Yarım asır, bazen daha çok, çocukluğumda, gençlik yıllarımda, iyi günümde, acılı günümde neşemde, yalnızlığımda, uzakta kalsam bile, bir ses, bir nefes, bir haber, bir selam beklediğim, gönlüme hapsettiğim bu insanlar... Kim bunlar? Bir tanıdık, bir arkadaş, bir dost mu? Hayır, hayır... Benden bir parçadır O İnsanlar.
Benden bir parça... Bazen gözüm, bazen kalbimdir Onlar. Beni bilen, beni herkesten fazla tanıyan, duygularımı hissedebilen, hayatın çizdiği yolda mesafeleri bir anda duygularımla, anılarımla ve özlemle yok edebildiğim, yüreğimi açtığım insanlardır Onlar. Canlı anılarımdır bu İnsanlar.
Kalbimde her sevdiğim insana yer verebilmem, herkesi kendi dünyasında bırakmamdan mıdır yoksa yalnız hayatımı paylaşanı yanımdan ayırmayan veya yanımda olanlarla hayatı paylaşmayı ilke edinen bir yapıya sahip olduğumdan mıdır acaba?
“Artık böyle arkadaşlıklar, böyle dostluklar yok. Arkadaş dediğinin yaşantısına ayak uydurabiliyorsan varsın, uzak kalıyorsan yoksun” dediler. Bir de “kanka” tabiri var. Peki, bu kankalar neden sürekli değişiyor? Hayatı paylaşmak değil de gönlünce yaşamak için imkân yaratmakla ilgili bir arkadaşlık modeli midir kankalık? İç içe, burun buruna olup da aniden soğuk rüzgârları estiren nedir?
Sevgi, aşk, vefa, sadakat, dostluk, annelik, içtenlik, damarlarında akan kan değilse insanın, yapmacık duygulardır bunlar, yalandır, ne yaşar ne yaşatır.
Hayatta “Ondan bana zarar gelmez” diyebildiğin ama fayda da beklememen gereken iki dostun varsa, zor gününde, acılı gününde sana uzanan bir el olduysa, sen o eli tutmadın veya tutamadınsa bile yüreğin kabarmıştır. Onlarsa sevgini hak etmişlerdir.
Yüreğim yine ada dostluklarına kabardı. Yüreğimin en derinine sakladığım, birlikte kulaç attığım, çocukluğunu, aşklarını, acısını, mutluluğunu bildiğim, karşılıklı oturup bir demli çay yudumlamayı arzu ettiğim, o güzel insanları özledim yine.
Özlem içimizi kemirse de umutla, güvenle bakalım yarınlara. Sevgi ile beslenen yüreklerde bahar çiçekleri açsın. Papatyalar yüreğimize hayat versin. Onları yolarak hayatımızı sorgulamayalım.
Sevildiğimizi bilelim.
Sevgimizi doya doya yaşayalım.