Pazar, 04 Nisan 2021 00:48

Yalım Eralp’in Adalı Yayınları’ndan ikinci kitabı çıktı: “Pandemi ve Kırılgan Demokrasi”

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Emekli Büyükelçi, yazar Yalım Eralp, üçüncü kitabını pandemi döneminde yazdı. Yüzyılın salgını Covid-19 pandemisi, dünya çapında yoksulluğun ve savaşların tetiklediği göçmenlik dalgasının, tüm ulusal sınırları yeniden yükselttiği, içe kapanmacılığı, otoriterliği tetiklediği bir dönemde yaşamımıza girmiş ve sorunları keskinleştirmişti. Dünyayı iyi izleyen yazarlardan biri olan Yalım Eralp, eve kapandığımız bu dönemde olup biteni, son derece özlü bir üslupla okuyucularına aktardığı kitabı kaleme aldı. 50 sayfalık, hızla okunabilen ama yüzlerce sayfada anlatılabileceklere eşdeğer olan kitap, adına taşınan üç kelimeyle tam da bu dönemi yansıtıyor: Pandemi ve Kırılgan Demokrasi.

Pandemiyi Büyükada’daki evinde geçiren Yalım Eralp ile Adalı dergisi konuştu.

İşte yanıtları:

Öncelikle elinize sağlık Yalım Bey. İlk sorumuz iki kelimelik: Neden yazdınız?

Teşekkür ederim. Daha önce yazdığım “Perdeyi Aralarken” kitabı büyük ölçüde hatırat idi. İçinde ben olmakla beraber, ön safta Başbakanlar ve siyasi kişiler vardı.” Sefir olmak” kitabında yerli ve yabancı kişilere dair anektotlar bulunuyordu. İsteyen bunlardan da ders çıkarabilirdi.

Pandemi ve Kırılgan Demokrasi kitapçığı ise yaşadıklarımdan, okuduklarımdan ve gördüklerimden benim çıkardığım ders ve gözlemleri kapsıyor. Dünya büyük bir saldırı karşısında: Covid 19 ve mutasyonları. İnsanlar ölüyor, hastalanıyor ve işsiz ve aç kalıyor. Bazıları okula gidemiyor. Büyük bir felaket ile karşı karşıya bulunuyoruz. Devletlerin buna cevabı değişik derecelerde kötü.

Kötülerin de kötüleri var galiba. Ve bunlara yer veriyorsunuz. En çok da Trump’a.

Evet öyle. Pandemi öncesinde ne oldu bilinen ama milyonların hala farkında olmadığı sağ popülist liderlerin pulu, pandemide hızla döküldü. Çünkü eski Başkan Trump, Brezilya lideri Bolsanora gibileri ilme ve bilgiye inanmıyordu. Bazıları da, bizde olduğu gibi vatandaşı önemsemeyerek büyük projeler peşinde hala. İnsanlar her tarafta karantinadan sıkılmış laf dinlemiyor ve tıbbi kurallara uymuyor. Tam bir kaos. İnsan yaş aldıkça, yaşadıkça , okudukça bir şeyler öğreniyor; değişik derecelerde tabii...Bazıları pek öğrenmiyor.

Niye “kırılgan demokrasi”. Demokrasi dediğimiz kırılan dökülen bir şey mi?

Zaten demokrasiler de saldırıya uğramış durumdaydı. Pandemi bunu tetikledi. Dünya başka kavgalara ek olarak ideolojik rekabet içine girdi. Pandemi de buna vesile oldu. Onun için “kırılgan demokrasi.”

Pandemi sonrasında bir umut var mı peki? Hani “hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” deniyor ya, sonuç demokrasilerin yerini tamamıyla otoriterleşme mi alacak, yoksa iyiye doğru bir umut besliyor musunuz?

İlme, bilgiye ve liyakate önem vermeyen devletlerin işleri daha da güçleşecek. Bir başka ifade ile küme düşecekler. Analitik düşünceye önem vermeyen, aklını kullanmayan devletler ve şahıslar daha da zor durumlarda kalacaklar. Tanrının insanlara verdiği en büyük hediye akıl. Kullanırsanız....

Ben ülkemin ve halkımızın küme düşmesini istemiyorum . Bu kitapçığı ve gözlemlerimi onun için yazdım. Tek amacım bu idi.

Son olarak. Kitabı Büyükada’da yazdınız. Adadan bakınca dünya nasıl görünüyor?

Küçük büyükten daha güzel. Küçüklerin büyüklerden daha masum ve doğal kalabildiği...

Teşekkürler.

Son değişiklik Pazartesi, 05 Nisan 2021 14:10
Yorum yapmak için oturum açın