Pazartesi, 02 Ekim 2017 17:23

Büyülü bir mekânda düşsel bir sergi: “Fotoğrafla Düşlerim”

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)
Büyülü bir mekânda düşsel bir sergi: “Fotoğrafla Düşlerim” Fotoğraflar: Semra Askeri Uzuner

7 Eylül 2017’de Büyükada’da Adalar Kent Konseyi Çelik Gülersoy Kültür Merkezi’nde Fotoğrafmetre Derneği üyelerinin eserlerinden oluşan “Fotoğraflarla Düşlerim” Sergisi açıldı. 18 dernek üyesinin kendi fotoğrafları üzerinde yaptıkları düşsel yaratıcılığı ifade eden 21 eserden oluşan sergi adalılar ve sanatseverler tarafından ilgiyle karşılandı.

Sergi açılışında yoğun bir koşturmaca ve heyecan ortamı dikkat çekiyordu. Bu koşturmaca içerisinde derneğin, serginin Sanat Danışmanı olan Müşerref Sündüs’e sorduk, neden bu isim verildi bu sergiye?

Müşerref Sündüs de “Fotoğrafla Düşlerim” sergisi ile ilgili şunları söyledi:

“Klasik fotoğraf anlayışının dışında bir çalışma yaptık biz. Yaratıcılığı ortaya çıkarmak istediğimiz bir çalışma düşündüm. Harika ile bunun yollarını araştırdık. 1,5 yıl gibi bir süre photoshop dersleri aldı arkadaşlar. Resim dersleri, transfer tekniği; yani üç ayrı atölye çalışması yapıldı. Bunun dışında da kah konuşarak-sohbet ederek, kah araştırmalarımızla içimizdeki yaratıcı potansiyeli nasıl açığa çıkarabiliriz diye uğraştık. Serbest bir çalışmaydı bu ve bugün bu çalışmanın ürünü bu sergi oldu.

1,5 yıl önce karar verdiğimiz bu serginin projesi bugün nihayete erdi ve Adalar Kent Konseyi Çelik Gülersoy Kültür Sanat Merkezi’nde sergimizi açtık.”

 
sergi2 280x
sergi3 280x
sergi4 280x
 

Koordinatör Harika Kora ise sergi açılış heyecanını üzerinde barındırdığını her haliyle belli ederek konuşmaya eşlik etti:

“Fotoğrafmetre Derneği bünyesinde dernek üyelerinin katılımıyla oluştu bu sergi. Bir akademik çalışma değil yani. Klasik fotoğraf anlayışının dışında artık bir şeyler yapmak istedik. Kuralsız, sınırlar olmadan, özgürce; kim neyi nasıl anlatmak istiyorsa eserini öyle sunsun istedik. Dışarıdan materyaller, malzemeler ve artı diğer sanat dallarıyla harmanladığımız bir iş çıktı ortaya. En önemlisi de bu süreç içinde atölye çalışmalarımız dışında sergi katılımcılarının hepsi tek tek okudu, araştırdı, internetin sınırsız bilgi deposundan yararlandı. Sonuçları birbirimizle paylaştık, tartıştık. Gerçek bir kolektif ürün çıkardık ortaya. Bizim için de çok farklı bir deneyim ve macera oldu doğrusu...

Fotoğraf, resim ve resmin hemen hemen tüm farklı tekniklerinin harmanlandığı hayat bulduğu ürünleri barındırıyor bu sergi.

Ana malzememiz fotoğraf. Bildiğiniz gibi Çağdaş Sanat’ın da şu an ana malzemesi fotoğraf. Bu serginin oluşumunda tek bir şart koşuldu: herkesin kendi çektiği fotoğraf üzerinde çalışması. Fotoğrafın manipülasyonunda koşul sürülmedi; bireysel istek ve yaratıcılıkla ürün ortaya koyuldu.”

Dernek üyesi ve sergide eseri bulunan Sülen Kırgezen de bu büyülü mekânın düşsel sergisi ile ilgili duygu ve düşüncelerini Adalı Dergisi’yle paylaştı:

“Sergi 18 kişinin katılımından oluştu. Aynı ortamda bireysel fotoğraflarımızla çalıştık ve ayrıca üç eser de kolektif çalışmanın sonucu ortak bir ürün oldu.

Sergide şu an 21 eser var. Serginin toplam eser sayısı 40 adetti. Sergi mekânı küçük olduğu için tümünün sergileme olanağımız olmadı. Birer eserle katıldık.

 
sergi5 280x
sergi6 280x
sergi7 280x
 

Sergi mekânı için “Neden Büyükada?” diye sorduk ve cevabı:

“Bu mekân bizi büyülüyor. Eylül de zaten büyülü bir ay bizim için.”

Burada daha önce de sergilerimiz oldu. Çok memnun kaldık o sergilerden hem adalılar hem de biz...

Harika Kora:

İlk sergimiz hapishane fotoğraflarından oluşan sergi idi. Harika Kora olarak Serap Borucu ve Füsun Tirman ile ortak bir çalışmamızdı. “Umutları Ertelenen Çocuklar”. Türkiye beş kadın hapishanesinde 0-6 yaş grubundan oluşan, anneleriyle birlikte mahkûm(!) edilmiş çocukların yaşamları-yaşadıklarını anlatan bir belgesel fotoğraf sergisiydi.

O sergiden sonra hem mekâna âşık olduk, hem de burada dostluklar kurduk. En önemlisi de burada kendimizi evimizde gibi hissediyoruz. Çok rahat ediyoruz anlayacağınız.

Sülen Kırgezen:

Biz 2015 yılında ilki gerçekleşen ‘Adalar Sokak Festivali’ne bir proje ile katıldık ve bu projenin sergisini de bu mekânda yaptık. Hatta o festivalin tüm etkinlik fotoğraflarını Fotoğrafmetre Derneği olarak biz çektik. Projemizin adı; “Adalar’da Çirkin Kadrajlar”dı. Dernek olarak dört adayı sokak sokak gezerek adaların çirkin görüntülerini fotoğrafladık. Biz o projeyi yaptıktan sonra bizce adalar az biraz daha temiz oldu. Bunu gerçek düşüncelerim olarak söylüyorum. Biz sokak sokak gezerken çektiğimiz fotoğrafları gören ada halkı bizi garipsediler önce. Adalar’da bunca güzellik varken neden bunları çekiyorsunuz türü tepkiler verdiler. Biz de “adaların çirkin yönlerini çekiyoruz, bu nedenle çöp, atık vb.leri fotoğraflıyoruz dedik. Bunu duyunca adalılar içindekileri dökmeye başladılar. Ne iyi yapıyorsunuz, evet dışarıdan gelenler adalarımızı berbat ediyorlar, çöplüğe çeviriyorlar demeye başladılar. Bence sadece dışarıdan gelenler değil, ada halkı da bu çirkinliklerin oluşmasında pay sahibi... Çöp vb. atıkları atmada, evlerinin, yörelerinin civarına bıraktıklarıyla çirkin kadrajları oluşturmaktalar...

Müşerref Sündüs:

“Evet, Adalar’da Çirkin Kadrajlar, reel bir çalışmaydı, bu sergi ise düşsel bir çalışma. Tamamen düşler üzerine kurulu, düşsel yaratıcılığı temel alan bir çalışma. Düşünmeye, çağrışımlara açık bir çalışma. Bu farklı projeler de daha bir geliştiriyor insanı.

Bu sergi Büyükada dışında da gezecek. En kısa zamanda tarihi belli olmamakla birlikte CKM (Caddebostan Kültür Merkezi)’de de sergilenecek. İlki Saint Joseph sponsorluğunda bu yılın başlarında gerçekleşti.

Adalar sanata çok önem veriyor ve doğal galeri mekânları, bu nedenle de Adalar ilk aklımıza gelen sergi mekânlarından biri.

Gelecek yıl bir sergide görüşmek üzere...”

 

Son değişiklik Salı, 03 Ekim 2017 00:51
Yorum yapmak için oturum açın