Doğa konulu Adalar Dergisi makaleleri - Adalı Dergisi
Heybeliada Ortaokulu öğrencileri boyadıkları kuş yuvalarını bir doğa yürüyüşü düzenleyerek orman görevlilerinin yardımıyla ormandaki ağaçlara astılar.
Adada baharın ilk habercisinin mimozalar olduğunu biliyordum; hayır, bir deneyimim olduğundan değil, bugüne kadar öyle duyduğumdan. Ben de adadaki bu birinci baharımda orada burada gezinirken bir göreceğim ki...
Dediler ki o geçirdiğimiz feci lodos fırtınası için; Hiç böylesini görmemiştik. Çok zarar gördü adalar, her yeri su bastı, kaldırım taşları yerlerinden çıkıp savruldu. Sosyal paylaşım sitelerinde, fırtına görüntülerinden geçilmiyordu. Ne görüntülerdi ama... 
Bu kış Adalar’da yaşayanlar için çok farklı bir kış oldu, ne lodos bildiğiniz lodostu, ne de kar, sadece çatıları süsleyen ve hızla geçip giden türden bir kar... Büyükadalılar bu kış lodosun en yıkıcısını, karın en kalıcısını gördü. Lodos özellikle sahil boyunda evi ve işyeri olanları mağdur etti, bir de...
Uzun zamandır eski lodosları hatırlayıp dururum. Günah mı işledim ben Tanrım. Marmara Denizimiz bizlere öyle bir lodos haftası yaşattı ki, kendimi adeta suçlu hissettim...
Ağustos sonuydu sanıyorum. Büyükada Aya Yorgi tepesinin altından geçen orman içi patika yolda yürürken, yol kenarına konmuş kovanlar dikkatinizi çekmişti. Adalar’da, özellikle de orman içinde kovan görmüştük ama bu kadar uzakta, güneye bakan ıssız bir yerde ilk defa karşımıza çıkıyordu.
Doğum günüm için eşim Aynur’un yaptığı pastanın üzerindeki mumları eğilip üfleyince birden durakladım. Mumlar sönmüştü ama fitillerinden çıkan dumanlar her zamankinden daha bir hüzünlü esler çizerek göğe doğru yükseliyordu. Dumanı takip ederken başımı kaldırınca dışarıdaki Çınar ağacının yapraklarının teker teker dalından kopuşunu izledim. Pasta bıçağını ve pastayı alıp, dışarıya doğru yürüdüm.