Pazartesi, 03 Mayıs 2021 15:45

Son 15 yılın en büyük müsilaj patlaması

Ögeyi değerlendirin
(2 oy)
Son 15 yılın en büyük müsilaj patlaması Fotoğraflar: Leyla Özalp, Gökhan Karakaş

Prof. Dr. Yelda Aktan TuranProf. Dr. Yelda Aktan Turan

Balık sezonunu erken kapatan müsilaj yoğunluğu Marmara Denizi’nin en büyük tehdidi. Marmara’nın her yerinde yüzeyden görülebilen müsilaj, dalgıçların indikleri derinliklerde bile yoğun yapısıyla canlı yaşamına zarar veriyor. Prof. Dr. Yelda Aktan Turan, doğal olmasına rağmen müsilajın karada ve denizde bozulan ekosisteme etkileriyle olumsuz etkisini gösterdiğini söyledi. Prens Adaları etrafında dalış yapan Türk Balık Adamlar Spor Kulübü üyeleri ise derinliklerde yoğunlaşan maddenin dalış turizmine engel olacağını belirtti.

Marmara Denizi’nin yüzeyinde sarı-kahverengi renklerde görülen yapışkan kümeler müsilaj olarak adlandırılıyor. Balıkçıların salya ya da köpük dediği müsilaj, mikroskobik deniz alg (bitkilerine) türlerinin aşırı artışıyla başlıyor. Sakin denizlerde kendini daha çok gösteren müsilaj, doğal olmasına rağmen aşırı çoğalınca ekosisteme zarar verebiliyor. Müsilajın Marmara Denizi’nde dalış yapan balık adamların kameralarına yansıyacak şekilde çoğaldığı görülüyor. Prof. Dr. Yelda Aktan Turan, müsilajı oluşturan fitoplanktonun ekosistemin devamı için gerekli fotosentez olayının parçası olduğunu belirtirken, “Fitoplanktonun bu denli çoğalarak parçalanırken müsilajlı yığın oluşturması, kıyılarda artan insan faaliyetleriyle ilgili. Evsel ve endüstriyel atıklar denizlere ulaşarak deniz kirliliği ve ekosistemin tahrip olmasını sağlıyor.” dedi.

 

“Dipte birikerek ekolojik tahribata neden olabilir”

Prof. Dr. Yelda Aktan TuranProf. Dr. Yelda Aktan Turan

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan, “Bu canlılar karbondioksiti ve bazı besinleri ışık enerjisiyle şeker gibi organik moleküllere çevirir. Bazıları aşırı artarak baskın olur. Yoğunlaşan fitoplankton bulanıklık yaratır, görüş mesafesini azaltır, güneş ışığının dibe ulaşmasını engeller. Kısa ömürlü bu canlılar öldüklerinde organik maddeleri suya bırakarak müsilajı oluşturur. Bu yapıya partikül, zooplankton, deniz anaları, insansal çöpler katılırsa yapışkan kütleler oluşur. Çok geniş alanlarda uzun süreli gözlenebilir. Deniz ekosistemi oksijen yokluğuna hatta toksik alg artışına sürüklenebilir. Görsel kirliliğin yanında balıkçılık ve turizmi olumsuz etkiler, ekonomik kayıplara neden olabilir. Parçalanma sırasında sudaki oksijeni kullandığı için çözünmüş oksijen miktarında azalmaya, diğer canlıların alanlarını örterek ekolojik tahribatlara sebep olur” dedi.

Kıyının doğal yapısı korunmalı

Denizcilik, turizm, spor, halk sağlığı, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği gibi alanlarda sorun yaratabileceğini belirten Turan, “Müsilaj, Akdeniz’de 1800’lü yıllardan itibaren gözlendi. 90’lı yıllardan sonra insan baskısındaki kıyılarda arttı. Marmara Denizi’nde 2007’den beri aralıklarla gündeme gelen müsilaj bu yıl en üst seviyede. Nüfus ve ihtiyaçların artması kıyısal alanlardaki baskıyı da arttırıyor. Dolgu alanlar denizin kendisini temizlemesini engelliyor. Marmara Denizi gibi sistemlerde sıcaklığın arttığı bahar aylarında gelişim artar. Durgun sularda ve su değişiminin yetersiz olduğu bölgelerde süreç daha uzundur. Doğal yapının etkisini hissetmemek için kıyıların korunması gerekli” dedi. Turan, müsilajın suda fotosentezle oksijen ürettiğini ve besin zincirinin ilk basamağını oluşturduğunun altını çizerken, “Marmara Denizi bütün olarak düşünülmeli, yerel yönetimler ortak planlama yapmalı. Baskı altındaki alanlar sürekli izlemeli. Kıyısal yönetim planları bilime dayalı oluşturulmalı” dedi.

 

 

Dalgıçlar: Bizim de kabusumuz oldu

Prens Adaları çevresinde düzenli dalışlar yapan Türk Balıkadamlar Spor Kulübü Başkanı Gündoğdu Saruhanoğlu ise, derinlerde karşılaştıkları görüntüyü ‘korkunç’ olarak değerlendirdi. Saruhanoğlu, 45 yıldır sürdürdükleri dalış etkinliklerinde daha önce de müsilajın görüldüğünü ama bu yoğunlukla ilk kez karşılaştıklarını belirtti. Saruhanoğlu, “Derinlere indikçe kütleler halinde önümüze çıkan müsilaj bir duvar gibi uzanıyor. Doğal ve mevsimsel olduğunu bilmemize rağmen bu yoğunluk bizleri endişelendiriyor. Kirlilik ve insan etkisiyle canlı çeşitliliğine büyük zarar vereceğini düşünüyoruz” dedi. Marmara Dalış Merkezi’nden Meltem Taşdelen, “Sadece balıkçıların değil bizlerin de kabusu oldu. Derinlerde kütleler halinde karşılaşıyoruz. Hiçbir dönemde bu kadar yoğun değildi” dedi.
Son değişiklik Salı, 04 Mayıs 2021 21:11
Yorum yapmak için oturum açın