Salı, 08 Mayıs 2018 12:29

“Denizden Gelen”lerle sanat

Ögeyi değerlendirin
(4 oy)
“Denizden Gelen”lerle sanat Fotoğraflar: Selim Akınoğlu

“Denizi sevmeyen var mı?” diye sorduğumuzda “hayır” diyenin çıkmayacağı konusunda hemfikiriz sanırım. Peki, denizi bu kadar severken onu bu kadar öldürmek neden? Aslında onu öldürürken, kendimizi adım adım öldürmek neden?

İşte yaz da geliyor. Bir gün keyifle yüzerken denizden gelen atıklara bir bakalım; neler neler getirmiş deniz hem de kendine ait olmayan...

Ve bu gelen neler nelerle ne yapılabilirmiş biz farkında olmadan, ne eserler üretilirmiş de “artık atmayın, denizi öldürmeyin!” demek için.

deniz copu 280x

Kendini denizin çöpçüsü olarak adlandıran Şinasi Yelkenci bize bunları sorgulatmak için denizden gelenleri sanatla buluşturdu. Adına da “Denizden Gelen” dedi ve gelenlerle yaptığı eserleri bir sergiyle sundu halka, farkındalık oluşturmak ve “Artık yeter, denizi öldürmeyelim!” demek için.

Şinasi Yelkenci, bu meşguliyete ilkin keyifli bir hobi olarak başlamış. Zamanla, doğa ile baş başa kaldığı sürelerin artmasıyla denizden gelen atıklar ile ürettikleri de çoğalmış.

Kıyıya vuran her farklı malzeme, farklı bir hikâyeyle gelmiş. Bazen doğanın kibarca sunduğu deniz kabukluları bazen ise insanoğlunun fütursuzca sebep olduğu plastik atıklar birbirinden farklı çalışmalara dönüşmüş onun ellerinde. Ve nihayetinde o kadar çok bünyesine ait olmayan materyal sunmuş ki deniz ona ürettikleri koca bir sergi açacak kadar çoğalmış. Temiz deniz, temiz yaşam için farkındalık oluşturma fikrine dönüşmüş üretimleri ve sergi için adım adım bugüne gelinmiş. Adı da hazırmış zaten serginin: “Denizden Gelen”

“Denizden Gelen”

“Denizden Gelen” sergisi 28 Nisan 2018 tarihinde Burgazada Cennet Plajı’nda açıldı. 6 Mayıs’a kadar gezilebilecek; daha doğrusu gezerken yarattığımız tahribat görülebilecek.

Şinasi Yelkenci, yıllardır gönüllü olarak denizlerden çöp toplayan, Uluslararası SplashTrash ArtExpo’da 36 ülkeden 100 isim arasına giren tek Türk sanatçısı aynı zamanda. 20 yıl önce denizlerden çöp toplayarak başladığı “temiz deniz” idealini yakalayabilmek için ortaya çıkardığı eserler ile telafisi imkânsız hale gelen çevre kirliliği ve doğa katliamına dikkat çekmek istiyor bu sergi ile. Daha önceki çalışmalarında olduğu gibi...

Dünya sanayi atıklarıyla ve insan eliyle hızla kirleniyor, temiz su kaynakları bir bir yok oluyor ve açlık tüm dünyanın geleceğini tehdit ediyor... Çevre gönüllüsü olarak yaşanabilir bir dünya için böyle bir araçla mücadele eden Şinasi Yelkenci, topladığı çöpleri birer sanat eserine çevirerek mesajını veriyor.

Şinasi Yelkenci, “Her bir eser, toplumsal olaylarla ilgili mesaj taşıyor. Bu yüzden eserlerimin arasına şimdi bir de Öz Çiftlik Bank’ta “Yumurtlayan Horoz” eklendi. Daha önce kadına dönük şiddet ve tecavüz olaylarını protesto için Marta Koyu’nda Kız Kulesi yapmıştım” diyor ve denizden gelenler umarım bundan sonra doğanın döngüsüne hizmet edecek şeyler olur diyor.

Yelkenci, bu sergiye yetkili ve ilgililer başta olmak üzere çevre duyarlılığına ihtiyaç duyan herkesin gelmesini diliyor ve en çok da çocuklar gelsin istiyor. Umarız dileği kabul olur.

Biz de hem çevremize hem de denizlerimize sahip çıkmanın, doğayı korumak için atılan adımlardan birinin neferi olmak için Şinasi Yelkenci’nin sesini, nidasını Adalı Dergisi sayfalarına taşıdık. Söz şimdi onun:

 
melek 280x
sergi 1 280x
sergi 2 280x
 

Şinasi Yelkenci, sizi tanımak isteriz girizgâh niyetine...

Ben Şinasi Yelkenci Bartın Amasra doğumluyum. 25 senedir İstanbul’da yaşıyorum. Fakat hiçbir zaman büyük şehire alışamayan biriyim. İlaç sektöründe özel bir firmada çalışıyorum. Çok uzun zamandır fırsat buldukça sahil çöplerini toplamaya çalışıyorum. Son 5 yıldır hafta sonu etkinliği haline geldi. Daha önceleri kalıcı olmayan çalışmalarla sadece fotoğraflanacak şekilde çalıştım.

Özellikle Burgazada’daki dostlarımın ve sosyal medyadaki takipçilerimin baskısıyla bir yıldır kalıcı hale getirmeye başladım çalışmalarımı.

Denizden Gelen... Bu isimle bir sergi açmak fikri ve temasının nedenini öğrenebilir miyiz?

Yukarıda ifade ettiğim gibi bu çalışmalar çoğaldıkça, ürünleri sergileme, bir sergi ile kamuoyu oluşturma fikrine dönüştü. Kullandığım malzemeler tümüyle denizden geldiği için serginin adı da “Denizden Gelen” oldu. Daha önce de bu isim ile gönüllü olan bir yönetmenin çektiği belgesel çalışmamız oldu.

Denizden neler geliyor ve neden geliyorlar?

Denizden aklınıza gelen gelmeyen pek çok şey geliyor. Bilinçli şekilde denize atılanlar değil, sahile bırakılanlar, sahile yakın çöp toplama alanlarından denize karışanlar, batan gemilerin parçaları, fırtınada sahile yakın yerleşim alanlarından denize dağılan parçalar gibi pek çok geliş nedeni var.

Denize sunulanların sunuş şeklini ve nelere yol açtığını anlatma ve bir bilinç oluşturma anlamında sergi bir farkındalık yaratacak mı? Sihirli değnek anlamında değil, basamak oluşturma babında...

Benim gönüllü olarak yapmak istediğim bu atıklara dikkat çekmek ve neler yapilabilire katkıda bulunmak. Serginin etkisi nasıl ve ne kadar sürer bilemiyorum. Çocuklara ve gençlere ilham kaynağı olur temennisindeyim.

Daha önce de denizden gelenlerle bir müzik grubu oluşturacak kadar müzik aleti oluşturdunuz ve 2017 yılının yazında Marta Koyu'nda Turmepa temizliği programında yer aldınız...

Marta Koyu’ndaki etkinliğimizde o gün, belgesel çalışmamızın son günüydü. Dolayısıyla o gün tesadüfen Turmepa temizlik etkinliği ile çakışınca ortak bir çalışma gibi oldu. Aslında ortak bir proje değildi, ama hoş bir çakışma sonucu birbirini tamamlayan bir zincirin halkaları olan etkinliğe dönüştü.

Neden Burgazada ve Cennet Plajı?

sergi 3 280x

Neden Burgazada?

Cevaplaması çok uzun bir soru ve anlatılması çok zor, yaşanması gerekiyor.

5 yıl önce başlayan çalışmaların çoğu Burgazada’sında gerçekleşti. Sahile vuran pek çok atık kullanıldı, pek çok dostum oldu ve dostlarımın da desteğiyle sergi için en uygun yerin Burgazada’sı olduğuna karar verdik.

28 Nisan 6 Mayıs tarihleri arasında sergimizi Burgazada’sı Cennet Plajı’nda açıyoruz.

Aslına bakarsanız bu malzemelerin hiçbirinin denizden gelmemesi lazım; gitar sapı, sutyen ve pek çok plastik...

Dolayısıyla hepsi şaşırtıcı ve hepsi bir projede kullanılacak çöpler benim için.

Ben lise mezunuyum. Hiçbir sanatsal eğitim almadım. Alaylı bir çöpçüyüm.

Sosyal medyadan takip etiğim bu işle uğrasan pek çok arkadaşım var, ama onların yaptıklarını taklit etmektense ben kendi içimden gelenleri yapıyorum.

Planlı çalışamıyorum, çünkü denizden neyin ne zaman geleceği belli olmuyor. Gelen malzemeler yol gösterici oluyor bana.

Bizim ülkemizde geri dönüşüm ve ileri dönüşümün hayata katılımı bile sınırlıyken ve henüz bu konularda tesis ve uygulamalar yeterince uygulanmıyorken çöplerden geri dönüştürülen sanat çalışmalarının çoğalmasını umut ediyorum.

Şimdiye kadar yaptığım çalışmaları hiçbir ticari amaç ile yapmadım. Ama bu sergide bazı çalışmaları satmayı düşünüyorum. Yeni çöplere yer açmak için!..

 

 

Son değişiklik Perşembe, 10 Mayıs 2018 13:06
Yorum yapmak için oturum açın