Sayı 186 - Aralık 2020

Sayı 186 - Aralık 2020

2021, Adın Umut Olsun...

Sonbaharın renkleri hala dolaşıyor Ada sokaklarında. Bahçe duvar ve parmaklıklarını sarmalamış sarmaşıklar. Evimize çıkan yokuşun başında narin yaprakçıları sonbahar rüzgarına hala direnen Gülibrişim ağacı. Yapraklarıyla sokağımızı boydan boya sarıdan kahverengiye çalan renkleriyle boyamış ulu çınar. Yaz boyu duvarımızdan sarkan ve güzelim mavi çiçeklerini hiç eksik etmemiş yasemin de direnenler arasında,…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yanına kurmaylarını alarak, Adalar sokaklarını adım adım turladı. Adalar’da, 25-30 yıl genel sorunların konuşulmayacağı bir dönem yaşatmak istediklerini vurguladı.
Belki yaşanan pandemi, Adalar’da kaliteye yönelik arayışları artırır. Çünkü düne kadar sürekli ve kontrolsüz akan kitleye gözünü dikmiş, ne olsa satarım havasında, kaliteye değil günlük kazanca bakan, günün ve yılın sonunu düşünmeyen işletmeler dönemi kapanır bu sayede.
Geleceğin turizmi bahsinde değişmekte olan trendler konusunda tüm konuşmacılar, dijitalleşmeye vurgu yaptılar. Hem Türk ve de hem dünya gezginlerinin tatil satın almalarında artık online platformlar, toplam satışların %50’sinin üzerine çıkmıştı.
Beton yığını büyük şehirden doğası hala bozulmamış adalara yeni gelenler de var, kuşaklar boyu adalı olup ilk kez kışı geçirmeye hazırlananlar da...
Olası büyük bir depreme karşı Adalar İlçesinde deprem güvenli yaşamın sağlanması ve tarih ve kültür mirası dahil tüm yapıların projelendirilerek ve güçlendirilerek geleceğe miras bırakılmasının bir yöntemini bulmamız gerekiyor.
Şu 2020 gitsin de gelmesin valla. Hani toplu olarak dilenen dilekler belli bir enerji oluşturur da gerçekleşir diye bir kavram var ya... İşte tam onun zamanı şimdi.
Yaşarken kalbe dokunan hiçbir şeyi, mümkün değil, unutamayız. Bugün, son aylarda sıkça nükseden bir zihin yorgunluğu ile uyandım.
Toprakla bağımız ana karnına bağımız gibi bir şey. Çocukluğumda ellerimi değdirdiğim topraktan ayrılamıyorum. Fiziksel olarak uzaklaşsam bile, psikolojik olarak oradan kopamıyorum. Benim için ada, bu toprak.
O kadar konuşuluyordu ki merakımız ağır bastı izledik. İzledikten sonra, belki on yıldan uzun bir zaman önce Fıstık Ahmet’te “şarap parmesanla içilmeli” diye masamıza katılan gencin Berkun Oya olduğunu resmini görünce hatırladım. Dizinin etkileyiciliği kadar, belki de o parmesanın hatırına olmalı, sanıyorum hayatımda ilk kez bir film (dizi) üzerine yazıyorum.