Tarih konulu Adalar Dergisi makaleleri - Adalı Dergisi
Ada ile ilgili koleksiyon ve araştırma yazılarımın arasına bir deniz feneri hikayesi ekleme isteğim hep vardı. Türk Deniz Ticareti kaynaklarını taradığımda Orhan Kızıldemir ismine ulaşmıştım.
Türk mutfağı için dört bir yanımızdaki komşu ülkelerin yemek kültürleri araştırılırsa, aradaki benzerlikler ve kültürel etkileşimin doğurduğu sonuçlar, tüm verileriyle ve gerçek anlamda analiz edilebilir.
Catherine Pinguet’in okuyucuyu Adalar’ın tarihinde yolculuğa çıkardığı Adalara Çıkmak adlı çalışması kitapçılarda yerini aldı.
Kendi ırkının veya toplumsal özelliklerinin, diğerlerinden daha üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç olarak özetlenebilecek ırkçılık, tarihte sayısız acı olaylara neden olduğu için, mücadele edilmesi gereken bir konu.
Tüm güzellik ve çirkinlikleri ile 2017 Adalar'da bu anıları, izleri bıraktı...
2017 Ocak ayına girişin ilk günü olan 1 Ocak’ta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu 2016 basın raporunu açıkladı. Rapora göre 2016 yılında 780 gazetecinin basın kartı iptal edildi, 839 gazeteci yaptıkları haberler nedeniyle açılan davalarda hakim karşısına çıktı. 189 gazeteci sözlü ve fiziksel saldırıya uğradı. 148 gazeteci ise yeni yıla cezaevinde girdi. Rapora göre işsiz gazeteci sayısı ise 10 bini aştı.
Yeni olan her şey insanlarda bir düşünce, ardından bir duygu uyandırır. Bireylere olumlu duygular hissettiriyorsa, yeni olan kutlanır; yeni bir iş, yeni bir aşk, yeni bir evi kutlamak gibi...
Sonbahar yapraklarını dökmeye başladığında Marmara Adası’ndan el ayak çekilmişti. Issızlaşan sokaklarda muşamba ve lastik çizme sesleri işitilmekteydi.
Sizleri bilemem, fakat ben büyüklerimin yaşadıkları yörelerini ziyaret etmekten hoşlandığımdan, bilhassa emekli olduğumdan beri, babamın ecdadının beş yüz küsur yıl yaşamış oldukları Ankara’nın Hoca Hindi, Hacendi, Yeğenbey, İstiklal, Sakalar gibi değişik isimlerle anılan eski Yahudi Mahallesinde dolaşmaktan hoşlanırım.
Ağustos 2017 sayıdaki yazımda denizin iyi ve kötü cilvelerinden bahsetmiştim. Arada geçen günler zarfında, yağmur tepemize öyle bir indi ki, sanki deniz göğe geziye çıkmış, geri dönüyordu.