Cuma, 31 Mart 2017 16:11

Müzik dinlemek

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)
Kopuz Orkestrası Kopuz Orkestrası Fotoğraflar: Viktor Albukrek

Sayın ve Sevgili dostlar,

Müzik dinlerken neler oluyor?

Kulak, zihnimize bir duygu, bir his, bir fikir, bir hassasiyet yaratıyor. Yaşanan bir olayı, bir hatıramızı bir sevgiyi, hatta bir eski bir kokuyu canlandırıyor. Başka bir ortama götürür insanı.

Bir melodinin tek bir cümlesi dahi, koku alır gibi, o an için bizi, geçmişe, mesuliyetsiz ve dertsiz yaşadığımız, büyüklerimiz tarafından şımartıldığımız çocukluk devrimize götürür. Bizi okşayan, ısıtan ve ferahlatan melodilerdir bunlar.

Müziği, yazılı bir metin okur gibi tümünü anlamaya gerek yok. Akustik kanunlarını algılayıp, armoninin güzelliğini, inşaatta kullanılan notaların dizilişini, ses yüksekliği, sesin kuvveti, ard arda gelen notaların sürati, şahsa özel bir anlam taşıdığı gibi, çok kişiye aynı tesiri de verebilir.

Alaturka müziği, bu müziği sevenler için güzeldir. Aynı durum Alafranga müziği için de geçerli. Dolayısıyla, her ikisinin de ayrı ayrı hayranları var.

Kim bunlar?

Küçük yaştan beri, hatta kundaktayken, belki de ana rahmindeyken, annemizin, babamızın bize dinlettiği müziktir. Demek ki esas tesir eden, kulağın aldığı ilk terbiyedir.

02 muzik dinlemek 280x
03 muzik dinlemek 280x
04 muzik dinlemek 280x
 

Müzikteki doğru ve mantıklı nota dizilişini ve aritmetik harmoninin gelişmesini takip ederken, sevinç, muhabbet ve aşk galebe gelerek hayranlık duyarız. Yalınız besteciye değil, havaya, toprağa, Ulu Yaratana, yaşamakta olduğumuz bu dünyaya ve seslerin güzelliğini takdir edip anlayabildiğimiz için, kendimize dahi, hayranlık duyarız. Çünkü çok defa, müziğin nağmelerinde, his edip de kelimelerle izah edemediklerimizin, orada var olduklarını görürüz.

Eski Çin bilginleri, zamanında bir gam içerisinde kullandıkları beş notayı, felsefelerinde devamlı öne sürdükleri beş elemanla bağdaştırırlardı: Toprak-su-ateş-tahta- maden.

Pitagorisyenlere göre, müziğin algılanması, matematiksel dizilişinin uyum içerisinde kavrayabilinmesi, zihnin tahayyül ve zekâsına bağlı.

Californiya Üniversitesi uzmanlarının yaptıkları araştırmada, üç-dört yaş arasındaki çok sayıda çocuğu dört gruba ayırmışlar ve altı ay boyunca piyano dersi alan birinci gruptakiler, piyano dersi almayan diğer üç gruba oranla matematik testlerinde iki misli daha başarılı olduklarının neticesine vardılar. Bu durumu şu şekilde açıklandı: “Piyano öğrenmek, beyindeki nöronlar arası iletişimi geliştiriyor ve bunun sonucu, matematikte anlamaya yönelik yorumlama yeteneğini artıyor”.

Eflatun, “Müzikteki etik değerler, insan ruhunun estetik arayışına uygun olarak yücelmesine ve felsefi düşüncelere erişerek doyuma ve huzura ulaşmasını sağlar” der ve özetle: “Tanrı her şeyi geometrisine uygun olarak yarattı” iddiasında ısrar eder.

Beethoven’e göre ise “Müzik, insanlara bilgelik ve felsefeden daha yüksek esin verir.”

Sevgili dostlar, her halükarda, müziğin değerini anlayıp algılayabilmek ve sevmek için, özel bir eğitime hatta hiçbir bilgiye gerek yok. Onu sevmek için, insanın heyecan hissetme arzusu yeterli.

Esasen, bir notanın diğerine geçişteki gerekliliğini düşünerek parçayı sonuna kadar dinleyerek, neticede, denklemin huzurlu çözümünü kutlamak, içimizi huzura kavuşturan en zevkli yoldur. Seslerin ritmi ve tınısı, mantıktan ayrı olarak, kişinin en hassas hislerini uyandırır.

Müzik dinlerken çoğu gençler, hayallerini, geleceğe, umutlara kaptırır, yaşlılar ise geçmişteki hatıralarla yetinirler. Bu da pozitif bir etken olarak, yaşlılar gençleşmiş olur.

 

05 muzik dinlemek 840x

 

Müziği hakkıyla kavramak için, en mükemmel ses düzeni dahi olsa, evde tek başına değil de, kalabalık bir cemaatle, yani konser salonunda dinlenmesi önerilir. Çünkü o zaman, müziği icra edenlerin ruhundan, bestecinin fikirlerini, tavandan duvarlara akan ve iliklerimize kadar sızan müziğin doruğuna varmış oluruz. Hatta kendinizi bir mabette hissedersiniz.

İşte bu, bir grup meditasyonudur, tefekkürdür. Maharachi’nin tefekkür için mandra dediği kutsal kelime, zihni harekete geçiren, uyandıran bir titreşimden farklı bir şey değildir. Mevlana’nın “Sema Ayini”, da bir grup meditasyonudur.

Müzik parçalarındaki sessiz anlar, çalınan veya şarkılanan nota kadar önemlidir. Bu sessiz anlar sayesinde, dinleyen, esere sahiplenir, benliğinizde hisseder parçayı. Dolayısıyla, saygı gerektiren dini ve anma törenlerinde çalınan veya söylenen melodilerde, sessiz anlar, ‘hafif müzik’ türlerine nazaran, daha fazladır ve uzundurlar.

Genelde tanıdık bir müzik parçasını, kendimize göre, daha başka bir zevkle dinleriz; zira gelecek her bir eskizi bildiğimizden, kâşif heyecanıyla egomuz tatmin olur, benliğimizle övünmek vesilesi doğar.

Yıllar boyu, şimdiye kadar, aynısını, yüzlerce defa dinlediğimiz dünyaca meşhur eserlere ne demeli? Her seferinde ayrı zevklerle, başka heyecan ve başka tatlarla, üstelik pahalı biletlerle, yeni merak ve yeni arayışlar için...

Gizli mana ve semboller barındıran kutsal kitaplar haricinde, hangimiz aynı kitabı yüzlerce defa okudu ki?

Fakat aynı besteyi, meşhur konçertoları, senfonileri, mükemmel icraatçıyı buluncaya kadar, milyonlarca kişi, yüzlerce defa dinliyor ve alkışlıyor bu dünyada. Her seferinde değişik bir lezzetle... Değişik yorumculardan değişik interpretasyonlarla... Değişik bir esermiş gibi, merakla... Hiçbir zaman erişilemeyecek en mükemmelini ümit ederek...

Müzikli dünyamızda, sağlık ve ümitle yaşayalım.

 

 

Son değişiklik Cumartesi, 01 Nisan 2017 17:27
Yorum yapmak için oturum açın