2019 yılının son günlerinde Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan COVID-19 vakalarına önceleri tüm dünya umursamaz davrandı, hatta Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) da refleks göstermekte geç kaldı. Daha sonra olayın pandemi haline gelmesi ve hızla yayılması ile ülkeler önlemler almaya başladılar. Hastalıktan korunmak için alınması gereken önlemler başlıca maske, mesafe ve hijyen olarak özetlenebilse bile ülkelerin olayın yönetiminde uyguladığı stratejiler çok farklı oldu. Almanya’nın başlangıçtan beri tüm stratejisini, verem mikrobunu bulduğu için Nobel ödülü alan çok büyük bir bilim insanının adını taşıyan Robert Koch Enstitüsü yaparken, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ocak 2020’de Beyaz Saray Koronavirüs Görev Gücü’nü kurdu. Almanya’da Enstitü hep başrolde iken, ABD’de Beyaz Saray ile Görev Gücü’nün önemli bir üyesi olan Dr. Fauci arasındaki ilişki çok değişkendi, genellikle ABD Başkan’ının ve vilayetlerin Belediye Başkanları’nın inisiyatifleri daha çok rol oynadı.
Ülkemizde de 10 Ocak 2020’de Sağlık Bakanlığı tarafından Koronavirüs Bilim Kurulu oluşturuldu. Bilim Kurulu üyelerini bireysel olarak her akşam birçok televizyon kanalında, haber bültenlerinde, tartışma programlarında, yemek programlarında açıklama yaparken bazen de sigorta şirketi reklamlarında boy gösterirken görmemize karşılık pandemi ile ilgili tüm açıklamaları Sağlık Bakanı Fahrettin Koca kah televizyon yoluyla kah basın açıklamasıyla kah Twitter yoluyla yaptı. Kritik tüm kararları ise Cumhurbaşkanı’nın aldığı bir pandemi yönetimi benimsendi.
Ülkemizde ilk COVID-19 hastasının saptandığı 11 Mart 2020’nin üzerinden bir yıl geçtiğinde sürecin Bilim Kurulu tarafından değil, siyasi kararlarla yönetildiği, çoğu kararların Bilim Kurulu’nun önerilerine karşıt alındığı, ülkedeki pandemi ile ilgili verilerden Bilim Kurulu üyelerinin haberlerinin olmadığı ortaya çıktı.
Ülke çapında yolunda gitmediği aşikar olan pandemi yönetimi için inisiyatif alan ve hizmet için yönelim belirlemeye çalışan, bu amaçla kendi Bilim Kurul’unu kuran kısıtlı sayıda girişim de oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ilk olarak ülkemizde daha ilk vaka görülmeden çok önce 25 Şubat 2020 tarihinde tüm Belediye Birimleri ile bir toplantı gerçekleştirdi ve ardından 27 Şubat tarihinde COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu’nun çekirdeği meydana getirildi. Bu kurul ilk toplantısını 25 Mart 2020 tarihinde yaptı. Çok önemli bilim insanlarının dahil olduğu bu kurul 15 üyesiyle halen faaliyetine devam ederek İBB’nin pandemi ile ilgili faaliyetlerine yön vermektedir.
Ülkemizde pandemi ile savaşta yürütülen bu faaliyetlere önemli bir örnek de Adalar ilçemizde gerçekleşti. İlk olarak 24 Mart tarihinde Adalar’da salgınla ilgili bilgi paylaşımı ve dayanışma amaçlı mahalle ve sokak WhatsApp grupları kurulmaya başlandı. İlk mahalle-sokak WhatsApp grubu, Büyükada Donanma sokağın üstü, Gazi Mihal, Nevruz, Kozalak, Hamidiye Camii sokaklarını kapsayacak şekilde kuruldu.
Ardından birkaç gün içinde Büyükada’da 5 ayrı mahalle ve sokak dayanışma WhatsApp grupları daha oluşturuldu. Bunlar Nizam, Kadıyoran, Kumsal, Zağanospaşa, Başlala gruplarıydı. Heybeli ve Burgaz’da ayrı mahalle, sokak grupları kurulması yerine, var olan gruplar üzerinden haberleşme ağı yeniden tazelendi. Bu gruplara katılan telefon sayısı 350’ye, haberleşme içinde olunan kişi sayısı ise kısa sürede 700’e ulaştı.
2 Nisan 2020 tarihinde Adalar’da ilk COVID-19 vakasının saptanmasından sonra gruplarda bir İlçe Danışma Kurulu’nun oluşturulması ihtiyacı konuşulmaya başlanıldı.
3 Nisan tarihinde mahalle ve sokak gruplarından ilk çağrı paylaşıldı; Adalılardan Adalılara başlığıyla, kaymakamlık, belediye başkanlığı, valilik ve il pandemi kurulu başta olmak üzere gerekli yerlere iletileceği ve bunun haftalık düzende tekrarlanacağı iletildi.
5 Nisan’da ikinci çağrı metni kaleme alındı. “Adalar’da COVİD 19’a karşı, hastalığın yayılmasını kontrol altına alacak ve önleyecek, insanların korunmasını sağlayacak önlemler: 2” başlığıyla 5 Nisan’da yayınlanan çağrı kaymakamlık, belediye başkanlığı ve Adalılara ayrı ayrı iletildi. Çağrıda “İşe gidip gelmesi zorunlu olanlar ve sağlık ve tedarik zinciri çalışanları ve görevlileri dışında ikametgâhı Adalar'da olmayanların giriş çıkışları durdurulmalıdır.” önerisi de dile getirildi. Bu çağrı 15 Nisan toplantısında da yinelendi. Bu çağrının dikkate alındığı, 24 Nisan’da anlaşıldı, ani ve Adalıları hazırlıksız yakalayan bir Kaymakamlık kararı ile Adalar 40 günlüğüne İstanbul’un diğer ilçelerinden farklı olarak hatta ülkedeki tüm yerleşimlerden farklı şekilde vaka sayısı fazla olduğu için değil, koruma amaçlı kapatıldı.
19 Nisan 2020 tarihinde AdaAcilDayanışma grubuna gönderilen davetiye ile mahalle ve sokak dayanışma grupları moderatörlerinin de katılımıyla Zoom üzerinden pandemiye karşı ne yapılabileceği ile ilgili ilk toplantı yapıldı. Toplantıda, bir süredir konuşulmakta olan “Adalar C-19 Danışma Kurulu” önerisi ele alındı. İçinde hekimler başta olmak üzere ilgili uzmanların olacağı, belediye başkanının, muhtarların, afet gönüllüleri ve mahalle-sokak dayanışma grupları gönüllülerinin de bulunacağı bir Danışma Kurulu oluşturulması düşüncesi Belediye başkanı Erdem Gül’ün onayıyla kabul edildi. Katılacak hekimler birlikte belirlenmiş, ayrıca kent konseyi, meclis üyelerinden ikisi ve muhtarların katılımını Başkan üzerine almış, mahalle-sokak gruplarını temsil edecekler ise AdaAcilDayanışma grubuna bırakılmıştı. Bu toplantıda mahalle-sokak gruplarını kimlerin temsil edeceği konuşuldu.
Adalar C-19 Danışma Kurulu’nun ilk toplantısı da, üzerinde mutabakat sağlanmış hekimlerin katılımıyla aynı gün yapıldı. İlk toplantıya Müge Özdemir (Heybeliada), Prof. Dr. Hasan Serdaroğlu (Büyükada), Marianna Vasiliadis (Burgazada), Diş Hekimi Pınar Satıoğlu (Büyükada) ve Halim Bulutoğlu (Büyükada) katıldı. Böylelikle Adalar C-19 Danışma Kurulu yola çıkmış oldu. Toplantıda kaymakam ve ilçe sağlık müdürü başta olmak üzere muhtarlar ile diğer kurumların temsilcilerinin de Danışma Kurulu’nda yer almaları için çağrıda bulunulması kararlaştırıldı. Ancak bu çağrı karşılık bulmadı.
Kurula daha sonra, 16 Mayıs 2020 tarihinde Prof. Dr. Benan Müsellim, Dr. Avedis Demir ve İBB ile aradaki koordinasyonu sağlamak amacıyla İBB Sağlık Daire Başkanlığı temsilcisi Bilal Yıldırım katıldı. Haziran ayında da Burgazadası’ndan, eski Heybeliada sanatoryumu hekimlerinden Dr. Özlen Tümer.
Adalar Pandemi Danışma Kurulu 19 Nisan 2020 tarihinden 28 Şubat 2021 tarihine kadar tek bir hafta dışında her hafta toplanmaya devam etti ve 48 toplantı gerçekleştirdi. Toplantılardan sonra Kurul’un tavsiye kararları kamuoyu ve yerel yönetim ile paylaşıldı. Adalar gibi kapalı bir ortamda pandemiden etkilenen halka ulaşabilmek, pandemi ile ilgili son bilgileri ulaştırabilmek için 10 Haziran tarihinde haftalık online bir bülten çıkarılmasına karar verildi, bültenin adı KORUNAda olarak belirlendi. Bülten kesintisiz olarak 38 hafta boyunca yayınlanmaya devam etti ve her sayısı ortalama 2500 kişiye ulaştı.
Adalar halkına, pandemi konusunda dünyada, ülkede ve Adalar’da oluşan gelişmeleri ulaştırmayı Bülten yoluyla başaran Adalar Pandemi Danışma Kurulu, 20 Aralık 2020 tarihinde doğrudan iletişim için Youtube üzerinden haftalık canlı söyleşilere başladı ve ilk söyleşinin başlığı “65+ yasakları: Korunma mı, Hak ihlali mi?” oldu. Bu tarihe kadar Adalar Pandemi Danışma Kurulu’nun düzenlediği 10 söyleşi yapıldı ve ortalama 647 kişi tarafından izlendi.
Ülkemizde örneği olmayan, belki de dünyaya örnek olması gereken yapılanma ve uygulamalar ne yazık ki yerel yönetim tarafından yeterli desteği görmedi. Adalar’a giriş çıkışların pandemi kurallarına uyum açısından kontrol edilmesi, Adalı işletmelerin pandemi için gerekli önlemleri aldığının denetlenmesi, Adaların nüfus yoğunluğunun olduğu alanlarda maske ve sosyal mesafe kontrolü yapılması, halkla temas olasılığı fazla olan hizmet sektörü çalışanlarına düzenli test yapılması gibi onlarca öneri dikkate alınmadı.
Pandemi ile daha uzun süre yaşayacağımız düşünüldüğünde benzeri olmayan bu yapılanmanın öncelikle yerel yönetime kılavuz olması ve örnek alınarak ülke çapında yaygınlaştırılmasını temenni ediyoruz.