“İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar” sözüyle büyüdük sayılır fakat yaş ilerledikçe insan daha etraflıca düşünüyor. Bu güzel sözü tek bir mısra olarak okuduğumda diyorum ki nefes almak kolay ama yaşamak ayrı bir şey. Hayal ederek insan hayatını yaşayabilir mi? Hayal etmenin yeri yurdu yok, gündüzü ve gecesi de yok. Her zaman hayal edebiliriz, üstelik hayal kurmak bedava, herkesin istediği ölçüde elde edebileceği bir şey.
Neyi hayal edebiliriz? Olabilecek veya olamayacak bir şeyi.
Olabilecek bir şeyi hayal etmek bir ölçüde yararlı olabilir ve bizi bir yol çizmeye yönlendirebilir. Hayalimizi gerçekleştirebilmek için bilinçli bir şekilde emek vermeye başlarız, hayalimize umut bağlarız. Olamayacak bir şeyi hayal etmek bizim için vakit kaybı olmaz mı? Yaşadığımız ömür diliminde zamanın su gibi akıp gittiğini hissetmemek imkânsız. Tanrının bize bahşettiği şu kısacık ömrü daha da kısaltmanın anlamı var mı? Olamayacak bir şeye beyin yormak bizi üzmez mi? Küstürmez mi hayata? Yalnızca hayal etmenin bu iki şeklinin de bizi yaşatmadığını açıkça görüyoruz.
Hayal ederek insanın kendisini tatmin ettiği de sıkça rastlanabilen bir şey. Bu da işin kolayına kaçmak, hayatı hayal etmekle sınırlandırıp gerçeklerden kaçmak, kişinin kendi kendisini kandırmasıdır ve hayatı yaşamakla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur.
Yaşamak nedir? Bu o kadar zor bir soru ki, farklı kültürlerden, farklı eğitimlerden geçen insanlar, farklı yapılarda olanlar, farklı seviyeleri yaşayan insanlar bu soruya akıl almaz cevaplar verebilirler.
Yaşamak hissetmektir, duygudur, paylaşımdır, şükretmektir, düşünebilmek, yorumlayabilmek, başarmaktır yaşamak. Yaşamak sevmektir. Bazen hayattan bir mutluluk koparmakla anlarsınız yaşadığınızı, bazen iki bardak tokuşturarak, yürekten severek, güvenebileceğiniz bir omuz, anlaşabileceğiniz bir nefesle yaşadığınızı hissedersiniz. Kimi insan para savurarak, kimisi de parasına esaretiyle yaşadığını sanır. Yaşamak bence insan olmaktır, onurlu, şerefli, saygılı sevgi dolu, özü sözü bir, vefalı, olabildiğince başarılı olmaktır. Başkasının hayatını çalmamaktır.
İnsan, iyi veya kötü, hayatı boyunca hayal kurmaktan kendisini alamaz, hayalleri gerçekleşirse de mutluluğuna doyum olmaz. Hayali olmayan bir insan yaşantısına kilit vurmuş sayılır. Geleceğine güveni olmayan insandır, isteksizdir, neşesini kaybetmiş, durgun insandır. İşte bu durumda “ İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar” sözünü alabildiğince haykırarak söyleyebiliriz.
Ya hayal kurmaktan korkan insanlar! Hayalleri gerçekleşmediğinde bunalıma girmekten korkan, ruhunu bedenini daha fazla üzmemek için hayal kurmaktan kaçınan insanlara ne demeli? Onlara bu korkuyu yaşatan, hayallerini yok eden birileri, bir nedenleri olmalı. O nedenler anılmayacak ve o birileri, insanların hayaline giremeyecek kadar yoksul kişiler olarak kalacaklardır.