Cumartesi, 14 Eylül 2019 13:57

16. İstanbul Bienali başlıyor

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

1987 yılından bu yana dünyanın dört bir yanından güncel sanat akımlarını İstanbul’a taşıyan, mekâna özgü üretimleri teşvik eden, kentin tarihi yapılarının sanatla yeniden keşfedilmesine fırsat yaratan İstanbul Bienali 14 Kasım’da başlıyor. 10 Kasım’a dek ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek olan bienalin yüzbinlerce izleyiciye ulaşması bekleniyor.

4 yıl önceki bienalde (14’üncü) olduğu gibi Büyükada bu bienalde de 5 mekanda sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapacak. Büyükada’da yer alan Hacopulo Köşkü’nde Monster Chetwynd, Kadıyoran’daki Eski Mektep’te Hale Tenger, Mizzi Köşkü’nde Glenn Ligon, Anadolu Kulübü’nde Armin Linke ve Ursula Mayer, sahilde (iskele alanında) ise Andrea Zittel’in eserleri yer alacak. Sahildeki eserin süresiz olarak bırakılması bekleniyor.

 

02 bineal 840x16. İstanbul Bienali’nın yaratıcıları ve destekçileri birlikte: Soldan saga, Bige Örer, Ömer Koç, Oya Ünlü Kızıl, Nicolas Bourriaud, Handan İnci, Bülent Eczacıbaşı, Görgün Taner

 

Bourriaud: “İsterim ki bu sergiyi gezmeye gelenler, her sanatçıyı uzaklardaki bir toplumdan haber getiren biri gibi görsün”

“Yedinci Kıta, yağmur ormanlarının yandığı ve plastik moleküllerinin okyanusları doldurduğu, içine girdiğimiz yeni dünyanın adı,” diyen 16. İstanbul Bienali Küratörü Nicolas Bourriaud da basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Davet ettiğim sanatçılar, insan ve insan olmayanların, makinelerin, atıkların, hayvan hayatının ve ağaçların alttan alta yeni formlar ürettiği bu araziyi keşfediyor. Bir nevi antropolog gibi çalışıyorlar. Fikirlerin ve insanların yüzyıllar boyunca başkalaşıma uğradığı, çevrenin önemli bir mesele haline geldiği İstanbul, bu kapitalosen operası için kusursuz bir sahneydi,” ifadelerini kullandı.

Küratör Nicolas Bourriaud Yedinci Kıta temasını ve izleyicileri sergide nelerin beklediğini anlatırken şu ifadelere yer veriyor:

“16. İstanbul Bienali’ne hâkim olan ve ona adını veren Yedinci Kıta imgesi, Antroposen çağının küresel ısınmayla birlikte en gözle görünür sonuçlarından biri olan, Pasifik Okyanusu’nun ortasındaki devasa atık yığınına referans veriyor. Popüler bilimde “Yedinci Kıta” olarak anılan bu kütle, 3,4 milyon kilometrekare genişliğinde, 7 milyon ton ağırlığındaki bir plastik yığınından meydana geliyor. Bu imge hepimiz için artık fazlasıyla tanıdık: Sanayi atıklarından görünmez olan okyanusların, plastik torbaların ve kulak temizleme çubuklarının arasında yüzen balıkların ve diğer deniz canlılarının imgesi. Ama 16. İstanbul Bienali, bu kıta düşüncesini ciddiye almak ve bu kaypak alanı insanların ve insan haricindeki varlıkların mecburen bir arada var olduğu, henüz keşfedilmemiş bir arazi olarak değerlendirmek niyetinde. Yedinci kıtayı kavrayabilmemiz için bizlere sanatçıların antenleri, onların tercümanlığı, onların antropolog damarı lazım. İsterim ki bu sergiyi gezmeye gelenler, her ne kadar sunulan şeyler aşina gelse de, her sanatçıyı uzaklardaki bir toplumdan haber getiren biri gibi görsün.”

Koç: “İnsanlığın dünyaya verdiği büyük zararın, geleceğimizi nasıl tehdit ettiğini anlatmak için herhalde sanattan daha etkili bir araç olamazdı”

Bienalin tüm ziyaretçiler için ücretsiz bir sergi haline getirilmesine ve Türkiye’de sanatın gelişimine destek olmanın, kendilerini ziyadesiyle gururlandırdığını ifade eden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, toplum olarak daha iyi bir gelecek arzu ediyorsak, yaratıcılığa ve cesur adımlara, şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu söyledi. “İnsanlığın kendi eliyle, tek yaşam kaynağı olan dünyaya verdiği büyük zararın geleceğimizi nasıl tehdit ettiğini anlatmak için herhalde sanattan daha etkili bir araç olamazdı,” diyen Koç, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Hepimizin ortak arzusu olan temiz dünya kendiliğinden var olamayacağına göre, her bireyin buna göre kendi sorumluluk alanını belirlemesi gerekir. Ancak bu gönüllülük duygusunu yaratabilmek için, her şeyden önce durumun vahametine yönelik farkındalığı artırmalıyız. İstanbul Bienali’nin tüm paydaşlar nezdinde bu amaca da hizmet etmesi en büyük temennimdir.”

Örer: “Tüm bu acil tartışmalar içinde sanatın farklı perspektifler sunması, alternatif gelecek hayalleri kurması kaçınılmaz”

İklim krizinin tartışmasız bir gerçek olduğu, insanların yaşam biçimlerini, üretim ve tüketim sistemlerini temelden değiştirmek zorunda oldukları bir zamanda yaşadığımızı söyleyen İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer, Nicolas Bourriaud’nun küratöryel, teorik ve akademik çalışmalarını yansıtan, disiplinlerin iç içe geçtiği bir çerçevede sanatçıların da üretimlerini yeni araştırma konularını kapsayacak şekilde gerçekleştirdiklerine değindi. “İstanbul Bienali olarak önceliklerimizden biri sanatçıların, bienalin kavramsal çerçevesinden yola çıkarak deneysel bir alanda çalışmaları, araştırma ve üretim süreçlerini İstanbul’da, bienal ekibiyle birlikte şekillendirmeleriydi,”diyen Örer, “Bienale davet edilen 56 sanatçının 36’sının bu sergi için yeni eserler üretmesi bize gurur veriyor,” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

16. İstanbul Bienali’nin diğer mekânları ve sanatçılar

MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, 1937’de Türkiye modern sanatının başlıca eserlerini korumak, geliştirmek ve kamuyla paylaşmak amacıyla kurulmuştu. 2005’te 9. İstanbul Bienali ve 2011’de 12. İstanbul Bienali’nin de gerçekleştirildiği 5 numaralı Antrepo binasının müzeye dönüştürülmesi için çalışmalar sekiz yıldır devam ediyordu. Kısa bir süre önce müzenin danışmanı olarak Vasıf Kortun’un görevlendirilmesiyle birlikte hız kazanan hazırlık sürecinin ardından müze, 2020 baharında, tasarımı Emre Arolat’a ait olan yeni binasında kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Bienalin ana mekânı olarak konumlanan müzede 37 sanatçı ve sanatçı kolektifinin Antroposen çağını farklı perspektiflerden ele alan gerçek ya da kurmaca hikâyelere dayalı eserleri yer alıyor.

Sanatçılar: Deniz Aktaş, Özlem Altın, Jonathas de Andrade, Korakrit Arunanondchai, Ozan Atalan, Radcliffe Bailey, Rebecca Belmore, Dora Budor, Johannes Büttner, En Man Chang, Mariechen Danz, Elmas Deniz, David Douard, Simon Fujiwara, Anna Bella Geiger, Claudia Martínez Garay, Pakui Hardware (Ugnius Gelguda & Neringa Černiauskaitė), Eloise Hawser, Marguerite Humeau, Suzanne Husky, Rashid Johnson, Feral Atlas Collective, Eva Kot'átková, Agnieszka Kurant, Tala Madani, Jared Madere, Turiya Magadlela, Ursula Mayer, Güneş Terkol & Güçlü Öztekin, Mika Rottenberg, Max Hooper Schneider, Ylva Snöfrid, Jennifer Tee, Suzanne Treister, Ambera Wellmann, Haegue Yang, Müge Yılmaz, Phillip Zach.

Pera Müzesi

2015 yılından itibaren İstanbul Bienali mekânlarından biri olan Pera Müzesi, bu yıl da bienali ağırlıyor. Müze, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nun yanı sıra Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri ve Kütahya Çini ve Seramikleri koleksiyonlarını barındırıyor; aynı zamanda önemli sanatçı ve koleksiyonlarla birlikte geçici sergilere ev sahipliği yapıyor. İstanbul Bienali’nin Pera Öğrenme iş birliğiyle geliştirdiği öğrenme programı ve Pera Film’in İstanbul Bienali kapsamında hazırladığı film programı da sergi boyunca müzede izleyiciyle buluşacak.

Pera Müzesi’nde yer alan 16. İstanbul Bienali sergisini ziyaret edenler, herhangi bir tarih veya arkeoloji müzesinde yer alması muhtemel, ancak tarih kitaplarında yer almayan hayali uygarlıkları keşfetme imkânı bulacak.

Sanatçılar: Anzo [José Iranzo Almonacid], Pia Arke, Charles Avery, Norman Daly, Ernst Haeckel, Evru/Zush, Sanam Khatibi, Melvin Moti, Glauco Rodrigues, Luigi Serafini, Paul Sietsema, Simon Starling, Piotr Uklański.

06 bienal crouhennec 280xYann Le Crouhennec, Parçacık Çıkartma Özünde Bu Kıta

Ziyaret bilgileri ve kayıt sistemi

16. İstanbul Bienali tüm mekânlarda ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.

Pazartesi günleri hariç her gün, 10.00-18.00 arasında ziyarete açık olan bienalde, açılış haftasına özel olarak, 16 Eylül Pazartesi günü tüm mekânlar açık olacaktır. Pera Müzesi, hafta içi 19.00’a, cuma günleri 22.00’ye dek açıktır; pazar günleri ise 12.00’de açılır ve 18.00’de kapanır.

 
01 bienal hacapulo 280xHacopulo Köşkü’nde Monster Chetwynd’ın işleri sergileniyor.
03 bienal gul bolulu 280xGül Bolulu’nun “İçin Dışa Kemalatı” sergisinden.
05 bienal alper aydin 280xAlper Aydın’ın Ruhban Okulu bahçesinde sergilenen “İstenmeyen misafir” heykeli, ADYSK tarafından Adalar çevresinde taşlara takılmış gırgır ağlarından çıkarılanlarla örüldü.
 

Adalar’da Bienale paralel etkinlikler

04 bienal sibel horada 280xSibel Horada’nın Ruhban Okulu’ndaki işi, Marmara Mercanları.

Büyükada’nın, 16. İstanbul Bienali’nin ana mekanlarından biri olması, adada bienale paralel etkinlikleri canlandırdı.

Bienalden günlerce önce, 25 Ağustosta, Heybeliada Ruhban Okulu’nda açılan Deep Current (Derin Akıntı) sergisi bunlardan biriydi.

Alper Aydın, Hera Büyüktaşçıyan ve Sibel Horada’nın eserleri Özge İnal’ın küratörlüğünde bir araya geldi. Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü derneği tarafından düzenlenen sergide, mekana özgü yerleştirmelerin yanısıra, dernek bünyesinde gerçekleştirilen dair Serço Ekşiyan ve Ferhan Coşkun’un sualtı fotoğraf ve videoları da gösterime kondu. Sergi, ekim başına kadar açık kalacak.

11 Eylül Çarşamba günü, Çankaya Caddesi ile Albayrak sokağın kesiştiği yerde bulunan eski Venezia Otel binalarının girişinde, Gül Bolulu’nun işi sergilenmeye başlandı.

Gül Bolulu, kendisi de yaşadığı yerin tarihini yoğun duygularla hisseden bir adalı olarak, Büyükada’da 1887 yılından bu yana sürekli yeni misafirlere ev sahipliği yapan Hotel Venezia’nın girişini, kamusal alan yerleştirmesi için mekan olarak kullanıyor. Özge İnal’ın küratörlüğünde gerçekleşen “İçin Dışa Kemalatı” sergisinde sanatçı, ses ve tekstil yerleştirmeleri ile tarihi yapının girişini bir kozaya dönüştürüyor.

“İçin Dışa Kemalatı” sergisi, 10 Kasım 2019 tarihine kadar açık kalacak.

Bir süredir Adalar sanatçı İnisiyatifi adı altında toplantılar organize eden Mahmut Nüvit Doksatlı, paralel etkinliklerin listesini de Adalı ile paylaştı.

Listeye göre, Adalar’daki paralel etkinliklerde işleri sergilenecek sanatçılar şöyle:

Ayla Ay - SESSİZ ÇIĞLIK; Ayşem Ötük ADA HAYALETLERİ; Çiler Belen,; Erim Bayrı; Fatma Sağ; Fikret Parlak, PALAMUT; Gül Bolulu, İÇİN DIŞIN KEMALTI; Halil Petük , KARANLIK DOĞA; Kaan Küley; Maartiz; Mine Ölçe; Sibel Horada, HEYBELİADA MERCANLARI; Sinan Bozkurt; Yann Le Crouhennec PARÇACIK ÇIKARMA ÖZÜNDE BU KITA; Yunus Çermik; Zeynep Erdinç, Yakın Doğa

 

Son değişiklik Cumartesi, 14 Eylül 2019 19:31
Yorum yapmak için oturum açın