Adalar’la kültür ve sanat bir araya gelir mi?
Bize ne oluyor bilemiyorum. Bir yandan Adalar’ı sanat ve kültürle yoğurmak için zamanımızı, paramızı, ilişkilerimizi kullanıyoruz. Bir yandan sudan sebeplerle ortaya çıkan bahaneler, bizi bu görevleri yapmaktan alıkoyuyor.
Heybeliada Müzik Merkezi’ni açabilmek için ne fedakârlıklar yapıldı. Nikiforos ve eşi Vassiliki bütün prestijlerini, imkânlarını ortaya koydular. Biz de elimizden geldiğince destekledik. Ancak karşımıza öyle engeller çıkıyor ki senelerdir bitiremiyoruz. İşin içine İstanbul Teknik Üniversitesi de 240 yıllık geçmişi, konservatuarı ve parasıyla katıldı. Bu bile çözüme kâfi gelemedi.
Büyükada’daki Adaevi hikâyesi ise apayrı bir konu. 6 yılda 1300’den fazla etkinlik yapmış, sayısız sanatçıyı Adalar’a getirmiş, sergileri ve söyleşileri ile verdiği eğitimlerle destan yazmış bir kurum da mekân sorunu nedeniyle neredeyse kapanıyordu. Sorarsanız sebepler çok. Kullanılan mekân konusunda sebepler ileri sürenlerin, olur olmaz iddialarda bulunanların, Adalar’da yaz kış açık kalan tek kurumun kapanmasına, orada yapılmış ve yapılmakta etkinliklere ne dedikleri hiç belli değil.
Zannedersiniz her şey kanunsuz; hepimiz kültür faaliyetleri gibi dünyanın hiçbir yerinde kâr amacıyla yapılmayan bu işten sebeplenip, cebimize bir şeyler atıyoruz. Biliyoruz ki, “yapturmazuk”çuların sayısı fazla değil, ama sesleri çok çıkıyor ve kurumları etkileyebiliyorlar.
Adaevi için 1500’den fazla imza verildi. Heybeliada Müzik Merkezi açılsın kampanyasını yürütenler de 4-5 günde bir o kadar imza toplayabildi. Sağolsunlar hepsi duyarlı insanlar. Ancak fiili durum yaratma dışında hukuki girişimlerimiz yeterli olamıyor. Süreyi çok uzatıyor, kafaları karıştırıyor, neticeye ulaşmamızı zorlaştırıyor.Kültür ve sanat konusundaki beklentilerimizin hiç mi anlamı yok?Nedense biri bir risk alarak böyle bir teşebbüse kalksa, engel olmak isteyen bir sürü insan türeyiveriyor. Engel olmada ihtisaslaşmışlar. Zaten tek becerebildikleri de bu. Yapmak değil, engel olmak.
Bakın, Adalar’ın kültür yaşamına değer katacak başka mekânlar, binalar da var. Eski mektep (Sofronios Köşkü), Büyükada’daki Turing Kültür Evi, Büyükada Kütüphanesi, Heybeliada Kütüphanesi, Çınar meydanındaki Kültür Bakanlığı’na bağlı kırmızı konturlu bina… Bunlara ne zaman bir şeyler yapmak istediysek, kıyametler koptu. Şimdi hepsi kapalı duruyor ya da işlevlerinden epeyce uzaklaşmış. Adalar yaşamına hiçbir katkıları yok ama açılması için kimsenin sesi çıkmıyor. Bir Allahın kulu neden kapalı demiyor.
İşte biz şimdi soruyoruz. Bu binalarda neden hiç etkinlik yapılmıyor? Neden hemen tamamı boş durumda? Bunun bir sorumlusu var mı? Bu kurumların açılması için bir teşebbüs içinde olan var mı?
Haydi, artık faydalı kurumları kapatmak, yapılan iyi işlere engel olmak için değil, kapalı kalanları açmak, Adalar’ın kültür yaşamına katmak için bir gayret gösterelim.