Dört tarafı denizle çevrili olan kara parçasına ada denildiğine göre, bizler bir adada yaşıyoruz ve Adalıyız, o halde bizi tüm benliğiyle çevreleyen ve bağrına basan bu güzelliği sevelim, kirletmeyelim, sahip çıkalım, kendimizi onun koynuna atalım... Aşağıdaki satırlarımda uzun yıllardan beri masterler kategorisinde yüzen bir sporcu olarak yüzme ile ilgili bazı düşüncelerimi sizlere kısaca anlatmak istiyorum… Sürç-i lisan edersem affınıza sığınıyorum.
Her zaman övünerek şu ifadeyi kullanırız: Adalı olmak bir meziyettir. Tamam ancak adada yaşayan bir insanın yüzme bilmemesi veya 50 m yüzememesine ne diyeceksiniz? Aşağıda yazdıklarımdan sonra umarım hem sağlığınız hem de gereksinimden dolayı en kısa zamanda kendiniz ve sevdikleriniz için bu gayreti gösterirsiniz.
Yüzme nedir ve nasıl yüzülür
Yüzme hiçbir yardım almadan bedenin kol ve ayak hareketleri yardımıyla su üstünde kalma ve bir yöne ilerleme hareketlerinin bütünüdür. Bir saatlik yüzme sonucunda ortalama 500 kalori yakılır. Yüzmede performans kuvvetten değil, dayanıklılıktan meydana gelir. Bu nedenle öncelikle mukavemeti sonrasında kuvveti geliştirmek gerekir. Kara çalışmalarında kuvveti geliştirirken tüm hareketler simetrik olarak yapılmalıdır. Şunları da asla unutmayın Tok karnına asla yüzülmez ve bilmediğiniz yerde asla balıklama atlanmaz!
Yüzmenin faydaları
Sayısız faydalarından en önemlileri şunlardır:
- Su içinde hareket daha rahattır, zira suyun kaldırma kuvveti nedeniyle vücut ağırlığı 10 kata kadar azalır ve bu sayede hareket yeteneğimiz artar (vücut esneklik kazanır).
- Tüm eklem gruplarını çalıştırdığı için bel, boyun ve omur sorunlarında çok faydalıdır (özellikle sırtüstü yüzme stili).
- Kalbi aşırı yormadan (nabız ölçerek) yapıldığı takdirde kardiyovaskuler sistemi güçlendirir.
- Solunumu güçlendirerek kan ve dokuların oksijen alımını arttırır, solunum fonksiyonu gelişir ve bu sayede özellikle astıma çok faydalıdır.
- Tüm kaslar çalıştığı için yağ birikimi azalır, insülin duyarlılığı artar, diyabet riski azalır.
- Bacakların hareketi ile lenf drenajı artar, eklem ve dokulardaki ağrı ve şişmeler engellenir, romatizmal hastalıkları önler.
- Kolesterolü dengede tutar.
- Gebelik döneminde anne sağlığı ve bebek gelişimini sağlar.
- Menopoz döneminin rahat bir şekilde geçilmesini temin eder.
- Stresi kesinlikle azaltır.
Yüzme stilleri
Serbest yüzme: En hızlı yüzülen ve herkes tarafından benimsenen stildir. Kolun maksimum uzanımı-suyu yakalama ve vücudun altına çekme ile nefes alımının uyumu işin esasıdır. Yüzücünün kabiliyetine göre 2 kol-1 nefes, 3 kol -1 nefes ve fazlası olabilir. Başın su içinde çok kalması yüzenin süratini arttırır.
Sırtüstü yüzme: Sırtüstü yüzülen tek stildir, yüzmenin en zevkli stilidir. Omurgasında, sırt, bel ve boyun bölgesinde ağrısı olan kişilere doktorun özellikle tavsiye ettiği bir stildir. Nefes kontrolü çok kolay olduğu için rahatça yüzülür.
Kurbağalama yüzme: Kendine has bir stil olup en yavaş yüzülen şekildir. Ayaklarla yapılan makas hareketinin bu stile etkisi % 50’dir. En güçlü kas yapısını sağlayan stildir.
Kelebek yüzme: En zor stildir, öncelikle bel ve sonra kol kuvvetine dayanır. Yapılan harekete dolfin denir. Suda adeta kuş misali kanat çırparcasına yüzüldüğü için bu stile kelebek stili denir. Kol ve ayak vuruş hareketinin (dolfin) uyumlu olması en önemli özelliktir.
Yüzme tarihçesi
İnsanoğlunun bu sporla ne zaman tanıştığı bilinmemekte olup, MÖ 9000’li yıllarda yine bir ihtiyaç olarak karşımıza çıktığı görülmektedir. Türkler Orta Asya’ya göç etmeden evvel göl ve nehirlerde yüzdükleri tarihsel kayıtlarda görülmektedir.
Hun Türklerinin de yüzme ve kürek sporları yaptığı bilinen bir gerçektir. Osmanlı kültüründe özellikle İstanbul ve İzmir başta olmak üzere büyük kentlerimiz kıyısında kurulan ahşap deniz hamamlarının da (Heybeliada Sadık Bey Plajı)Yüzme sporunun sevilmesinde önemli rolü olmuştur.
Yüzme stilinde Hazreti Âdem stili denilen köpekleme ile kulaç atarak yüzmeye de Karadeniz Kulacı denildiği bilinmektedir.
Bu sporun dünyadaki yeri 1828 yılında İngiltere (Liverpool)’de yapılan havuz yarışları ile başlamıştır. Türkiye’de ilk yüzme yarışları 1937 tarihinde Moda’da (İstanbul) yapılmıştır.
Türkiye’de modern anlamda yüzme sporuna ilk adım 1973 yılında Galatasaray Sultaniyesi’nde atılmıştır. Ayrıca Heybeliada’da 1773 yılında kurulan Mekteb-i Fünun-u Bahriye’nin (Deniz Harp Okulu) iç yönetmeliğinin 19. maddesinde, okulun her öğrencisinin denize girmek ve yüzme öğrenmekle sorumlu olduğu kesinlikle belirtilmekteydi. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinden Kâğıthane şenliklerinde yüzme yarışlarının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yüzme sporuna ilk yer veren Fenerbahçe olurken, onu Galatasaray izlemiştir. 1922’ de Moda-Kınalıada, Fenerbahçe-Kınalıada, Büyükada-Fenerbahçe arasında uzun mesafe yarışları düzenlenmiştir.
Türkiye’de ilk düzenli yarış 15 Eylül 1923’de Büyükada’da yapıldı. Türkiye’de ilk yüzme havuzu İstanbul’da Ekrem Rüştü Akömer’in gayretleriyle olimpik boyutlarda (25m x50 m) Büyükdere Yüzme Havuzu adıyla açılmıştır. Devamında Karşıyaka Spor Kulübü yüzme şubesini açtı, Fenerbahçe-Ortaköy-Vefa-Beykoz kulüpleri bunu takip etmiştir.
1942 yılında Ortaköy’de ilk modern yüzme havuzu açıldı,1943 yılında Türk yüzme sporuna sayısız sporcu yetiştiren İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü (İYİK) kuruldu.
Adalarımızdaki su sporları kulüplerine gelince
1963 yılında Burgazada’da kurulan ilk federe kulüp Adalar Su Sporları Kulübü’dür (ASSK). Bunu takiben 1968 yılında Kınalıada Su Sporları Kulübü (KSSK), 1984’te Heybeliada Su Sporları Kulübü (HSSK) ve son olarak da 1985 yılında Büyükada Su Sporları Kulübü (BSSK) kurulmuştur.
Şimdi sizlere kısaca yüzme geçmişimden bahsetmek istiyorum
1951- Heybeliada doğumluyum. 7 yaşında Askeri Deniz Pentatlonunda dünya çapında dereceleri olan ağabeyim Emekli Dz. Yarbay Abidin Sönmez’in gayretleri ile askeri plajda (çınar iskelesi) başlayan yüzme hayatım halen devam etmektedir. İlk lisansımı 1967-1968 yıllarında ASSK’nden çıkardım. Hocam rahmetli İbrahim Sulu, tatlı sert otoritesi ile bana öncelikle güven aşılamıştı. Bu güven ve yüzme tutkusu nedeniyledir ki yüzme sporundan çalışma hayatım nedeniyle fiziksel kopsam da kalpten asla kopmadım. Üniversite yaşamım süresinde federasyon tarafından açılan kurslara bir yıl devam ederek (1973-1974) yüzme antrenörlük belgemi aldım. Çalışma hayatım genellikle Anadolu’da geçti, ancak ben her gittiğim yerde kendime yüzme için çok şükür şahane imkânlar yarattım. Yurt içinde ve yurtdışında bulunduğum süreler içinde imkânlarım dâhilinde doyasıya yüzdüm (USA-Los Angeles, Romanya-Tuna Nehri, Azerbaycan-Hazar Denizi, İsviçre-Zürih Gölü, Van Gölü-Akdamar Adası, Kızılırmak, vs.).
Yıllar sonra 1987-1988 yıllarında HSSK’nde görev yapan rahmetli hocam Selahattin Türkmen beni kulüpte kurulan yüzme okulunda göreve çağırdı, o dönemde iş hayatım müsait olduğu için bu görevi severek kabul ettim, kulübümüzün ilk yüzme hocası oldum. Bu gururu bana yaşatan Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Yalçın Kılıçlıoğlu’na, spordan sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Milli Yüzücü Atilla Çağlar’a özellikle teşekkür ediyor, rahmetli hocalarım Selahattin Türkmen’in ve İbrahim Sulu’nun aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyorum. 1989 yılında Selahattin Hoca’mın teklifi ile birazda çekinerek girdiğim o yıl ilk kez düzenlenen Boğaziçi Yüzme Maratonu’na (64 kişi ) katıldım, bu yarışı 1 saat-17 dakikada tamamlamıştım. İş artık bitmiş o zevki yaşamış, diğer bir deyişle zokayı yutmuştum. Bu tarihten sonra genellikle tüm maraton yüzmelere katıldım. Boğaziçi maratonuna bu yılda (2100 kişi) 27. kez katılarak gerçekten anlamlı bir başarı elde ettim.
Şu anda HSSK’nün lisanslı yüzücüsüyüm, bugüne kadar 45 yüzme maratonuna katıldım, bunlardan en önemlileri Boğaziçi yanı sıra Çanakkale Boğazı, Meis-Kaş, Kıbrıs, Foça, Datça ve Gelibolu (Anzak Koyu) yarışlarıdır.
Bundan sonra da Allah bana güç verdiği müddetçe yarışmalara katılıp Adalarımızı gururla temsil etmeye kararlıyım, ilk hedefim olan Çanakkale zaferimizin 100. Yılında Avustralyalılar tarafından Gelibolu-Anzak Koyu’nda düzenlenen anı yüzmesine ve 100. Yıl Eceabat-Çanakkale Yüzme Maratonuna katıldım. Yarışı 1saat-7 dakikada tamamlayarak kendi yaş grubumda (60-64 yaş) 24 kişi arasında 6. ve genel klasmanda 530 kişi arasında 203. oldum. İkinci hedefim Cumhuriyetimizin 100. yılında (2023 yılı) 72 yaşımda öncelikle Boğaziçi, sonrasında Çanakkale ve Meis-Kaş yüzme maratonlarına katılabilmek ve tamamlamak olacaktır. Gönülden dileklerinizi ve dualarınızı bekliyorum… Hepinize sağlıklı, mutlu ve bol yüzmeli bir yaşam diliyorum.