Bilimsel verileri kullanmadan alınan günlük kararların, ikinci dünya savaşından sonra dünyanın en büyük mücadelesi olan pandemiye karşı işe yaramadığını ne yazık ki bir kez daha gördük. 1 Mart tarihinde açıklanan normalleşme-açılma kararlarının etkisi beklendiği gibi 10-14 gün içinde bütün ülke haritasının kırmızıya boyanmasına yol açtı. İstanbul’da COVID-19 için ayrılmış yataklar dolup yeni servisler açılmaya başlandı, kasım ayında olduğu gibi yoğun bakımlarda yatak bulmak çok önemli bir sorun haline geldi. 30 Mart’ta açıklanan ülke haritasında sadece Şırnak ili güvenli kabul edilebilecek sınırlarda mavi ile işaretlenmiş şekilde kaldı.
Buna karşılık, halka bir yıldan fazla süredir sürekli aynı şeylerin söylenip, maske-mesafe-hijyen kurallarına dikkat etmesi dışında bir söylem değişikliği gözükmüyor. İnsan psikolojisini dikkate almadan yapılan uyarıların işe yaramaması bir yana, kamu yöneticilerinin bu kurallara kendilerinin uymadığının sıklıkla görülmesi, büyük katılımlı sosyal mesafeye dikkat edilmeyen toplantıların düzenlenmesi önlemlere uyumu daha da azaltıyor.
Pandemi ile mücadelede elimizdeki en önemli enstrüman olan aşı konusunda da mehter adımları ile ilerliyoruz. Mart ayı boyunca elde aşı olmaması sebebiyle aşılama çalışmaları neredeyse durma noktasına geldi. 25 Mart’ta ülkemize ulaştığı açıklanan 10 milyon Sinovac ve 1,4 milyon BioNTech aşısı umut olmakla birlikte, bu hızla aşılamayı ülkemizde ancak bir yılda tamamlayabiliyor olmamız gerçeği ortada duruyor. Biz aşılamayı tamamladığımızda muhtemelen yeni çıkan pek çok mutant varyant aşının etkisini ortadan kaldırabilir olacak.
Dünyada da aşının adil dağıtımı, hatta zengin ülkelerin aşı temini konusunda ciddi sorunlar, kendi aralarında çekişmeler mevcut. Dünyadaki her ülkenin, her insanın aşılanması gerçekleşmeden pandeminin kontrol altına alınamayacağını nihayet gelişmiş ülkeler fark etmeye başladılar. 30 Mart tarihinde içinde İngiltere, Almanya, Fransa’nın da olduğu 20 ülke ile birlikte Dünya Sağlık Teşkilatı Başkanı, pandemi ile mücadele için bütün ülkelere “Uluslararası Pandemi Anlaşması” imzalaması çağrısı yaptı. Tarihte örneği olmamasına karşılık tüm ülkeler aynı dünyada yaşadığımız gerçeğini unutmayıp kendi bencil menfaatlerini geri plana alabilecekler mi, göreceğiz...
Kötü geçen Mart ayından sonra Nisan ayı şimdilik umut vermiyor. İller arası geçişler engellenmediği, bölgesel olarak çok kötü olan illerde tam kapanmaya gidilmediği, halkın önlemlere tamamen uyması için ekonomik destek verilmediği durumda geçen yıl kasım ayında yaşadığımız tsunamiyi bu yıl çok daha erken yaşayabiliriz. Üstelik bu yıl pandemiyle hiç izin kullanmadan hayatları pahasına savaşan ve bunun karşılığını genellikle hakaretle, dayak yiyerek, kafasında kaldırım taşı kırılarak, öldürülerek ödeyen sağlık çalışanları çok daha yorgunlar ve 400 kişi eksikler. Bir yılda 400 sağlık çalışanı COVID-19 yüzünden hayatını kaybetti.
Unutmayın siz izin vermezseniz COVID-19 size ulaşamaz. Durumun bu ay özellikle ilk 15 gün daha kötüye gideceğini bilerek hareket etmek, kapalı alanlardan mümkünse tamamen uzak durmak gerek. Lütfen parti kongrelerine katılmayın! Evinizde misafir ağırlamayın, alışverişlerinizi mümkünse online olarak yapın. Yakınlarınızla bir araya gelmeniz gereken zorunlu durumlarda, sadece açık havada, sosyal mesafeyi koruyarak en az 2 metre mesafeyi gözeterek kısa süreli görüşmeleri tercih edin. Kapalı ortamlara girmek zorunda kalırsanız, çok daha etkili olarak koruma sağlayan N95 maskeleri kullanın ve aşılama için sıranız geldiyse bir an önce aşınızı olun. Pandemiyi ancak aşılama ile yenebiliriz.