Will Shortz, dünyanın en büyük bulmaca ustalarından birisidir. Kendisi 1993’den beri New York Times’ın bulmaca ekini hazırlıyor ve Amerika’da “The Puzzle Master”, yani “Bulmaca Ustası” olarak tanınıyor. Shortz’un bulmaca konusundaki becerisi zaten tüm dünya tarafından biliniyor, ancak bilinmeyen şey onun masa tenisine olan ilgisi...
Birkaç yıl önce beyin aktiviteleri alanında uzman bir bilim insanıyla tanışan Will Shortz, ona bulmaca çözmenin beyni tam randımanla çalıştırıp çalıştırmadığını sorar. Bilim insanı, “Bir bölümünü çalıştırır ama tümünü değil.” der. Laf arasında masa tenisine çok meraklı olduğunu çıtlatan Shortz’a beklemediği bir cevap gelir; bulmacanın çalıştıramadığı beynin kalan kısımlarını da masa tenisi çalıştırıyordur. Bu bilgiyi alan Shortz, her gün hem bulmaca çözüp hem de masa tenisi oynayarak beyninin tamamına yakınını çalıştırabileceğini öğrenir. Yılın her günü masa tenisi oynayıp oynayamayacağını düşünen Will Shortz, bu durumu aynı zamanda kendisini motive etmek için kullanarak planını bir belgesele çevirmeye karar verir.
Will Shortz’un, her gün masa tenisi oynamayı kafasına koyduğu planının mini belgesel halini aşağıdaki linkten izleyebilir ya da akıllı telefonunuzdan QR kodu okutabilirsiniz.
https://vimeo.com/132181019
Kaynak: http://playtusu.com/haber/2015/07/beyinden-tam-randiman-almak-bulmaca-ve-masa-tenisi/
Masa tenisi oynamak (aslında) imkânsız!
Masa tenisi oynamak sinir hücrelerinin yeniden yapılanmasına yardımcı oluyor, sinir hücreleri arasındaki ilişkiyi düzenleyerek hızlı tepki verme ve konsantrasyon yeteneklerini geliştiriyor. Aynı zamanda ani ve doğru karar verebilme ve görsel algı yeteneğinin gelişmesinde yardımcı oluyor.
Fakat bilimsel araştırma ve ölçümler, masa tenisi sporunu profesyonel düzeyde oynayabilmenin, sinirbilimsel açıdan “imkânsız” olması gerektiğini gösteriyor. Mesela masa tenisinde atılan hızlı bir serviste, topa vurulmasından karşı taraftaki rakete ulaşmasına kadar geçen süre, normal bir insanın refleks verme süresinden çok daha kısadır. Peki, bu “imkânsız” işi nasıl başarabiliyor ve gittikçe de ustalaşabiliyoruz? Profesyonel oyuncular, topu takip etmek yerine, rakibin beden hareketlerine bakarak topun ne yönde ve hangi hızda gelebileceğini tahmin etme yeteneklerine güvenirler. Bu tahmin becerisi, oynadıkça daha iyi bir hale gelir ve beynimizin “örüntü algısı” yeteneğine verilebilecek en güzel örneklerden birisidir.
Masa tenisinin zihnimizi açık ve sağlıklı tutmak için yardımcı olduğu iyi bilinmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde Alzheimer ve bunama hastalarının tedavisi için uygulanan bir programda masa tenisi tedavi amaçlı oynatılmaktadır ve yaşlıların da mutlaka masa tenisi oynaması tavsiye edilmektedir.
Kaynak: www.enbeyin.com
Masa tenisi en iyi beyin sporudur
Benim favori egzersizim masa tenisidir. Bunu konferanslarımda söylediğimde, bazı insanlar güler, ama ben çok ciddiyim. Genç bir çocukken annemin arka bahçede sürekli masa tenisi oynadığını anımsarım. Masaya gelen tüm kişileri yenmesine şaştığımı anımsıyorum. Çok yoğundu ve harika refleksleri vardı. Küçük beyaz topla baş etmeye çalıştığını anımsıyorum. Çocukken kardeşimle çok oynadım. Birçoğunuz masa tenisi deyince dudak büküp önemsemeyebilirsiniz. Ancak masa tenisi en iyi beyin sporudur diye düşünüyorum.
Ziyadesiyle aerobik, vücudunuzun hem üst hem alt kısmını kullanmanız gerekir. El - göz koordinasyonu ve refleksler için muhteşemdir. Topu izlerken, vuruş ve stratejileri planlarken ve kesme vuruşunu oluştururken, aynı anda beynin birçok farklı bölgelerini kullanmanıza sebep olur. Aerobik satranç gibidir. Rekabet seviyesinde oyuncular, masanın karşısına saatte doksan milden fazla hızla topa vurur.
Masa tenisini adalılara, adalı çocuklara ve adalı gençlere sevdirmek umuduyla...
Ercan Ceylan – Masa Tenisi Hakemi