Sayı 122 - Ağustos 2015

Sayı 122 - Ağustos 2015

Değerli okuyucularım; Yaklaşık sekiz ay süren bir hastalık döneminden sonra tekrar aranıza döndüm. Allah hepinize sağlıklı bir ömür versin. Hasta olmadan önce sağlığımızın önemini fark etmeyi hepinize nasip etsin. 
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 14. İstanbul Bienali, 5 Eylül-1 Kasım 2015 tarihleri arasında Carolyn Christov-Bakargiev tarafından “TUZLU SU: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori” başlığıyla bir dizi işbirliği içerisinde şekilleniyor.
İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer, 14. İstanbul Bienali ile ilgili Adalı Dergisi’ne bir röportaj verdi. Bu yılki bienalin sergi başlığı ‘Tuzlu Su’. Sergi mekânları arasında Büyükada da yer alıyor.
Sık sık düşünüyorum bu aralar, dünyayı günden güne bitirenler, neden hiç korkmuyorlar? Gezegen büsbütün elden gidince, istifledikleri paracıklarla başka bir gezegende yaşamayı mı garantilediler acaba?
Konuyu ele alırken, geçen ay Bodrum’da geçirdiğim dört günlük tatilim yazıma esin oldu. Yüzlerce tanıdığım dostum, arkadaşım bir zamanlar “Bir sengine (taşına) yekpare Acem mülkü fedadır” denen İstanbul’u ve onun incisi Büyükada’yı terk edip, yaz aylarını artık Bodrum’da geçiriyor. Bana da ‘Ada çok bozuldu’ diyerek sataşıyorlar.
İkinci ders: Hücrelerin salgıladıkları ışık enerjisini hissetmek Sınıftaki herkes ikinci dersi sabırsızlıkla bekliyordu.
dudaklarım, ellerim çatlak. / ayaklarım çırılçıplak. / sırtımda kıldan örülmüş bir heybe, / bütün sevdalarım onun içinde.
Yaz geldi. Denizi arar olduk. Kimimiz güzel bir sahil kasabasının resimlerine bakıp iç çekerken, kimimiz gerçekten bir sahil kenarında mavi gökyüzünün ve mavi denizin keyfine varıyoruz.
Avrupa, 1. Dünya Savaşı’ndan çıktıktan sonra bir değişime girmeliydi ve tam bu noktada da sanata ihtiyaç duyuluyordu. Sanat, toplumların değişimlerinde bir nevi rota belirleyicisi konumundadır. Bu bağlamda fütüristler, orfistler ve rayonistler bu değişim için yeni fikirler ortaya atarak resim sanatını soyut sanat yolunda ilerletmişlerdi.
İstanbul’a beş saatlik bir gemi yolculuğu mesafesinde oluşu, henüz bozulmamış doğal güzellikleriyle Marmara Adası birbirinden değerli Yeşilçam emektarını ağırlamıştır.
Adalar derin bir kültür, sanat biriktirmiştir. Müzik için de bu söylediğim birikim geçerlidir. Biz Avusturya Günleri etkinliği ile Adalar üzerinden Avrupa’ya bir kültür köprüsü kurmayı hedefledik.
Büyükada’dan yola çıkarak yakın coğrafyamızdaki kardeş adalara yaptığımız gezilere bu kez daha uzaklardan, Yunanistan’ın İtalya ile komşu olduğu İon Denizi’nden bir halka ekliyoruz.
Küçük yaşlarda, henüz hiçbir mesuliyet üstlenmemiş, anne baba şefkatiyle şımartılmış çocukluk süresi içerisinde duyulan müzikler, algılanan kokular, seyredilen manzaralar unutulamaz ve ilerideki yıllarda özenti ile hatırlanır.
Ada’nın yaşayan hafızaları tek tek adayı terk etmeye başladı. Tıpkı Nora gibi... Işıklar içinde uyu Nora.
Nazan Sönmez’in 22- 29 Temmuz 2015 tarihleri arasında Heybeliada Su Sporları Kulübü’nde açtığı Gravür/Exlibris sergisi.
Bir arkadaşım “İnsanlar hayvan sever oldular, insan sever kalmadı” dedi. Arkadaşım ne yazık ki hayvanlarla pek haşır neşir değil çünkü hayvan sahiplerinin hışmına uğradı.
09 Ağustos 2015 pazar günü Büyükada Bakımevi’nde yeni kulübelerin yerleştirilmesi, eski kulübelerin boyanması ve canlarımızla güzel bir gün geçirmek için sabah 10.00’da Büyükada Kütüphanesi önünde buluşuyoruz.
Paris merkezde 4 yıldızlı otelde 4 Gün 3 Gece, Gidiş: 18.09.2015, Dönüş: 21.09.2015
Öfke zaman zaman hepimizi etkilemektedir.. Sinirlendiğimizde ne yapmamız gerekir? İşte uzmanlarından sinirlenince sakinleşmek için yapılması gerekenler tavsiyeleri.
Her sene 1-6 Eylül tarihleri arasında Adalarda yapılması planlanan ‘Adalar Sokak Festivali’nin ilki bu yıl düzenleniyor.
... Bu yıl, 1-6 Eylül tarihlerinde ilkini gerçekleştireceğimiz Adalar Sokak Festivali’nin ortaya çıkışı tam da bu yüzdendir. Adalar’ı resimle, müzikle, heykelle, edebiyatla, tiyatroyla, dansla donatmak; sorunlarına dikkat çekmek ve iyileştirmek için harekete geçmek...