Pazar, 02 Ağustos 2020 08:07

Dr. Akillas Millas’ın Selânik’teki Konuşması: İstanbul Adalarının Dünü ve Bugünü

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Akillas Millas

Dr. Akillas Millas’ın İstanbul Adaları ile ilgili konuşması, çok şükür koronavirüs salgınının başlamasından önce, programlandığı gibi ve büyük bir başarıyla gerçekleşti. Salgının yarattığı olağanüstü koşullar ise bu etkinlikle ilgili sizi bilgilendirmekte geç kalmamızın sebebiydi.

Başarılı konuşma, “Kuzey Yunanistan’da yerleşmiş İstanbullu Rumlar Derneği” tarafından tertip edildi. Derneğin lokalinde, Selânik’te, 12 Şubat 2020 tarihinde gerçekleştirildi. Konuşmanın dinleyici kitlesini, derneğin çok sayıda üyesi ve müdavimi ile İstanbul tarihi ve kültürüne hayran olanlar teşkil ediyordu.

Araştırmacı-yazar Dr. Akillas Millas’ın aydınlatıcı konuşmasından önce, etkinlikte, Fener Patriği’nin temsilcisi huzurunda hem yazarı hem de konuyu tanıtmak amacıyla, Derneğin başkanı ilâhiyatçı Dr. Polivios Strantzalis, Selânik Aristo Üniversitesi’nden emekli cerrahi profesörü Dr. Yannis Dökmecioğlu ve yine Selânik Aristo Üniversitesi’nin Ruhbanlık ve Toplumsal İlahiyat Bölümü’nden emekli Prof. Dr. Sotirios Varnalidis birer açış konuşması yaptılar.

Sn. Akillas Millas, İstanbul Adaları’na dair ana konuya girmeden önce, İstanbul Rum Cemaati ve onun üst sınıfının 20. Yüzyıl boyunca ve bugüne gelene kadar sayıca nasıl küçüldüğünün tarihçesine değindi. Devamında Pera’dan ve özellikle çocukluk yıllarını geçirdiği ve büyüdüğü Tünel’deki Kumbaracı Yokuşu’ndan, okuduğu Zoğrafyon Lisesi’nden söz etti.

Konuşmasının sonraki bölümünde Bizans döneminden ve Fetih’ten sonraki yıllardan başlayarak İstanbul Adaları’nın tarihini ayrıntılarıyla anlattı. Adaların nasıl eskiden İmparatorların sürgün yeri olduğu kadar sabık din adamları için de mecburi inziva yeri olarak da kullanıldığını ve her adada kurulmuş tarihi manastırları anlattı. Dünün ve bugünün ada nüfus istatistikleri hakkında detaylı bilgi verdi. Geçen yüzyılda inşa edilmiş görkemli yazlık köşklerden bahsederken, günlerimizde halen devam etmekte olan betonlaşma sürecinden ve güya benzer şekilde baştan sözüm ona onarımlara dem vurdu. Bu arada Büyükada Aya Yorgi manastırının iki asırlık tarihi binalarının yangından sonra ilgililer tarafından nasıl beton bir terasa dönüştürüldüğünü, Heybeli’deki Mekteb-i Bahriye-i Şahane ve içindeki, sonraları yıktırılmış Hünkar Kasrı ile II Mahmut tarafından yaptırılan Adalar’ın ilk camiinden, Aya Triada manastırındaki İlahiyat Okulu’ndan, çökmekte olan Avrupa’nın en büyük ahşap yapısı olan Yetimhane binasından, zamanımızda kalıntıları toprak altında kalmış, Büyükada Maden’deki 570 yıllarında II İustinus tarafından yapılmış olduğu bilinen Büyük Kadınlar manastırından bahsetti.

Konuşmasının uzunca bir bölümünü İstanbul Rum cemaatinin sayıca hemen hemen yok olmasına neden olan türlü politik olaylarına değinerek Adalıların, Rumluğun gün batımını mütevazı adımlarla nasıl izlemiş olduğunu ve netice olarak bugünün yerli adalı sayısının tarihi bir devrenin sonunu sarih bir şekilde ispatlanmakta olduğunu belirtti. Ayrıca bu süre zarfında Rumluğu hatırlatan bazı ada sokak isimlerinin de nasıl değiştirildiğini ve bunun, Enver Ziya Koral’ın deyişi ile İstanbul’un tarihi gelişimine yersiz bir müdahale olduğunu hatırlattı.

Bu arada Büyükada Çınar meydanı gibi Adaların fethi esnasında vuku bulmuş tarihi olaylara sahne olan bir alanda inşa edilmiş ve senelerdir haline terkedilmiş Rum Okulunun, Adalar Vakfı’nın katkıları ile onarılarak alt katının bir müzeye dönüştürebileceğinin altını çizdi.

Devamında mühim bir son devir Bizans eseri olan Heybeli’deki tarihi Panayia Kamariotissa manastırına ve 1835 senesinde külliyesine Rum tacirleri tarafından kurulan ve yaklaşık seksen yıl boyunca faaliyet gösteren “Bu ülkenin önemli bir değeri” olarak nitelendirilen Hellen Ticaret okulundan söz etti.

Bilindiği gibi Fener Patrikhanesi, siyasi iktidarların süreklilik gösteren tutumları neticesinde, 1942 senesinde Heybeli Hellen Ticaret Okulu ile Kamariotissa Manastırının boşaltımına ve Bahriyeye teslimine mecbur oldu. Millas, binaların Deniz Kuvvetleri Çarkçı ve Telsiz okullarına dönüştürüldüğünü, ancak bugün okulların Tuzla’ya taşınmaları ile metruk kalan binalar ile tarihi manastır kilisesinin restore edilerek tekrar değerlenebileceğini, bütün bunların yerli ada halkı için kazanılmış bir servet teşkil edebileceklerini ekledi.

Bu akıcı ve aynı anda önemli konuşmasından sonra, dinleyenler Sn. Millas’ı tebrik ettiler ve yazdığı, artık hepsi birer tarihsel doküman sayılan, bilhassa Adalar ile ilgili çok önemli ve değerli kitapları ve çalışmaları için ona teşekkür ettiler.

Etkinlikte bulunanlar arasında, Büyükada aşığı sevgili Diamandi İliadis’in de sırf bu toplantıda katılmak üzere Atina’dan Selanik’e seyahat etmiş olduğunu ekleyelim.

 

Akillas Millas

 
Son değişiklik Pazar, 02 Ağustos 2020 18:23
Yorum yapmak için oturum açın