Sayı 133 - Temmuz 2016

Sayı 133 - Temmuz 2016

“Bu kurak, kırıcı zamanlarda, 
Uçucu, içi boş bir mutluluk halinin tam aksi istikametinde yol alırken hafıza,
Varlığımızı canlı kılmak için, dünü yâd eden, aşktan dem vuran bir tutam şarkı,
Taarruz altındaki ruhumuzu teskin etmek için kaya gibi sağlam birkaç söz,
Geçirdiğimiz vakitler, Galata Köprüsü’nde, Pera’da ve Boğaz’da
-Kuzeyden Güneye, Batıdan Doğuya uzanan bu ebedî ve ezelî geçitte-
ve en içten bir temenni, dayanışma, yaşama coşkusu ve dostluk için.”

Vassiliki Papageorgiou

... Bir kısmınız tanıyorsunuz ama bir kısmınız kim bu diyeceksiniz. Devam sayfalarında Sevgili Niko’nun hazin hayat öyküsünü okuyacaksınız. Kutsal sayabileceğimiz inanılmaz idealler ve komik nedenlerle varılamayan hedeflerin getirdiği kaçınılmaz ölüm...
Nikiforos Metaxas’la yürüttüğü Bosphorus grubuyla tanıdığımız Vasiliki Papageorgiou, KALAN Müzik’ten çıkan “Ellinotourkika” adlı albümünde Anadolu âşık ve Rum geleneklerinin ortak köklerini ve etkileşimlerini aramayı sürdürüyor.
Bir hayat bu kadar sade ama bu kadar mükemmelliklerle dolu olabilir mi? Her insanın hayatı bir romandır. Ancak bazılarının romanı ‘Nobelliktir. Sevgili Nikiforos’un yaşamı da inanılmaz güzellikler ve çilelerle bir arada geçen dopdolu bir hayattır.
Yunan asıllı bir müzik bilgini diyebileceğimiz Nikiforos, 21 Temmuz 1944 tarihinde Yunanistan’ın Kefalonya (Cephalonia) bölgesindeki Argostoli’de dünyaya geldi. Ailesi 1946 yılında Orta Afrika’ya göç etti.
Adalar’da Avusturya Günleri düzenleyicilerinden Avusturya Kültür Müdürü Romana Königsbrun ile Avusturya Başkonsolosluğu Kültür Ofisi’nde, makamında sohbet ettik.
Adalar Kent Konseyi ile Barış İçin Müzik Vakfı arasında, Adalar ilçesinde okuyan 5-14 yaş arasındaki çocukların müzik eğitimi ve Adalar Çocuk Orkestrası kurulması konusunda 4 aydır yapılan görüşmeler sonuçlandı ve 15 Haziran 2016 tarihinde protokol imzalanarak proje uygulama aşamasına geçti.
Belki siz bu yazıyı okurken bitmiş olabilir, o yüzden “izliyordum” dedim, yoksa bu gece bile izleyeceğim daha. E adrenalin iyidir, hafif çarpıntı insanı canlandırır, dert dağıtır.
Geçen gün, akşamüstü, Büyükada’da, vapurdan çıkıp evime doğru yürürken, saat kulesi önünde, yere çömelip çalgı çalan bir grup insan gördüm. Bir an müziği dinlemek için durduğumda, birileri elime bir kâğıt tutuşturdu.
Sizlerden ve çok sevdiğim, keyifle okuduğum Adalı Dergisi’nden biraz uzak kaldım. İnternet sayfasından Dergimizi takip eden veya yolda rastlayıp da yazılarımı soranlar beni inanılmaz mutlu ettiler.
Hemen hemen herkes için denizanaları tiksinilen canlılardır. Ayrıca genel bir inanış, denizanalarının zehirli olduğudur. Peki, gerçek böyle midir?
Günümüzde İstanbul’un atıklarından, kumsalların hoyrat ve bilinçsizce doldurulmasından, gelecek düşünülmeden yapılan avcılıktan en çok etkilenen yerlerden biri olan Adalar’da denizin nasıl yok olduğunu fotoğraflarla gözler önüne seren bir sergi olma özelliği taşıyan Marmara’da Hayat Var – Şimdilik 2 sergisi, 18 Haziran 2016’da açıldı.
Denizatının dişisi suda yumurtlamaz, onları erkeğe verir. O da karnındaki bir kesede saklar onları. Yavrularını erkek dünyaya getirir.
Marmara’da Hayat Var – Şimdilik 2 sergisinin açılışının akabinde sergi küratörlerinden Serço Ekşiyan ve Ateş Evirgen ile sergi, dört yıllık süreç ve değişim üzerine sohbet ettik...
18 Haziran’da açılışı yapılan “Marmara’da Hayat Var Şimdilik - 2” sergisiyle ilgili Adalar Savunması ne düşünüyor?
Heybeliada Gönüllüleri Derneği’nin düzenlediği, başvuruların 5 Haziran 2016 tarihinde başlayıp, 20 Haziran 2016’da son bulduğu “Adaların Dost Hayvanları” fotoğraf yarışması sonuçlandı.
Ada’nın Aba sahilinde dinlenen Fenerbahçeli iki futbolcusu vardı. Bunlar; Santrfor Yaşar Yalçınpınar ve Dr. Memduh Nabi Eren’di (namı diğer ‘Papatya Memduh’tu). İkisinin de buraya geliş hikâyeleri farklıydı ancak bir tek ortak noktaları vardı o da ada sevgisi…
Heybeliada Gönüllüleri Derneği Olağan Genel Kurulu Toplantısı 11 Haziran 2016 tarihinde gerçekleştirildi ve yeni yönetim kurulu başkanlığı görevini Haluk Eyidoğan üstlendi.
Yunanistan’da yaşayan çocukluk arkadaşlarımdan biri olan Vasilis Mevzumenidis’in Büyükada’yı ziyaretiyle ilgili bana anlattıklarını kelimesi kelimesine size nakletmek istiyorum. O konuştu ben not ettim.
Adil İzci ‘Ada Sularında’ adlı bu öykü kitabında insanı, doğası ve yaşantısıyla adaların güzelliklerini yalın, içten, şiirsel bir dille anlatıyor.
Yeme-içme üzerine yazılan bu kitapta unutulmaması için tarihe not düşülen yemekler-mezeler kadar önemli olan bir yan da kitabın kadınlara ithaf edilmesi.
Her sene bu mevsimde binlerce insanın ölümüne yol açan sıcak ve güneş çarpmaları; önlenmesi ve erken dönemde anlaşılarak gerekli tedbirlerin alınmasıyla geri dönüşümü mümkün olan bir tablodur. Bu sebeple de sıcak çarpmasının belirtileri ve neler yapılması gerektiğinin herkes tarafından bilinmesi gerekir.