Yazlıkçıların yavaşça el ayak çektikleri Adalar’da, günübirlik ve konaklamalı ziyaretçilerin de de seyrelmeye başladıklarını görüyor, izliyoruz.
Hava durumuna bağlı değişkenlik gösterse de, genel durum bu.
Eskiler 29 Ekim’e kadar kalırlarmış ama bu durum değişeli çok oldu. Okullar açılmaya görsün, Adalar gözle görülür ölçüde boşalıyor.
Pandemi nedeniyle 2020 sonbaharında durum farklıydı. Çünkü okullar açılmayacak, uzaktan eğitim devam edecekti. Bu nedenle yazlıkçıların adada kalışları kasım-aralık aylarına uzadı. Tüm yılı adada geçirenler de az değildi.
Ama bu yıl öyle olmadı. Okulların yüz yüze eğitime geçeceği bilgisiyle, ağustos sonu eylül başı dönüşler başladı. Havalar da yardımcı oldu duruma ya. “Göç kaçıran” havalar dedikleri, ayniyle vaki oldu eylülde.
Adalar’ın ekonomisi büyük ölçüde yazlıkçılara ve turizme bağlı. %90 gibi bir oran versek yanlış olmaz. Gelecek yıllarda da farklı olmayacak.
Turizm bu kadar baskın olunca, çalışanları da çarşısı da, gözünü “bu yıl turizm nasıl oldu, gelecek nasıl olacak” sorusuna kilitleniyor ister istemez. Aynı soru sayfiyeciler-yazlıkçıların durumu için de geçerli elbette.
Günübirlik ziyaretçilerde durum
Adalar’da turizm hareketlerinin ağırlığını yerliler oluşturuyor. Yıllardır bu tablo çok da değişmedi. 20 milyona yaklaşan bir büyük metropolün yanı başındaki turizm merkezi söz konusu olunca, bu durumu olağan karşılamak gerek. Yeşile, maviye hasret milyonlar için, betona kesmiş kentin kıyıcığındaki böyle bir vahaya ilgi bundan böyle de sürecek.
Turizm üzerine çalışanlar, günübirlik ziyaretçileri turist kategorisine katmak konusunda tereddüt taşıyorlar haklı olarak. Çünkü biliniyor ki, günübirlikçilerin gidilen yere yeme-içme dışında kayda değer ekonomik faydası olmuyor. Adalar için de durum farklı değil. Öte yandan, günübirlik ziyaretçiler değerlendirildiğinde, yabancıların payının oldukça yüksek olduğu da ortaya çıkıyor.
İstanbul genelinde turizm istatistikleri, ne yazık ki Adalar gibi merkezlere giriş çıkışı içermiyor. Elimizde, gözlemlerden fazla bir ipucu yok. Gözlemlerimiz de, Adalar’a Dentur-Mavi Marmara ve Turyol ile Kabataş ve Eminönü-Karaköy iskelelerinden biletle binilen motorlarla taşınan yolcu sayılarına dayalı büyük ölçüde. Kuşkusuz Şehir Hatları’nın Kabataş seferlerini kullanan yabancılar da yok değil ama…
Kısacası, yıllara dayalı gözlemlerimizle ulaştığımız sonuç, günübirlik ziyaretçiler içinde yabancıların payının %30’lara ulaştığı yönünde. Pandemi döneminde elbette bu tablo değişti. 2020’de bu durum hissedildi. 2020 haziranında normalleşmeyle birlikte kapıların açılmasıyla İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçi sayısı 66 bin olmuştu ki bu sayı 2019’da bir milyon 360 bin idi. Bu yıl ise, haziran-ağustos döneminde pandemi öncesi rakamları yakalanmasa da, 2020’ye göre %100’den fazla artış olduğunu görüyoruz.
Bu rakamları İstanbul’a gelen yabancı turist sayılarını tutan resmi istatistikler söylüyor.
2020 haziranına göre 2021 haziran ayında yabancı turist sayısında 10 kat artış gözlenmiş. Artış temmuz ayında 3, ağustosta 2 katın üzerinde olmuş. Öyle görünüyor ki, eylül ve ekimde de 2 kata yakın artışları göreceğiz. Ama her şeye rağmen, İstanbul’a gelen yabancıların sayısının, pandemi öncesi yıl olan 2019’un yarısına bile ulaşmasının zor göründüğünü de eklemekte yarar var.
Adalar’a bu yıl ilgi gösteren yabancıların içinde Araplarla ve İranlılar ağırlık taşıyor. Bu gruba Rusları, Ukraynalıları ve BDT vatandaşlarını da eklemek lazım. Yunanistan ve İsrail vatandaşlarını da hemen arkasından geliyor denebilir. Tüm bu milliyetlerin İstanbul’a gelişlerine bakıldığında 2020’ye göre, yukarıdaki oranlara paralel bir artış izlemek mümkün ki, bu oranların Adalar’ı ziyarete de yansımış olduğunu varsaymak çok da yanlış olmayacak.
Lokantacıların söyledikleri, günübirlik ziyaretçiler için ölçüt
Adalar’da faaliyet gösteren lokantalar, özellikle de iskele çevresinde kıyıda sıralananlar, günübirlik ziyaretçilerin nabzını tutmak için iyi birer gösterge. Büyükada’da hem sayfiyecilere ve hem de günübirlikçi yerli-yabancı ziyaretçilere hizmet veren, doluluklarını bu müşterilerle sağlayan lokanta işletmecilerinden aldığımız bilgi de, yukarıdaki tabloyu doğruluyor.
Kendilerine şu soruları yönelttik:
- Doluluğunuz 2019-2020 sezonuna göre 2021’de nasıldı?
- Müşterilerinizin yerli-yabancı oranını önceki yıllara göre değerlendirir misiniz?
- Yazlıkçıların ilgisini yine önceki yıllara göre değerlendirir misiniz?
- Sorunlar, çözüm bekleyenler üzerine görüşleriniz?
- Gelecek yıl ve yıllara ilişkin beklentileriniz?
Yanıtları ise kabaca şöyle oldu:
- Geçen yıl, yani 2020’de pandemi nedeniyle kaybımız bir önceki yıla göre %70’leri bulmuştu. Bu yıl 2019 rakamlarına ulaşamasak da, ciddi bir toparlanma yaşadık diyebiliriz. Fiyatlarımız ise dolar bazında 2019’a göre %10 daha düşük.
- 2020’de asıl büyük kaybı yabancı ziyaretçilerde yaşadık. 2019’da müşterilerimizin yarısı yabancıydı. 2020’de yabancı ziyaretçilerde %70’i bulan kayıp yaşandı. Bu yıl o kesimde de önemli bir toparlanma gözledik ama toplam müşterilerimiz içinde yabancıların payı ancak %25-30’la çıktı.
- 2020 yılında bizi kurtaran yazlıkçılardı. Yazlıkçıların geri dönüşü diyebiliriz buna. 2021’de ise özellikle Marmara ve Adalar’ı çevreleyen denizde, plajlarda müsilaj etkisiyle yazlıkçılarda bir durgunluk yaşadık. Sadece hafta sonları yoğunlukları oldu, hafta içi neredeyse kimse yoktu.
- İşini layıkıyla yapan işletmeciler ne yazık ki azınlıkta. Günü kurtarmak için hanutçuluk büyük hızıyla devam ediyor. Hizmet kalitesini yükseltmek yerine, hanutçulara kaynak aktarılıyor. Müşteri memnuniyetsizliği, kazıklanma kuşkusu bu nedenle dorukta.
- Gelecekten umudumuz var elbette. Her şey pandemiye, kapanmalara bağlı. Ama kalite ne zaman geri gelir, orası meçhul…
Konaklamalı ziyaretçilerde durum
Adalar’da işletmeye açık otel sayısı 100 civarında. Bu tesislerin büyük bölümü Büyükada’da faaliyette. Bu tesislerin oda sayısı toplamı da 1200’ü buluyor.
İstanbul’da Ocak-Ağustos dönemi otellerin ortalama doluluk oranı %44.8 olarak ölçülmüş. Adalar’da da bu oranı geçerli sayabiliriz. Bu durumda ilk 8 ayın geceleme sayısını 100 bin diye hesaplamak yanlış olmayacak. İstanbul’da ortalama konaklama süresi 2-3 gece arasında değişiyor. Adalar’da ortalama kalış süresinin iki geceden daha fazla olmayacağı varsayılabilir. Tüm bu hesaplamalarla Ocak-Ağustos döneminde Adalar’daki otellerde satılan otel odası sayısının 65 bin, konaklayan kişi sayısının ise 80-100 bin kişi olduğu sonucu çıkarılabilir.
Söylediğimiz gibi, tüm bu hesaplamalar ne yazık ki, sağlıklı verilerden oluşan bir istatistiğe dayanmıyor. Gözlemlere dayalı varsayımlardan söz ediyoruz.
Eylül sonunda, dergimiz hazırlanırken Adalar’da faaliyet gösteren belli başlı otel işletmecileriyle konuştuk.
Otellerinde ağırladıkları konukların %85’inin yerli müşterilerden oluştuğunu söylediler. Görüleceği üzere, 100 kişide yerli - yabancı oranı günübirlik ziyaretçilerde 70-30 iken, otellerde konaklayan ziyaretçilerde bu oran 85-15.
Adalar’ın otel işletmecileri ne diyor?
Adalar’daki belli başlı otelcilere de şu soruları yönelttik:
- Sezon için doluluğunu geçen yıl (2020) ve 2019 ile karşılaştırarak yanıtlar mısınız?
- Uygulanan fiyatları aynı dönemler itibariyle (TL ve euro bazlı) karşılaştırır mısınız?
- Müşterilerinizin yerli - yabancı oranını yine yıllar itibariyle verebilir misiniz?
- Sorunlar, çözüm bekleyenler üzerine görüşleriniz?
- Gelecek yıl ve yıllara ilişkin beklentileriniz?
Gelen yanıtlar ise şöyle oldu:
- Pandeminin ilk yılı olan 2020’de haziran ayına kadar olan dönemi kaybetmiştik. Haziran 2020 hazırlıkla geçti denebilir. İlk konukları haziran sonundan itibaren kabul etmeye başlamıştık. Temmuz ve Ağustos aylarını büyük ölçüde yerli konuklarımızla fena olmayan bir dolulukla geçirdik. Eylül ve ekim sonrası ise yine pandemi nedeniyle riskin ve kapanmanın arttığı dönemdi ve 2020 tam anlamıyla kayıp yıl oldu diyebiliriz. 2021’de kısmen bir toparlanma yaşıyoruz. Haziran ayında müsilajın etkisini hissettik. Yerli ziyaretçiler bu nedenle Adalar’a fazla ilgi göstermediler. Temmuz, ağustos ve eylül ise iyi geçti. (Bu noktada değerlendirmeler farklılaşıyor: İnternet üzerinde kısa bir araştırmada farkedileceği üzere fiyatlarıyla öne çıkan tesislerin, hem doluluk ve hem de fiyatlarıyla diğerlerinden ayrıştığını verilen yanıtlardan da anlıyoruz. Eylül ayında 2019 doluluk oranlarını yakaladıklarını belirten tesisler de var. Bu tesislerin oda fiyatlarının da doluluklarının da hem 2019 ve hem de 2020’ye göre hem TL ve hem de Euro bazlı yükseldiğini görüyoruz. Adalı)
- Konaklamalı müşterilerde yerli-yabancı oranı tesisten tesise farklılık gösterse de, %80-20 oranından söz edebiliriz. (Bu oranı, soru yönelttiğimiz nitelikli tesislerden aldık, yanıt olarak.)
- Adalar’daki otellerin en önemli probleminin, kalış sürelerinin düşüklüğü olduğu biliniyordu. Pandemi döneminde de bu sorun devam etti. Otelciler, Adalar’daki sosyal-kültürel aktivitelerin artırılması gerektiğini düşünüyorlar. Festivaller, gastronomi, kültürel-doğa sporları türü aktivitelerin artmasıyla, hem ilginin ve hem de kalış sürelerinin artacağını umuyorlar.
- Otelciler en önemli sorunu da, iskele ve çarşı çevresini dolduran ve nitelikleri yıllar içinde düşen, günü kurtarmaya dönük iş yapmayı alışkanlık haline getirmiş işletmeler olarak görüyorlar. Temizlik sorunu da eklendiğinde Adalar’ın ön yüzünün herhangi bir taşra kasabasından farksız hale geldiğine, konuklarının da bu durumdan rahatsızlıklarını dile getirdiğine işaret ediyorlar.
- Gelecek yıllarda, konukların pandemi sonrası değişen eğilimlerini de dikkate alan, kendilerini buna hazırlayan nitelikli-profesyonelce işletilen tesislerin ayakta kalacağını, diğerlerinin ise ayıklanacağı gibi bir genel değerlendirme de var yanıtlar arasında.