Değerli okuyucularım;
Yaklaşık sekiz ay süren bir hastalık döneminden sonra tekrar aranıza döndüm. Allah hepinize sağlıklı bir ömür versin. Hasta olmadan önce sağlığımızın önemini fark etmeyi hepinize nasip etsin. Bu dönemde Sevgili Semra benim tüm görevlerimi üstlenerek, dergimizde bir gedik açılmasına meydan vermedi. Halim Başkan da arka arkaya gönderdiği yazılarla ayrı bir renk kattı. Tabii ki dergimizin internet versiyonu ayrı bir güzellik oldu. Emeği geçen herkese şükranlarımı arz ediyorum.
Gelelim Adalarımıza. Aradan geçen sekiz ayda meydana gelen önemli bir değişiklik yok. Hâlbuki çok ateşli bir seçim dönemi geçirdik. Sonuçları da dengeleri sarsacak şekilde tecelli etti. Kış aylarının fırtınaları ortalığı birbirine kattı. Yassıada’da faaliyet başladı. Bütün bunlar bile Adalarımızın üzerindeki ölü toprağını almaya yetmemiş gözüküyor.
Yine partiler arasındaki kısır çekişmeler, yine Büyükşehir Belediyesi ile Adalar Belediyesi arasındaki soğuk mücadele, yine Adalarımızda isim yapmış, her şeyden şikâyet eden, her şeye maydanoz olan dostlarımızın beyanları. Yetti artık. Taş üstüne taş koyanla, hiçbir iş yapmayıp, sadece tenkit edenleri aramızdan ayıklama zamanı gelmedi mi?
Olumsuzlukların had safhaya ulaştığı bu dönemde Adalar’daki STK’ların giderek faaliyetlerini arttırdıklarını, etkili faaliyetler yaptığını görüyoruz. İdarenin zayıfladığı yerde inisiyatife STK’lar talip oluyorlar. Belki bunda da bir hayır vardır.
Yaz sezonunun önümüzde kalan döneminde hayli kabarık bir faaliyet listesi var. Adalar Vakfı öncülüğünde Ruhban Okulu’nda yapılacak olan Dinlerin Müziği Şöleni, Adalar Vakfı ve Adalar Kent Konseyi desteğiyle gerçekleştirilen Avusturya Günleri, Heybeliada Gönüllüleri önderliğinde yapılan Mehtap Faslı, Kent Konsey’inin sayısız etkinlikleri, Uyum Derneği’nin Uçurtma Şenliği, Heybeliada Sualtıcıları’nın Turmepa ile birlikte yaptıkları Sualtı Temizleme Çalışmaları ve daha sayamayacağım bir sürü faaliyet.
Artık yüzümüzü STK’lara çevirelim, onları destekleyelim. Eskiler eski taslarıyla, hamamlarıyla meşgul olsunlar. Bu halleriyle bugüne kadar bir yere varamadılar, bakalım bundan sonra nereye varacaklar?