Pazar, 30 Ekim 2016 21:15

İsrail: Kadim Ve Kutsal Topraklara Yolculuk - 1

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)
İsrail: Kadim Ve Kutsal Topraklara Yolculuk - 1 Fotoğraflar: Ayşegül Bayraktar

17 Ekim 2015’de Atatürk Havaalanı’nda buluşan grubumuz, THY’nin 9.15 uçağı ile İstanbul’dan hareketle saat 11.15’de Tel Aviv Bengourion Havaalanı’na ulaşıyoruz. Kadim ve kutsal topraklarda sürecek olan yolculuğumuz daha öncekilerin hiçbirine benzemiyor. Otelimize transfer olup rehberimiz  ile tanışıyoruz.

Tel Aviv’deki ilk izlenimimiz çok modern bir şehirde oluşumuz. Otelimiz oldukça konforlu. Yahudilerce kutsal sayılan Şabat, yani cumartesi günü olmasına rağmen asansörleri çalışıyor. Otelin balkonundan baktığımızda altımızda uzanan uzun ve geniş kumsal ve güneşlenen, denize giren şehir halkı ilk dikkatimizi çeken şey oluyor; yaşadığın şehrin kıyısında istediğin zaman güneşlenip denize girebilmek çok keyifli diye iç geçiriyoruz. Ekim ayının ortasını geçmemize rağmen yazlık giysilerimiz ve sandaletlerimizi bavuldan çıkarıyor, rehberimiz eşliğinde vakit kaybetmeden konforlu midibüsümüzle şehri keşfe çıkıyoruz.

08 tel aviv 280xTel-AvivTel Aviv, İsrail’in Akdeniz kıyısında gökdelenleri ve çağdaş tasarımlı binaları ile  modern ve geçmişi çok da eski olmayan  bir şehir. Modern giyimli insanların şık kafe ve lokantaların, alışveriş merkezlerinin, iş hayatının yoğun olduğu bölgelerde ise plazaların bulunduğu tam bir Avrupa şehri. Şehrin oluşum hikâyesi ise ilginç;1909 yılında deniz kabukları ile yapılan bir piyango çekilişi ile 60 aile bugün Rotchild Bulvarı olan yerdeki çöl toprağının sahibi oluyorlar ve bir mahalle inşa ediyorlar. Böylece 1910 yılında tarihi çok eskilere dayanan ve nüfusunun çoğunluğunun Arapların oluşturduğu kadim Yafa şehrinin yanı başındaki çöl toprağına yerleşiyorlar. Avrupa ve Kuzey Afrika’dan ufak gruplar halinde gelen Yahudiler nüfusu arttırıyorlar. Almanya’da Bauhaus mimarlık okulunda okuyan ancak 1933’de Nazilerden kaçıp gelen Yahudi mimarlar, şehirde Bauhaus evleri denilen evleri inşa ediyorlar. Mayıs 1948 tarihinde İsrail’in bağımsızlığını elde etmesiyle beraber Tel Aviv, 200.000 nüfusa ulaşıyor. 1950’de Tel Aviv, Yafo olarak iki belediye birleşiyor ve bugünkü şehri oluşturuyor. Geçen yıllar boyunca kent, laik, liberal fikirli, ışıklı gece hayatının bulunduğu ve kafe kültürüne sahip bir kente dönüşüyor.

09 tel avivin yafadan gorunusu 280xTel-Aviv'in Yafa'dan görünüşüÖğle yemeğimizi limandaki hoş bir restoranda yiyoruz ve eski Yafa’nın dar sokaklarını keşfe çıkıyoruz. Osmanlı döneminde dikilmiş olan 7 saatten biri olan Yafa Saat Kulesi antik şehir olup Tel Aviv’e bağlı ve Yafa’nın kuzey girişinde, Yefet Sokağı’nda bulunuyor. Kireç taşından yapılmış kulede iki adet saat ve bir de 1948 Arap-İsrail Savaşında ölen İsraillilerin anısına plaket bulunuyor.

Yafa, (İbranice: Yafo) dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri kabul edilen İsrail’deki bir liman şehri. Yafa, günümüzde Yunus Peygamber, Süleyman Peygamber ve Aziz Peter hikâyeleri ile meşhur bir şehirdir. Bayan Ruth’dan Yunus Peygamberin hikâyesini dinliyor, Aziz Peter Kilisesi’ni görüyoruz.

 

 

10 yafa 280xYafa2. Abdülhamid döneminde yapılan, o zamanın Osmanlı topraklarında olan Şam’dan başlayıp Medine’ye kadar uzanan (1908-1919’da faaliyet gösterdi) ve İngilizler ile Arapların birleşerek rayları havaya uçurmaları  ile sonlanan hüzünlü bir hikâyenin kahramanı tarihi Hicaz Demiryolu’nun Yafa istasyonunu ve tarihi vagonları görüyor, tasarım butiklerin olduğu meydanı dolaşıyoruz. Bir tatlıcı dükkânındaki bin bir çeşit tatlıların önünde sadece resim çektiriyoruz. Otelimize dönüp biraz dinlenirken sahildeki kumsalın önünde yüzlerce kişinin İsrail pop müziği eşliğinde dans etmelerini keyifle izliyoruz. Akşam yemeğimizi Bahaus evlerinin (az katlı bahçeli evler) bulunduğu semtteki bir pizzacıda yiyor, şaşırtıcı lezzetteki çeşitleri bulunan bir dondurmacının dondurmaları ile yemeğimizi sonlandırıyoruz.

 

 

02 hayfa bahai tapinagi 280xHayfa Bahai Tapınağı18 Ekim günümüzü sabahın erken saatlerinde otelimizin önünden denize girerek başlatıyoruz ve Hayfa turuna çıkıyoruz. Bahai dinine mensup kişilerin dini vazifelerini yerine getirdikleri muhteşem bahçeleri olan şehrin tepesindeki Bahai tapınağına gidiyor, şehir turu yapıyoruz tapınağın içini görüyoruz. Şirvan halıları serilmiş içerisi gül esansı kokuyor ve her yer tertemiz. Kapıda her dilde Türkçe de dahil olmak üzere kendi dinlerini tanıtan broşür veriyorlar. Masmavi Akdeniz, Hayfa limanına yanaşan gemiler ve şehrin hurma ağaçları arasında beliren binalarına tepeden bakarak yavaş yavaş bu muhteşem bahçenin merdivenlerinden iniyoruz. Hayfa’yı çok beğeniyorum, Kıbrıs’ı anımsatıyor bana. Bir dönem bizim Kavalalı Mehmet Ali Paşa şehri ele geçirmiş ve idare etmiş. Bahailer 19. yy’de İran’da ortaya çıktı. Kurucusu Bab, son peygamber olduğunu belirtmesi ile İran’da taraftarları ile birlikte işkence ve zulme maruz kaldı. Bab’ın ölümünden sonra yerine geçen Bahaullah’ın hayatının 40 yılı Osmanlı Devleti’nin topraklarında geçti. Osmanlı Devleti’nin Bahaullah ve Bahâîlere sürgün dışında bir baskısı olmamıştır, İran’daki gibi hayatlarına yönelik şiddet görmemişlerdir.12 Aralık 1863’te vardığı Edirne’de bu tarihten itibaren 5 yıla yakın yaşadı. Halen pek çok mürit dünya üzerine yayılmıştır.

03 hayfa 280xHayfaHayfa kenti yakınlarındaki Carmel bölgesinde Atatürk Ormanı bulunuyor. Burayı ziyaret edip fotoğraf çektiriyoruz. Türkiye ile İsrail arasında her alanda güçlü ilişkilerin kurulduğu 1950’li yıllarda, Türkiye’den gelen Musevilerin katkılarıyla oluşturulan Atatürk Ormanı, 1953 yılında üst düzey katılımlı bir törenle açılmıştı. Açılışa dönemin İsrail Devlet Başkanı Yitzhak Ben-zvi bizzat gelerek bir konuşma yaparken, Türkiye’nin İsrail maslahatgüzarı Şevket İstinyeli de ormana sembolik olarak ilk ağacı dikmiş. Türkiye’ye bakan bir tepede bulunduğu belirtilen Atatürk Ormanı, sonraki yıllarda da İsrail’i ziyaret eden Türk siyasetçilerin uğradıkları bir yer haline gelmişti. 1995 yılında Demokratik Sol Parti genel başkanı sıfatıyla İsrail’e giden Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit de ormanın ziyaretçileri arasında yer almıştı. 180 bin dönüm üzerine kurulu ormanda Atatürk’e ithafen bir mermer tabela da bulunuyor.

Sonra antik bir liman şehri olan Caeseria’ya gidiyoruz. MÖ. 22’de Yahudilerin ünlü kralı Herod, Roma ile ilişkileri iyi tutar ve Sezar için gemilerinin yanaşacağı çok güzel bir liman şehri kurar. Şehrin ismi Sezar’a ithaf edilmiş. Roma dönemi kalıntılarında arkeolojik çalışmalar devam ediyor, Boşnak Camii’ni görüyoruz. Taze deniz mahsullerinden oluşan nefis öğle yemeğimizi deniz kenarındaki bir restoranda yiyoruz.

Tekrar Tel Aviv’e dönüp Yafo’nun Arap tarzı otantik dar sokaklarında dolaşıyoruz. Mavi kapılı Arap tarzı mimari Tunus’takini  hatırlatıyor bize. Yüzlerce dükkân ve içlerinde bin bir çeşit sanatkârca yapılmış hediyelik eşya ilgi çekici. Biraz daha geziyor, koruma altındaki meşhur Yafa  portakalını görüyoruz ve otele dönüyoruz.

05 kiyame kilisesi kutsal tas 840xKıyame Kilisesi Kutsal Taş

04 kiyame kilisesi kutsal tas 280xKıyame Kilisesi Kutsal Taş19 Ekim’de Tel-Aviv’deki otelimizden ayrılıyoruz. Kıyafetlerimiz saygılı bir muhafazakârlık içinde. Otoyoldan Kudüs’e doğru ilerliyoruz. 13. yy sonu ile 19. yy ortalarına kadar Osmanlı hakimiyeti altında üç dinin mensuplarının da huzur ortamında yaşadığı kutsal şehir Kudüs. Osmanlı, bugünün Suriye, Irak, Filistin ve Mısır, Suudi Arabistan ülkelerinin hepsine birden hakim olmuş Şam, Bağdat, Humus, Kahire, Kudüs, Mekke ve Medine ve diğer şehirleri huzur ortamında idare etmiş, din adına, hilafet adına kutsalları korumuştu. Servetinin en büyük bölümünü, mecidiye altınlarını buralarda bırakmıştı. Zayıflaması ile birlikte bu ülkelerin hepsinden kendisine reva görülen ihanet ve hainlikle binlerce askerini şehit vermiş, sonunda gerçek vatanına, öz yurdu Anadolu’ya dönmek zorunda kalmıştı. Bugün üzerinde dolaştığım bu toprakların aşsız, ekmeksiz ama inançla savaşıp şehit olmuş Mehmetçiğimizin kanı ile sulanmış olması içimi çok acıtıyor.

Kudüs, Ortadoğu’da bulunan, dünyanın en eski şehirlerinden biridir. En eski halkları Filistinliler ve İsrailliler Kudüs’ün kendi başkenti olduğunu iddia etmektedir. 800.000 üzerinde nüfusa sahiptir. Kudüs, üç Semavi din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için kutsaldır. Şehrin en eski bölümüne, İsa’dan önce 4000’de ilk yerleşim gerçekleşti. 1538’de Osmanlı hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman tarafından şehri çevreleyen duvarlar inşa edildi. Bugün bu duvarlar, Ermeni, Hristiyan, Yahudi ve Müslüman mahallelerini içine alan Eski Şehri (Eski Kudüs) çevrelemektedir. Eski Kudüs, 1981 yılında Dünya Mirasları arasına girdi.

Sünni  Müslümanlar için Kudüs, Mekke ve Medine’den sonra üçüncü en kutsal şehirdir. İslamiyet’te Kudüs, MS 610 yılında ilk Kıble olmuştur ve Kur’an’a göre İslam Peygamberi Hz. Muhammed, 10 yıl sonra Miraç’a buradan çıkmıştır.

06 kudus 280xKudüsKudüs, Yahudiler için en kutsal şehirdir çünkü kutsal kitaplarına göre, İsrail Kralı Davud, Milattan önce 10. yy’de Kudüs’ü Birleşik İsrail Krallığı’nın başkenti olarak inşa etti ve oğlu Kral Süleyman, ilk tapınağı şehrin içinde kurdu. Ancak İsrailoğulları tarih boyunca ülkelerinde rahat yüzü görmemiş Romalılar başta olmak üzere pek çok kavmin istilasına uğramış dünya üzerine dağılmak zorunda kalmış, çok da zulüm görmüşlerdir.

Hristiyanlar için Kudüs’ün kutsallığı, İncil’e göre İsa’nın bu şehirde çarmıha gerilmesinden ve 300 yıl sonra Azize Helena’nın İsa’nın hayatındaki hac noktalarını belirlemesinden gelmektedir. Küçük bir alan olmasına rağmen, Eski Kudüs, birçok dini önem taşıyan noktalara sahiptir. Bunların arasında, Tapınak Dağı, Ağlama Duvarı, Kutsal Mezar Kilisesi, Kubbet-us-Sahra ve Mescid-i Aksa vardır.

07 mescid i aksa 280xMescid-i AksaGünümüzde Kudüs’ün statüsü, İsrail-Filistin çatışmasının en önemli sorunlarından biri olarak kendisini  göstermektedir. Günümüzde, İsrail’in temel kanunları, Kudüs’ü İsrail’in “bölünmez başkenti” olarak kabul eder. Uluslararası toplum, son işgali kabul etmeyip, Doğu Kudüs’ü, İsrail işgali altında olan Filistin sınırı olarak tanımlar. Filistin Merkezi İstatistik Kurumu’na göre, 208.000 Filistinli, Doğu Kudüs’te yaşamakta ve Filistin Milli Otoritesine göre, bu şehir gelecekte kurulacak olan Filistin Devleti’nin başkenti olacaktır. İsrail Devleti’nin bütün kurumları Kudüs’te yer almaktadır. Bunların arasında Knesset (İsrail parlamentosu), Başbakan ve Başkan köşkleri ve Yargıtay vardır. İbrani Üniversitesi ve İsrail Müzesi Kudüs’tedir. İlk yönetim kurulunda Albert Einstein ve Sigmund Freud’un bulunduğu Kudüs İbrani Üniversitesi’nin önünden geçiyoruz, dünyanın en ünlü fizikçisi Albert Einstein çalışmalarını ve eserlerini bu üniversiteye bırakmış.

Son değişiklik Perşembe, 01 Aralık 2016 09:17
Yorum yapmak için oturum açın