‘Göğün yıldızlarla yaldızlanmış güzel yüzüne bakmaktan, yıldızları şiir gibi konuşturmaktan vazgeçtiğimizde ‘geceyi saatlerine bakarak anlayan’ insanlara döndük. Gökyüzüne doğru değil de ekrana bakmaya dayalı bir yaşamla kirlenir olduk. Tabletlerle gökyüzünü takas etmek insanoğlu için en acı bir kayıp oldu.
Gökyüzünden yoksun bir dünyada göklerin masumiyetiyle buluşmak için gökyüzü ve Küçük Prens sevdalıları ‘Aynı Göğün Altında’ buluşuyoruz ve bu dünyadan yıldızlara doğru yükselen Küçük Prens’i gökyüzünde uçurtmalarla karşılıyoruz. Gökyüzü en çok Küçük Prens’e yakışıyor.
Uçurtmalarımızda dünyanın en güzel uçurtmasının sahibi Küçük Prens’in resmi olacak ve festival sonunda Uyum Kültür Derneği tarafından Küçük Prens kitabı hediye olarak dağıtılacaktır.
Aunius Aurelius Simachus ne de güzel söylemiş: ‘Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım? Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız. Ve Aynı Göğün Altında yaşıyoruz.24 Mayıs Pazar günü, saat 10.00 ila 17.00 arası Heybeliada-Değirmenburnu’nda Heybeliada sakinlerinden Senarist yazar Eyüphan Erkul ve Birikim dergisi editörü Abdullah Onay ile birlikte Aynı Göğün Altında buluşmak dileği ile...’ diyerek çağırdılar tüm Küçük Prens’leri ve çocuk ruhunu kaybetmeyenleri.
Küçük Prens’ler ve Küçük Prens kalmaktan vazgeçmeyenler de bu çağrıya ses verdiler ve Heybeliada Değirmenburnu piknik alanını sıcağa ve neme teslim olmadan doldurdular.
Festivalde çokça sorulan soru şuydu: Uçurtmalarda neden Küçük Prens teması vardı?
Hangimiz kendimizi Küçük Prens ile bulmadık ki? Saint Exupery bu yabancı dünyada kendi yıldızını bulmuştur; bu yıldızın adı ‘Küçük Prens’dir. Her bir yıldızın kendine ait bir hatt-ı hareketi vardır. Yıldız uydu olursa yıldız olmaktan çıkar. ’Ben’ dediğinde hissettiğin ‘sen’ başkasını taklit ve takip ederse ‘sen’, ‘sen’ olmaktan çıkar başka bir ‘sen’ olur. Veya taklit ettiğin kişi değil ‘gibisi’, ‘sankisi’ olur. Hepimizin içindeki çocuğa hitap eden Küçük Prens insana kozmik evrendeki ‘biricikliği’ni kazandırır ve özetle şunu söyler; ‘Siz hiç kimsenin rüyası değilsiniz! Siz hiç kimsenin kaygısı değilsiniz! Siz hiç kimsenin uydusu değilsiniz! Kendiniz olun! Kendi yolunuz olsun! Kendinize içten bir yol açın! Dünyanın dümdüz edildiği, şehirlerin birbirine benzediği ve insanların aynileştiği böyle bir zamanda Küçük Prens’in fısıltılarına kulak vermek lazım gelir. Küçük Prens ile tanışan her bir çocuğun ve ferdin şahsiyetinin ve karakterinin çiçek açması mümkündür.
