İstanbul Adalar ilçesinde süregelen deniz ve kara ulaşımına yönelik sorunların tespiti ve önerilerin görüşülebilmesi için yapılan toplantı Çınar’daki Adalar Kent Konseyi Çelik Gülersoy Kültür Merkezi bahçesinde yapıldı.
Adaların ulaşım sorununu çözme amaçlı bir çalışma yapmak üzere görevlendirilen Uluslararası bir STK olan “Sürdürülebilir Ulaşım Derneği (WRI )” de toplantıda hazır bulundu.
Toplantıyı Adalar Kent Konseyi Ulaşım Çalışma Grubu’ndan Neşe Erdilek ve Ali Erkurt yönetti.
Ulaşım Çalıştayı’na hazırlık etkinliğine Adalar’daki derneklerden Heybeliada Gönüllüler Derneği, Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği, Faytoncular Derneği, Bisikletçiler Derneği, Adalar Vakfı YK ve Adalılar katıldı. Ulaşımın en önemli ayaklarından olan Şehir Hatları ve Mavi Marmara’dan katılımın olmaması manidardı.
Ulaşım çalıştayı hazırlık etkinlikleri
Korhan Gümüş
İstanbul Adalar ilçesinde süregelen deniz ve kara ulaşımına yönelik sorunların tespiti ve önerilerin görüşülebilmesi için yapılan toplantı Çınar’daki Adalar Kent Konseyi Çelik Gülersoy Kültür Merkezi bahçesinde yapıldı.
Adalar’da düzenlenecek “Sürdürülebilir Ulaşım Çalıştayı” öncesinde hazırlık yapmak amacıyla bilgilenme atölyeleri gerçekleştiriliyor.
Bu atölyelerin ilki 10 Nisan 2016’da gerçekleştirildi. 10 Nisan etkinliğine Fikret Toksöz (TESEV), Haluk Gerçek (İTÜ) ve Kevser Üstündağ (MSGSÜ) katıldı.
Etkinliğin moderatörlüğünü Fikret Toksöz yaptı ve paneli kent konseylerinin kuruluşu, yerel yönetim yapılanmasında dünya ile etkileşim temelindeki gözlemleri içeren bir giriş konuşmasıyla başlattı.
BM Rio Sürdürülebilir Gelişme Zirvesi, BM İnsan Yerleşimleri Zirvesi sonrası G 21 uygulamalarının yaygınlaştığını ve yerel yönetimlerin katılım meselesini ön plana aldıklarını söyledi. Ulaşım sorunlarının da bu açıdan bir yönetişim meselesi olarak ele alınması gerektiğini, çok taraflı bir eylem planı hazırlanabileceğini belirtti.
Haluk Gerçek ise konuşmasına gözlemlerle başladı. Adalar’da yönetilmesi gereken bir yoğunlaşma sorunu olduğunu, yaşanan kaosun önlenmesinin zor olmadığını, mekânsal dolaşım planlaması ve siyasal irade ile çözülebileceğini belirtti. Bu noktada bildiğimiz yetki-sorumluluk ilişkilerinin dışında, yönetimlerin inisiyatif geliştirebilecekleri çözümler olabileceğini, çok taraflı yönetim deneyimi geliştirmek için gayret edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Böylece toplu taşıma-özel taşıma arasındaki dengenin daha kolay kurulabileceğini, böylece yüklerin azaltılabileceğini, ancak bunun için yönetimin kural koyma vasfının geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Adanın girişinde, toplu taşıma araçlarında ziyaretçilere bilgi veren yönlendirme panolarının, broşürlerinin bulunmadığını, araçların yaya bölgelerinde dolaştığını, güzergâhlara, saatlere göre bir düzenlemenin bulunmadığını ve kuralların uygulanmadığını gözlemlediğini söyledi.
Bunun için bağımsız STK’ların inisiyatif üstlenmesi ve yerel halkın katılımının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Kevser Üstündağ ise “şehir, ulaşım deyince araçlar, binalar akla geliyor oysa ilk akla gelmesi gereken insan” diyerek sözlerine başladı. Adalar ilçesinin olağanüstü ilgi çeken bir koşulunun dünyadaki çok az motorlu araç trafiğine kapalı yerlerden biri olması olduğunu belirtti ve bu vasfını hızla yitirmekte olduğunun altını çizdi. Kuralların uygulanamamasının nedenin yalnızca ziyaretçi trafiğindeki artış olmadığını, yönetimin önceliklerinin yerel halkın katılımıyla düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Örneğin Çankaya meydanından sonra araç, fayton, bisiklet trafiğinin engellenebileceğini, belli saatlerde ana arterlerde düzenlemeler yapılabileceğini söyledi. Sorunların nedeninin yalnızca personel, bütçe eksikliği ile açıklanamayacağını, dengelerin başka türlü de kurulabileceğini, ulaşım yönetiminin insan odaklı olması gerektiğini belirtti.
Toplantının sonunda Fikret Toksöz ziyaretçi-kullanıcı arasında tarife farkları geliştirmek, ulaşım bütçesinde ortak yatırım-yönetim fonu oluşturmak gibi önlemlerin de düşünülebileceğini, bunun yollarının araştırılması gerektiğini belirtti.
Konuşmalardan sonra dinleyicilere söz verildi. Dile getirilen çeşitli gözlemler yanında Adalar’da belediyeler arasındaki iletişimsizliğin nedenleri üzerinde duruldu ve çok aktörlü bir yönetişim yapısının nasıl geliştirilebileceği üzerine görüşler belirtildi.
Toplantıda görüş ve düşünceler şu başlıklar altında belirtildi:
*Şehir ile deniz ulaşımı, *Ada’lar arası ulaşım, *Deniz ulaşım güvenliği, *Tarife ve ücretlendirme, *İskeleler, *Günübirlik Ada ziyaretçileri, *Faytonlar, *Bisikletler, *Motorlu ve elektrikli araçlar, *Trafik kuralları, *Park alanları, *Yürüyüş parkurları, *Trafiğe kapalı alanlar, *Trafik denetimi.
Evet, İstanbul’un bir ilçesi olan Adalar’a ulaşımın Adalar’da ikamet edenler açısından çok yakıcı ve hızla çözülmesi gereken bir mesele olduğu en çok konuşulan konuydu. Zaten adada ikamet etmekte olmanın bedeli vergi ve su-elektrik-internet-doğalgaz faturalarında farklı ödeme şekilleriyle ödeniyor. Adada ikamet etmenin bedelinin ulaşımda ekstra yüksek olması kabul edilebilir bir durum olmaktan çıkıyor. Ve adalar arası ve anakarayla ulaşım, tarifelerin uyumsuzluğu ve kâra endeksli olması nedeniyle neredeyse imkânsız gibi… Bir adadan adaya gitmek için saatlerce beklemek ve dönmek için de aynı bedeli ödemek zorunda bırakılmak adalıların en yakıcı sorunlarından.
Yine yukarıda saydığımız konularda süren etkinlik konuşmalarında en çok dile getirilen konulardan fayton ve bisikletler konusunda sanırız artık “kaldırılsın” denmemesi anlamında bir bilinç oluştu. Katılımcıların çoğu bir sorunu çözmek için “kaldıralım” demenin çözüm olmadığı konusunda hemfikir olmaya yatkınlık gösterdiler. Adalar’da ulaşımda kullanılan yük hayvanlarından atlara yaşatılan trajedi en çok konuşulan konuydu. Atlara yapılan eziyetler gerçekten sabrı zorlayan cinsten. Önemli çözüm bekleyen konulardan biri de bu canların yaşadığı zor koşullardan kurtarılması…
Yine bisiklet terörü konusu… Bisiklet kullanımından kaynaklanan kazalar, kaza olmaktan çıktı; can güvenliği tehdidine yöneldi. Adalarda yer-gök neredeyse bisiklet oldu. Bilen de bilmeyen de kullanıyor. Haftada en az üç kaza yaşanması olayın vahametini gösterir cinsten…
Uyarı levhaları, tabelalar, yönlendirici bilgi yazıları üzerinde durulan konulardan biri oldu.
Aslında insan odaklı, doğa ve yaşam odaklı düşünülmeye başlandığında palyatif çözümlerin yerini sürdürülebilir yaşam odaklı adımlar izleyecektir.
En çok konuşulan diğer bir konu da akülü araçlardı. Bu araçların denetimsiz ve ada trafiğini felç edecek kadar çok sayıda dolaşımda olması. Adaların değil yollarında, kaldırımlarında bile yürümek imkânsızlaşmaya başladı. Gerçekten sağlık sorunu olanlar dışında bu araçların her isteyen verilmemesi gerektiği üzerinde duruldu. Adada yaşamak demek yürümeyi göze almak demektir biraz da…
Adaların ada gibi kalabilmesi için ulaşım ve kara ulaşımı ve trafiği denetlemek ve sürdürülebilir hayatı korumak gerekir.
Etkinlik sona erdirildiğinde, belirtilen konulardaki öneri ve görüşlerin çalıştay tarihine kadar yazılı olarak Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresine iletebileceği vurgulandı.
Aktarılan, dile getirilen her talep ve düşüncenin, önerinin Haziran’da yapılacak çalıştayda ele alınacağı, Uluslararası Sürdürülebilir Ulaşım Derneği (WRI WORLD RESOURCE INSTITUTE TURKİYE) ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanan “İstanbul Adalar için Sürdürülebilir Ulaşım Çalıştayı”nda değerlendirileceğinin altı çizildi.