Adaların lodos dalgalarına maruz kalmayan sahilleri, iskelelerin etrafından başlayarak, yıllar içinde ulaşım ve nakliye yerlerine dönüştü. İdo deniz otobüsleri, tarifeli ve tarifesiz yolcu motorları, dükkânların ihtiyaçlarını taşıyan motorlar, kamyon nakil gemileri için yeni iskeleler, bekleme ve boşaltma yerleri inşa edildi. Fayton bekleme alanlarına değerli yerler ayrıldı. Gelişim sonucunda sahillerdeki eski ferahlık tarihe karıştı ve sahile yakın yerleşim bölgeleri değer kaybına uğradı.
Kaybolan güzelliği ve ferahlığı geri getirebilir miyiz? Çözüm için esin kaynağı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Heybeliada sahilinde inşa edilen deniz dolgusu olabilir. Eski fotoğraflara göre Heybeliada’nın ön sahili tamamen yalılar ile kaplı idi. Yalıların önüne yaklaşık 40-50 metre genişlikte ve 500 metre uzunlukta deniz dolgusu yapıldı. 1964 yılına ait fotoğrafta görülen rıhtım elde edildi. En arkaya, mendirek ile çeki yeri vazifesi gören küçük bir liman ilave edildi. Bu rıhtım uzun yıllar, şimdi üzerinde bulunan marinalar yapılana kadar boydan boya adalıların nefes alma ve gezinti yeri oldu. Artık bu özelliğini yitirdi. Arkadaki fayton bekleme alanı ve tel örgülü spor alan ile yarıya yakını ada sakinlerine kapandı.
Hayal edelim ki rıhtım bu defa 30-40 metre daha deniz dolgusu ile genişletilmiş olsun. Limandan başlayarak vapur iskelesine kadar bütün denizden ulaşım yerleri yeniden düzenlemiş, İdo iskelesi yeni vapur iskelesinin hemen yanına alınmış, fayton bekleme yeri ve spor alanı yeni dolgu yerine taşınmış, yeni liman yapılmış, adanın önünü yarıya yakın kapatan çirkin eklemeleri olan mendirek atılmış, geriye adanın önünü kapatmayan yeni mendirek inşa edilmiş... Rıhtım boydan boya ağaçlandırılmış ve çiçeklendirilmiş, eski rıhtıma yeniden kavuşulmuş. Heybeliada denizden yaklaşırken eskiden olduğu gibi yine muhteşem görünüyor.
Büyükada’da fayton bekleme yeri uygun bir deniz dolgu yerine taşınmış, şimdiki alanı ağaçlandırılarak meydana dönüştürülmüş, bazı denizden ulaşım yerleri yerleşim alanlarından uzaklaştırılarak yeni deniz dolgu alanına taşınmış... Ferah ve güzel bir görünüm oluşmuş.
Hayalimiz burada bitti. Acaba başka hayal edenler olur mu? Burgazada ve Kınalıada için de... Ancak Kınalıada’nın ön sahili çakıllı olup çok değerlidir. İstanbul’da yerleşim bölgelerine bu kadar yakın bir eşi daha bulunmadığından bu hayale sığmaz.