Takvim yaprakları hızla 2015 yılını tüketiyor...
Sıcak günler hiç geçmeyecek sanırken yılın son üç ayına girdik ve Eylül’ü getirdik. Sıcak günlerin sıcağı sadece tenimizi yakmadı, yüreklerimizi de yaktı yakmaya devam ediyor. Sonbahar bedenimize serinlik sundu sunmasına ama yüreklere düşen yangını durduramadı.
Sözün bittiği yerleri şairin “günler ağır / günler ölüm haberleriyle geliyor... / ölüyor çarpışarak insanlarımız / halbuki nasıl hak etmişlerdi yaşamayı / ölüyor insanlarımız / ne kadar çok ...” dizeleriyle anlatmak en iyisi...
Barış Günü kutlamaları ölümler, saldırılar, savaşlar, felaketler, yıkımların içinden yapılıyor. Hiroşima’da 7 yaşında kalan ölü çocuklara 2015’te de 7 yaşında, büyümeyen ölü çocukları ekleniyor...
Hoş geldin sonbahar diyemiyoruz ağız dolusu...
Adalı’nın kapağına ev sahipliği yapan Marta Koyu’nun barış amblemine, dergimiz yayıma hazırlanırken kan damladı... Marta Koyu’ndaki kampçılara saldırı yapıldığı haberini aldık... Birbirimize tahammülümüz ne kadar hiçlendi? Ne zamandan beri bu hale geldik. Bizim gibi olanlara ne zamandan beri bıçak ve sopalarla saldıracak kadar kinlendik? Ülkeyi, yeraltı yerüstü zenginliklerimizi talan eden, yok edenlere; denizlerimizi, geleceğimizi alıp götürenlere ses vermezken kamu malı olan yerdeki kampçılara saldırmak da neyin nesi? Daha sakin ve ikna yöntemiyle birlikte koruyabileceğimizi, emekle, çabayla burayı sahiplenebileceğimizi anlatıp, önlemler alabilmek varken bu tavır neden? Birbirimize saldırmak sorun çözmüyor, bunu görmemek için bu ısrar neden?
Bu sayımızda Adalar Barış Bloku’nun kurulması haberiyle sayfaları çevirmeye başlıyoruz. Adalar’ın bitmeyen sorunlarını ısrarla dillendirmeye devam ediyor yazarlarımız. İnanıyoruz mutlaka bir gün birilerine dokunacak bu sözler...
Ve gerçekten açıklamakta zorlanacağımız Kurbağalıdere’nin zehirlerinin İstanbul’un, Marmara’nın incilerinden Yassıada ve Sivriada’ya dökülmesi konusu. Denize bu düşmanlık neden? Gerçekten izahı zor...
Bu ay erkenden boşalmayacak Adalar. Okullar ay sonunda açılacak. Adaların bu ayki doluluğunun lehte değerlendirilmesi umudunu kaybetmek istemiyoruz.
Ekim sayısında buluşmak dileğiyle... İyi bayramlar...
