Adalı Dergisi’nde “Babalar Günü” ile ilgili bir yazı olmaması üzerine bu yazıyı kaleme almak istedim. Bu yazıyı Adalı Dergisi aracılığıyla Burgazada’dan geçtiğimiz ay kutladığımız Babalar Günü için babama ve tüm babalara ithaf ediyorum.
Merhaba, yeni güne, yeni uyanışa...
Bir Babalar Günü’nü daha geride bıraktık. “Baba” adı ilk anlamda güç, güven, sevgi ve koruyucu anlamları çağrıştırır belleklerimizde. Yaşamımızda problem çözmede başrol olmuşlardır daima. Babalar değerlerimize sımsıkı sarılıp sahip çıkmayı, toplumda örnek insan olmayı, sorumluluk bilincini aşılarken, kimi zaman katı tutumlarının aslanda bizleri hayata hazırlamada ne kadar büyük rol oynadığını hep daha sonra anlamışızdır.
Daima ileriyi görebilen, düşünebilen, insan yaratıcılığını ve sınırsız sevgiyi öğretip bunu yaşatmak için neye ihtiyaç olunduğunu bilip görebilmeleri, vazgeçilmezliklerinin bir göstergesi olmuştur yaşanılan şu hayatta.
Eğitimde ve öğretimde idealist bir baba idi benim babam. Öğretmenliğin kendisine kazandırdığı imkânları yaşamının sonuna dek uygulayan, gerici zihniyetlerle mücadele edip daha fazla kız çocuğunun okumasında ve hayata atılmasında rol oynayan ‘gerçek insan’ yetiştirmek oldu hep hedefi.
O yıllarda, ülkemizde eğitime çok ihtiyaç olunduğu dönemlerde, doğuda zorluklarla yaşanılmış ve görev aşkıyla her şeyi göze alıp ışığını saçan nice öğretmenlerden biriydi O aslında. Nerede uzakta bir köy okulunu görecek olsa, hep bilirdi ki orada “Baş Öğretmen Atatürk” sevgisi ve kazanımları işleniyordu minik yüreklere.
Bir iç titreyiş, bir hedefe adanmışlıktı bu sevgi. Beraberinde bu duruş, bir erdem içerip toplumun ana-babası olmaya kadar geniş bir yelpazede yer aldı benim hayatımda. Tıpkı aşılanmış ağaç gibi, meyve vererek...
Çevresinde sorun yaşandığında, çözüme odaklı düşünür, kişileri dinleyerek önyargısız değerlendirir, sağlıklı iletişimi, dürüstlüğü ve çalışkanlığı teşvik ederdi etrafına. Ve öğrettiklerinden şu sonuç çıkardım kendime yıllar sonra: “Yaşamda ilerleyebilmemiz için sadece ihtiyacımız olan durumlar ve kişiler gelir bizi bulur, sorun yaşadığımızda ve her ne oluyor ise onunla baş etmeyi öğreninceye kadar bizimle yaşarlar. Bir anlamda bunu bizler yaşatırız bilmeden. Oysaki o soruna bir üst akıl ile bakmayı becerebilirsek, bunun bizim gelişimimize hizmet etmek için var olduğunun bilincini taşımış oluruz.” Bu durum bir formül gibi güçlü kalır bende.
Daha ne kadar çok şey vardır kim bilir öğreneceğimiz. Yaşam bir değerdir, ideallerimize ve değerlerimize sahip olmanın gururunu yaşarken hep daha iyi için mücadele vermekten kaçınmayalım. Bizi biz yapan her şeye, herkese ve Yaradan’a teşekkür ediyor, yeri doldurulamayacak Babalarımızı sevgi ve saygıyla anıyorum.