Çoğu Adalı mutlaka görmüştür de, bu kadar çok kullanılmış olması belki dikkatlerden kaçmıştır. Balkon, merdiven, pencere önü korkuluklarında kullanılmış olan “lale” motifinden söz ediyorum.
Bir süredir (fark ettiğimden bu yana) bu motifleri kaydetmeye çalışıyorum. Onlarla ilk kez, yaz- kış Adalı olmak amacıyla aldığımız evde karşılaştım. 1954 yılında inşa edilmiş bu “modern sivil mimari örneği kargir ev”, balkon korkuluklarında mütevazı, sevimli “laleler”e sahipti. Hatta iki pencere için demir koruma yapmamız gerektiğinde, tekrar o motiflerden başka bir teknikle ürettik. (Donanma sk. 22 fotoları)
Araya giren zaman ve işlerden sonra, “lale” derlemek için dolaşmaya başladım.
Şimdilik yalnızca Büyükada ve Heybeliada’dan derlediklerim var. Gözden kaçırdıklarım vardır, kuşkusuz. Zaman içinde Burgazada ile Kınalıada’daki laleleri de bulup kaydetmek istiyorum.
Bu motifler genellikle 1940-50 ve 60’lara hâkim olan “modern sivil mimari”de kullanılmış ve bazı ahşap köşklere yapılan kârgir eklerde yer almış.
Üretim tekniği, kalıp üstünde döverek bükmedir. Bu motiflerin aynı dönemde İstanbul’da da üretildiğini gösteren birkaç nadir örneğe rastladım. Varsa, kalanları da vahşi dönüşüm hareketlerinde kaybediyoruz! Geçmişin daha yoğun ve zor demir süslemelerinin yerini alan , motiflerini kendi üreme mantığı ile çeşitlendirebilen ve kolay üretilebilen bir teknik. Sanki bir lale başka lalelere bakmış da “ben de bir lale olacağım ama sizlerden farklı” demiş gibi.
Böylelikle daha sade, düz hatlı konut mimarisine biraz süs ve keyif katmanın bir yolu bulunmuş sanki.
Bugün Büyükada’da demircilik mesleğini sürdüren ustamız Hüseyin Hazar’dan aldığım bilgiye göre, şu anda 80’li yaşlarında olan Ali Aydoğdu ve onun ustası Sabri Aslan, çıraklıklarını yaptıkları Garbis Usta ile bu motiflerin bir kısmını üretmişler.
Recep Acarer ustanın atölyesinin kapısında 25-30 sene önce ürettiği güzel bir örnek hala asılı duruyor. Sorduğumda, hiç kimsenin ilgilenip sipariş vermediğini söyledi.
Şimdilerde biraz kolaycılığa kaçılıyor, daha pratik ve daha ucuz yöntemler tercih ediliyor.
Geleneksel motifler, uyarlamalar veya özgün tasarımlar yerine ya hazır ferforje motiflerle çatılmış pencere cumbaları, balkon ve merdiven korkulukları yapılıyor ya da hazır alüminyum borularla oluşturulan korkuluk ve küpeşteler kullanılıyor. Son zamanlarda hazır perfore metal levhalar da devreye girdi. Bunların, “doğal ve tarihi sit alanı” olan, 19. yüzyıldan bu yana yapılmış, ahşap, kârgir ve betonarme (80’lerde yapılmış uyumsuz binalar dışında) güzel örneklerin yer aldığı, bir “mimarlık müzesi” niteliğindeki Adalar’ımıza yakıştığı söylenemez. Sivil mimarinin, doğru restorasyon uygulamalarında, söz konusu yapı elemanlarının korunması veya gelenekselleşmiş motiflere yeni tasarımlarla yeni yorumların getirilmesi kanımca doğru olacaktır.
13 Şubat 2021 Pazar
* Berrin Erkurt - Mimar, Büyükada
Tam kadraj büyük fotoğrafları görmek için lütfen üzerlerine tıklayınız.