Sonbaharın renkleri hala dolaşıyor Ada sokaklarında. Bahçe duvar ve parmaklıklarını sarmalamış sarmaşıklar. Evimize çıkan yokuşun başında narin yaprakçıları sonbahar rüzgarına hala direnen Gülibrişim ağacı. Yapraklarıyla sokağımızı boydan boya sarıdan kahverengiye çalan renkleriyle boyamış ulu çınar. Yaz boyu duvarımızdan sarkan ve güzelim mavi çiçeklerini hiç eksik etmemiş yasemin de direnenler arasında, ne güzel. Ben açarım diyor feri iyice sönmüş kasım güneşine, seni göreyim yeter. Caddede Tespih ağaçları. Onlar da gülibrişim gibi yapraklarını iyice seyreltmiş. Ama güzel bir gerdanın iki tarafına yerleştirilmiş küpeler misali, sokak lambalarının aydınlığında kış boyu ada sokaklarını süsleyecek sarı tespih demetleri kıvama gelmiş artık.
Aşıklar Yolu’ndan ormana vuruyoruz. Kızıl çam ormanın hakim ağacı. Kızıllık gövdesinde. Hele akşam güneşini görmesin. Cömertçe gösteriyor kendisini, buradayım diyor, asılardır.
Luna Park’tan sonrası başka alem. Tercihimiz asfalt değil. Aya Yorgi’ye çıkar gibi yapıp orman içi patikaya dalıyoruz. Önümüz alabildiğine Marmara. Adalar’ın bu yakası Ege’ye has maki çeşitliliğinin hemen tamamını ödünç almış sanki. İğne yapraklarıyla onlarca tür. Yıl boyu hasretle meyvelerini beklediğimiz kocayemişlerin zamanı şimdi. Nasıl da gösterişliler. Meyveleriyle çiçeklerinin aynı anda boy gösterdiği başka hangi tür var senden güzel?
Olağanüstü bir gün. Hava mutedil. Tam yürüyüş havası. Yanımızdan gezintiye çıkmış başkaları geçiyor. Kimisi Adalı dostlar, tanıyor selamlaşıyoruz, kimileri şehirden gelmişler. Denizin üzeri hafif bir pus tabakası. Rüzgar yok denecek kadar az. Hemen üzerimizde Aya Yorgi Manastırı. Büyük Tur Yolu’na sapan patikadan yokuş aşağı salıyoruz kendimizi. Yanımızdan atlılar geçiyor. Fayton ahırlarında az sayıda kalmış bakımlı güzel atlar. Sürücüleri selamlıyor hepimizi. Biz de onları. Aralarında kadın sürücüler de var. Atlı zabıta olmalı. Ama zabıta kıyafetleriyle değiller. Belli ki dolaştırmaya çıkmışlar.
Viranbağ’a yaklaştık. Eski Viranbağ gazinosu yıkıntı halde. İçimiz acıyor her gördüğümüzde. Ormanla arazinin eski sahibi vakıf arasında yıllardır çözülememiş hukuki sorun yüzünden el atılamıyor bir türlü bu tarihi mirasa. Anjel’den miras kır gazinosunda sevgili arkadaşımız Kadir Can var şimdi. Pandemi nedeniyle lokantalar ve kafelerle birlikte kır gazinoları da kapandı. Halbuki açık alandaydılar. Mesafe sorunu da yoktu. Ama kurunun yanında yaş da yanar misali, toptan çözüm daha kolay geliyor, biliyoruz.
Tesadüf Kadir de orada. Uzun zaman olmuştu görüşmeyeli. Kabahat bizde. Ağustosun sonunda adadan ayrılmıştık da, üç hafta sonra dönecekken üç aya uzamıştı seyahatimiz. Selamlaştık, ayak üstü sohbet ettik oradan buradan. Saçları koyvermiş, o da bizim gibi. Berbere de gidilemiyor ki..
...
Ne çabuk geçiyor günler. Salgında sekizinci ay da bitti. Bitmek ne kelime, dorukta şimdi. Önlemler yetmedi. Hafta sonuna tam kapanma geldi. Ama her şeye rağmen şanslıyız. Adadayız.
...
İmamoğlu ve İBB üst yönetiminin Adalar ziyareti verimli geçmiş.
Eski Mektep olarak bilinen Sofronios Köşkü’nü de ziyaret etmiş. Köşk Adalar’ın önemli bir kültürel mirası. Bir yıl içinde hizmete açılma sözü verilmiş. Mutlu olduk. Fethi Okyar Korusu da ziyaret edilen noktalardan biri. Aile ile buluşmuş. Korunun tarım ve peyzaj amaçlı değerlendirilmesi düşünülüyormuş. Ama orası aynı zamanda yakın tarihimiz için önemli bir miras alanı.
Bir kısmı boşaltılan ahırlar için de hazırlıklar olduğunu duyuyoruz.
En önemlisi, İBB şehir Planlama Birimi tarafından hazırlıkları sürdürülen 1/5000’lik plan için üzerinde çalışılan Strateji Belgesi. Ve buna bağlı olarak hazırlanacak “Kısa Vadeli Eylem Planı”. Büyükada buluşmasında bu eylem planı üzerinde konuşulmuş. Bir de Adalar Koordinatörü atanmış. İBB tabelalı yeri de var şimdi. 2021 başına kadar tamamlanacak bu eylem planı 3 yıllık süreyi kapsayacakmış ve İmamoğlu’nun ifadesiyle Adalar’da neler yapılacağı adım adım belirlenip uygulanacakmış. Hazırlık sürecinde Adalar’ın kamu kesimi ve sivil toplumla da ilişki içinde olunacağını söylüyor. Yerel belediye ile ilişki ve işbirliğini ise, “Adalar Belediyesi ve Büyükşehir olarak, birbirinin ayağına basmadan, ayaklar birbirine dolanmadan ya da şahsın kişisel kararlarına değil, böyle kurumsal birtakım tutarlılığı olan hizmet mutabakatı” ile yürüteceğiz diyor.
Haydi hayırlısı.
...
2021’e sayılı günler kaldı.
Her beklenen yıl yeni bir umut demek.
2020 hepimizi çok yordu.
Bu nedenle, “2021, adın umut olsun” demek geliyor içimizden.
