Geçen yaz, sıcak bir Temmuz günü, sabah erkenden balkonun kapısını açınca, kızım ve ben hiç alışık olmadığımız bir manzara ile karşılaştık. Bahçenin kedisi Zeytin, tüm ihtişamı ile yastığın üstüne uzanmış, yeni doğurduğu üç yavrusunu altına almış, dişiliğinin gururunu yaşıyordu. Üç minik yavru, üç tane ceviz kadar kafa, ana şefkati ve annelerinin ciddi koruması altında yardımımızı bekliyordu. Yapılacak tek şey vardı. Elimizi vicdanımıza koyup balkonda kreş açtık ve yaz boyunca lohusa kedimizi besledik.
Yavrular gözlerini açınca evimizi inanılmaz neşeye boğdular. Ne kadar güzel, ne kadar şirin, ne kadar dinlendirici bir ortam yaratıyorlardı tahmin edemezsiniz fakat günler geçip de minik yavrular badi badi yürümeye başlayınca neşemiz sarsıldı, gözlerimize inanamadık, içimiz burkuldu ve minik Pıtırcığımıza çare aramaya başladık. Pıtırcık engelli doğmuştu. İki arka ayakları felçliydi.
Tanıdık veterinerlere danıştık fakat net bir yardım alamayınca bizim şirin mi şirin muzip mi muzip oyuncu Pıtırcık’a bir yuva aradık. O yuvayı Pıtırcık’a benim açamamam için yavru kedinin sağlığı ve benim açımdan önemli nedenler vardı.
Bu konuda bana en ciddi yardımın Pınar Delen Satıoğlu’ndan gelebileceğini söylediler. Pınar hanımı o güne kadar tanımamıştım, bu güzel fırsatı bana Pıtırcık verdi.
Öyle bir zaman diliminde yaşıyoruz ki, bu devirde eğitimli, yürekli ve duygulu bir insan tanımak gerçekten büyük şans oldu. Pınar Hanımın aynı zamanda diş hekimi olduğunu öğrendim ve kendisi gibi genç nesle örnek olduğunu görmek bana mutluluk verdi. Faal hayatların, faal beyinlerin hayranıyım ve hep çağ dışı bırakılmış genç kızlarımızın, yaşlanmadan önce zincirleri kırmalarını, canlı hayata atılmalarını dilerim.
Danışmanımın aracılığı ile yazlıkçısı olduğum Kınalıada’da Elvan Akyol Ekemen Hanım’la tanıştım. Elvan hanım, altın kalpli, temiz yürekli bir gönüllü. Pıtırcığımı götürüp röntgenlerini çektirdi, hastalığının geçici olmadığını birlikte öğrendik. Böylece Pıtırım’la endişelerle dolu üç ay yaşadım. Minik kedinin Samsun'da yuva bulduğunu öğrenince hem üzüldüm hem sevindim ama Samsun olmadı, bu kez Emirgan’a taşındı Pıtırım. O sevimli, o uslu, oyuncu kedi, yeni hayatını benimseyemedi ve beni çok üzdü.
Geçen gün hiç beklemediğim bir anda müjdemi aldım. Pıtırcığıma sevgi Pınarı doğmuş. Pıtırcık hayatını yeni sahibi Pınar Hanımın yanında sürdürecekmiş. Pıtırcığın doğumu ve evden ayrılışı bile bana ve evime uğur getirdi. Umarım iki kör kedi, bir felçli kedi ve üç bacaklı bir köpeği ailelerine dahil eden ve diğer sokak hayvanları ile de sevgilerini paylaşan Pınar Hanım ve eşi Hasan Beye de şans ve bereket getirir.
Pıtırcığın yeni sahibinin hayvan sevgisi eşini tanıdıktan sonra başladığını, hayvan korkusunu yenip bu sevginin hayatının vaz geçilmezi olduğunu düşünürsek hayatta yeni bir sayfa açmak için hiçbir şeyin hiçbir zaman geç olmadığını görürüz. Pınar Hanım yalnız hayvan sevmekle, hayvan özgürlüğüne çok önem vermekle ve evinde yalnız engelli hayvan beslemekle kalmıyor aynı zamanda 1998 yılından bu yana Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Merkezi’nde Cuma günü gönüllüsü olarak yoğun çalışıyor. Ayrıca, Büyükada’da yaşayan hayvanlara da ilgisini ve sevgisini esirgememiş Pınar Hanım ve 2003 yılından bu yana Büyükada Köpek Barınağında gönüllü olarak emek vermeye başlamış.
Hayvanları kısırlaştırma veya kısırlaştırmama konusu çokça tartışılır. Pınar Hanım kısırlaştırma konusunda yalnız ısrarlı değil ayrıca on iki yıldır özellikle köpeklerin aşılama işlemlerini takip ediyor. Adalar Sokak Hayvanı Koruma Gönüllüleri Grubu şimdi Adalar Kent Konseyi Hayvan Hakları Grubu adıyla çalışıyor ve şu an nüfusu 245 olan köpeklerin doyması için ayni bağış topluyorlar. Bağışların düzenli olarak Adalar Belediyesinin resmi sitesi olan www.adalar.bel.tr internet sitesinde Hayvan Barınağı bölümünde güncel olarak yayınlandığını biliyor muydunuz?
Adalar İlçesindeki her ada kendi hayvanları ile ilgili sorunlar yaşar. Büyükadalıların barınakta bakım altına alınan sokak köpeklerini doyuran bir kurumun var olmasından mutlu olmaları gerekir. Emin ellerde yapılan yardımlar adalıların kış mevsimini gönül rahatlığı içinde sıcak evlerinde geçirmelerini sağlamaktadır.
Ya kedicikler? O sevimli yaratıklar? Onlar barınakta toplanamıyor ancak benim de yaptığım gibi kışın birkaç kedi evi hazırlamakla, kuru gıda dağıtmakla veya kışın belirli zamanlarda Adaları ziyaret edip doyurmakla, kedileri mutlu edebiliriz. Hayvan severler hiçbir zaman, hayvan ayrımı yapmazlar. Kedi olsun, kuş olsun, köpek olsun, karınca olsun, kabuklu deniz hayvanları bile olsa, bu canlıların bizlerin sevgisine ve vicdanına her zaman ihtiyacı vardır.
Ada barınağına yardım eden Kurum ve kişileri http://www.adalar.bel.tr/barinak.asp linkinden görünce tek dileğim bağışların artması ve bu tür yararlı çalışmaların her adaya nasip olmasıdır.
Pınar Hanım’a göre bakımevleri sadece güçten düşmüş ya da kaza geçirmiş hayvanların tedavi amacıyla bulundukları geçici bakım merkezleri olmalıdır. Pınar Hanım hayvanların özgürlüklerinin kısıtlanmamasından yana ve felsefesini de sokak köpeklerinin aşılanıp, kısırlaştırılıp küpelenerek sokakta yaşamalarını istemekle özetliyor.
“Sokak köpekleri ev yemeklerimizin artıkları ile beslenip kuru mama ile doyup mahallenin bekçiliğini yaparlar.” diyor Pınar Hanım. Ne kadar doğru düşünüyorsunuz Pınar Hanım. Kediler de mahallenin süsü değiller mi? Sevildiklerini anlamaları sizi sevgiye boğmaya yetiyor. Bir lokma yemeği yüzünüze bakmadan veya ayaklarınıza sürtünmeden, kendilerince teşekkür etmeden yemezler. Aslında hayvanlar kadar vefalı, hayvanlar kadar duygulu olamayan nankör insanlara hayvanların ders vereceği o kadar çok sevgi örneği var ki!
Pınar Hanım, hayvan sorunlarının sürekli yapılan kısırlaştırmalar, bakım evlerinden etkili olarak yapılan sahiplendirme, sahipli hayvanların üretiminin ciddi şekilde denetlenmesi ve yasaklanması, pet shopların kapatılması ve denetlenmesi ile çözüleceğine inanıyor ve bu amaç için yerel hayvan koruma gönüllüsü olarak arkadaşları ile elbirliği ile çalışıyor.
“Sokak hayvanı sorunu değil, sokak hayvanlarının sorunu var” diyor Pınar Hanım.
Ben ise Pınar Hanım’ı yürekten alkışlıyor ve Pıtırcığımın sakat doğmasına rağmen şanslı kedi olduğuna inanıyorum.