulysse Panas) Yüksek Kahve’yi sonradan Hâzım Bey, daha sonra da 1939 büyük Erzincan depreminden sonra ailesiyle beraber Ada’ya göçeden Ali Şahin işletti.

Semiha Akpınar, Bir Ada Öyküsü: Büyükada, Adalı Yayınları

Son değişiklik Cumartesi, 04 Eylül 2021 15:59
Yorum yapmak için oturum açın