Salı, 31 Ocak 2017 20:54

Adalar’da yeni bir eğitim hamlesi: ADAKADEMİ

Ögeyi değerlendirin
(4 oy)

 semih eryildiz 280xSemih Eryıldız

“Adalar bölgesi, 2016 yılında kurulan eğitim vakfı ADAKADEMİ ile yeni bir eğitim hamlesine gebe. Adalılar, aileleri, çocukları, yaşlıları ve engellileriyle beraber ‘Deneyimi’, ‘Araştırmayı’ ve ‘Başarıyı’; bu üçünün getireceği hazzı yaşamanın imkânlı olduğu bir yaşama, kendi kollarının, gövdelerinin bütünlediği bir eğitim çemberinde el ele vererek hazırlanıyor. ADAKADEMİ; şemsiyesi altında ulaşılabilir, sorumluluk alınabilir, paylaşılabilir gerçek bir eğitim-öğretim modeli öneriyor.”

ADAKADEMİ kurucularından Semih Eryıldız, bu yıl içinde eğitime başlayacak akademi için kuruluş ve çalışma felsefesini kısaca bu sözlerle ifade ediyor.

Bazı insanlar, yaşamlarında kendilerince belirli bir noktaya ulaştıktan sonra “ununu eleyip, eleğini asar” ve bilgi-birikim ve deneyimlerini dondurarak kendi kabuklarında yaşamayı tercih ederler. Bazıları da, yaşam felsefesi gereği üretim ve çalışmaya devam der; ulaşılan her kişinin “azları çoğaltacağı” bilinciyle hareket eder.

Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Semih Eryıldız ile Okan Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demet Eryıldız devam diyenlerden.

Bu perspektifle kurucusu oldukları “ADAKADEMİ”nin Adalar’ın dört bir yanına dağılacak meslek yüksekokullarını bünyesinde barındırması amacıyla kolları sıvadılar ve akademinin kuruluş başvurusunu yaptılar.

Adalar’da meslek yüksekokullarını açacak olan çift, temel amacın adaların ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasını sağlamak olduğunu ifade ediyorlar.

Biz de bu girişimin duyurulmasında bir katkımız olsun istedik ve Semih Eryıldız ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Öncelikle Adalar için çok kıymetli olan bu eğitim hamlesine başarılar ve bol destekler dileğiyle başlamak istiyoruz söyleşiye.

ADAKADEMİ’yi kurma düşüncesi nasıl oluştu? Ve neden başlangıç için Adalar tercih edildi?

adakademi 02 x280Her birimiz ömrümüzü ve emeğimizi yüce gayeler uğruna çalışmaya adadık. Amaçlar hedefler koymak ve hele başarmak için birlikte olmanın, el ele vermenin ve örgütlenmenin zorunlu olduğunu öğrendik. Farklılıklarımızı, kuşkularımızı, birbirimizin kusurlarını, köklerini; endişelerimizi değil; birbirimize saygıyı, sevgiyi, ortak çalışma azmini temel almak gerektiğini anladık.

“İdeal toplum” düzenini temsil edebilmek için ne çok düşünür, edebiyatçı ‘ada’ fikri üzerinde durma gereği duymuştur, ya da çağlar boyunca ne çok sade insan, mutlu yaşama hakkına çare aramıştır.

Her birimiz -tek tek- hayal dünyamızda iyi, güzel, doğru, mutlu ve adil olana özlem duyarız. İnsanın içindeki kayıp cennet’e özlemdir bu. Güzeldir de... Ütopya da aynı şeye, insanların en temel haklarından birine; mutlu yaşama hakkına cevap arar. Gidilebilecek olan, düşünülüp tasarlanan ve ulaşılması güç olanın adlandırılmasından başka bir şey değildir ütopya.

Yolu sıklıkla “bütün zıtlıkların birbirleriyle barıştırıldığı” bir mutluluk adasından geçer.

Bizim adalar neden bu düşüncenin özeği olmasın?

Bu temel düşünceden yola çıkarak geçtiğimiz yıl Temmuz başından başlayarak İstanbul’da öncelikle Adalar’da etkin bir grup olarak; birlikte öğrenim-araştırma ve yayın alanında neler yapacaklarımızı düşünmeye başladık. Bu konuda elimizden geldiğince sizlere ulaşmaya çalıştık. Yaşadığımız ortamda, bilim-eğitim ürünleri vermenin ve kalıcı kurumlaşmanın, hem çok önemli, hem de yapılabilir olduğunu gördük. Giderek çoğalan gruplarla, neleri-nasıl yapabileceğimizle ilgili çalıştık.

Bu düşünce Adalar’da tersine göçe de hizmet eder mi?

Kendi alanlarında uzman akademik kadroyla modern iletişimsel teknikle verilen Sürekli Eğitim Merkezi derslerimiz tersine göçün temeli olacaktır.

Eğitimin özü üretimdir...

Eğitimin özünü ‘üretim’ olarak belirlemiş bizler, bir yıldır güçlü bir eğitim programı hazırlığı içindeyiz. Adalar’ın sosyo-kültürel yapısı kabul etti. Türkiye’nin önde gelen bilim insanları bünyeye katıldı. Katılımcıların gücü, coşkusu çalışmalara hız verdi.

Usta, kalfa, tekniker üretimin ana elemanlarıdır...

Adalar’daki sosyal doku, entelektüel birikim tarihten bu yana ileri seviyededir. Örnek bir sosyal girişimcilik projesine gönül veren bu insanlar, imece usulü, pek çoğu gönüllülük esasına dayalı bir dayanışma için bir araya geldi ve ısrarla paylaşan, başaran, başarmış olan bilim insanı kimlikleriyle yola çıktılar.

Kabul görülenden önemli bir farkla: Kendilerini “ara eleman” olarak tanımlamaktan çekinmeyerek. Bizim bakış açısıyla tekniker, teknisyen, ustabaşı, usta, kalfa, çırak üretimin “ana elemanlarıdır”.

Bu amaçla hazırlanan programlar çalışmamızın temelidir;

Eğitim programı içerik olarak hazır... Programların bir bölümü, 2017 başında ilgili kurumlara sunulacak aşamaya gelindi. Bunların dışında kalan başlıkların kiminde ise eğitim-öğretim verilmeye başladı. Şubat ayında, yerel yönetimle birlikte Güzel Türkçe, İngilizce, Ermenice, İspanyolca, Rumca-Konyar derslerine başlanıyor.

Eğitimi verilecek konularda belirlenen bölümler hangileri?

Öncelikle okullar dört adaya serpiştirilecek, bunu belirtelim...

Sertifikalı usta ve kalfaların da yetiştirileceği okullar dört adaya serpiştirilecek. Deniz bilimleri, su sporları, müzik, mimari restorasyon, takı tasarımı, gastronomi (yeme içme bilimi), geriatri (yaşlı bakımı) programları, eğitim yöntemleri belirlenen bölümler arasında.

Çevreyi geliştirici eko planlama

Çevremizin, Ülkemiz ve Yerkürenin temel sorunu, Kentleşme-Çevre-Enerji’dir. Bu çağrıyı yapan bizler, neredeyse yarım yüzyıldır, öğrenim dünyasında, yazar ve yönetici olarak, bu ve benzeri sorunlara, somut çözüm önerilerine odaklanmıştık. Bu çalışmaları yerelleştirmek; örgütlü hale getirmek amacıyla Türkiye’de bir ilk sayılan ADAKADEMİ adlı bir kurum kurmak için girişime başladık.

Çalışmalarımızı kişisel olarak sürdüremeyeceğimiz gelecek zamanlarda bile, güçlenerek sürecek bir kurumsallaşmayı; altyapı kurmayı amaçlıyoruz.

Ortak çalışma

Planladığımız her çalışma isteyen tüm dostlara açıktır. Vakfın kendi alanlarında seçilmiş en az yüz kurucusu olmasını istiyor ve umuyoruz. Çalışmaya başlangıç önerileri arasında çok nitelikli bir ilkokuldan başlayarak kademeleri yükseltmek de var. Girişimimizin diğerlerinden farklılaştırması katılımcılarına ve sunulacak emeğe bağlıdır. ‘Birlikte başarabilirsek’ bu çalışmaların ‘sahibi’ değil, öncüleri olacağız. İstenenleri sağlamak için bizler sahip olduğumuz her şeyi yapıları, arsaları, ‘teminat’ isteklerini elbirliğiyle-imeceyle karşılayacağız.

Yaşamımızın temel gayesi saydığımız bu amaçla yeniden yola çıkacak bilgi, beceri ve gücü kendimizde buluyoruz; Akademi’de Siyaset bilimleri, Kentleşme ve Çevrebilim, Yeşil-Çevreci ve Evrimci Planlama, Mimarlık ve Ekoloji başlıkları olan butik bir kitaplık yanında mini İşlik-Arşiv-Çalışma mekanı, sanat, müzik ve kültür ağırlıklı söyleşi mekanı yanında araştırmacıları misafir edebilecek mekanımız var. Çalışmaların doğal ve çevreci olmasının yanında neşeli olmasını amaçlıyoruz. Matematik, doğa bilimleri ile iç içe olmayan; müziğe resme, heykele dokunmayan mimarlığın ve planlamanın olamayacağına inanıyoruz.

‘Vatanını en çok seven işini en iyi yapandır.’ Herkes kendi görev ve ilgi alanındaki işleri özveriyle, en iyi ve hızlı yapmak zorundadır. Kimse başkasının çalışma alanına karışmayacak, görev gerektirdiğinde de işini bırakıp görevinin başına koşacaktır; aramıza katılan değerli arkadaşların bizler gibi amatör ruhla ve profesyonel anlayışla çalışacağına inanıyoruz.

Biz paraya, masaya veya sopaya dayanmıyoruz; arkamızda tek holding veya bir siyaset veya özel bir mafya gücü de yok. Davamızın haklılığına, emeğe, bilgiye deneye dayanıyoruz. Tek hakiki mürşit bilime inanırız; gücümüzü birikimimiz kadar konumumuz ve hedeflerimizden alıyoruz.

Elbette dünyanın en iyi üniversitesi olmayı amaçlıyoruz. İlk aşamada ise son derecede alçakgönüllü hedeflerle başlıyoruz; meslek ve dil kursları teknik okulla çırak-kalfa-usta yetiştirecek teknisyen ve tekniker diploması sağlayacağız.

Adalar’ın geçmiş sosyo-kültürel ve ekonomik yapısı ve yaşamını düşündüğümüzde yine yeniden bir eğitim hamlesine ihtiyaç duyduğu muhakkak kanımca. Adalar’da eğitime yönelik bu hamlenin adalılarda bir karşılığı oldu mu? Gözlemleme şansınız oldu mu?

Adalıların ve ada çarşının desteği olmasa biz bu girişime başlayamazdık bile. Adalar bölgesi, yeni kurulan eğitim vakfı ADAKADEMİ dolayısıyla benzer arayışların cevap bulacağı gelişmelere gebe.

Adalılar, aileleri, çocukları, yaşlıları ve engellileriyle beraber ‘Deneyimi, ‘Araştırmayı ve ‘Başarıyı; bu üçünün getireceği hazzı yaşamanın imkânlı olduğu bir yaşama, kendi kollarının, gövdelerinin bütünlediği bir eğitim çemberinde el ele vererek hazırlanıyor.

ADAKADEMİ şemsiyesi altında ulaşılabilir, sorumluluk alınabilir, paylaşılabilir gerçek bir eğitim-öğretim modeli öneriyor.

Günümüzde düne göre “kent enstitüleri” olmalı, bugünün ihtiyacı bu söylemini kullanıyorsunuz. Adalar bu proje için uygun yer ve mekâna mı sahip sizce?

Kent Enstitüsü modeline göre; sadece bir adaya kapanmak yerine adalara yayılan; olabildiğince kış yaşamını canlandıracak kiralamalara imkân tanıyan; bir bölümü mutlaka İstanbul’la bağlantılı olacak Türkiye’nin her yerinden sınavları kazananlara da bağrını açacaktır. Ancak böyle bir katılım bileşimi gerçekleşmesi halinde amaçlarımıza doğru yola çıkabiliriz.

Bu nedenle çalışmaları Meslek Yüksekokulu ile sürdüreceğiz: Bu bağlam, meslek öğrenimine yatkın ancak düşük puan almış veya kısa sürede hayata atılarak-altın bilezik takmak- bir meslek sahibi olmak isteyenleri, daha eğitim sürecinde çalışma gereksinim duyanları kapsamaktadır. Katılımcılarımız, Türkiye ve dünyada konusunda uzman ustalardan, çırak-kalfa-usta düzeninde uzmanlaşmak üzere pratik ve kuramsal eğitim alacaktır. Adalar’da yaşayan çalışkan öğrenciler için son derecede özel burslar planlanmıştır.

  1. Lisans, yüksek lisans ve doktoraya devam etmek isteyenler bu olanağı bulacaklardır.
  2. Sürekli Eğitim Merkezi: Ayrıca; lise çağını aşmış veya eğitimi yarım kalmış kişilerin, çalışmalarımıza koşut eş-programlar ve zamanlamayla sertifikalı uzman olmaları sağlanacaktır. 

Diller programında öncelikle Türkçe, İspanyolca-Ladino, Ermenice ve Rumca öğrenimine yer verilmesi planlandı. Bu bağlamda, başlangıç olarak Adalar Kültür Derneği’nde İspanyolca öğrenimine başlandı.

Adanın tarihi ve yapılarını tanıtmak ve belgelemek üzere rehberli tur düzenlendi.

Deneme uygulaması ekim ayında yapılan program Akademimiz yönlendirmesiyle turizm firması tarafından 5 ve 21 Kasım tarihleri için profesyoneller ve üst düzey yöneticilerin seçimine sunulmuştur.

Diğer programlardaki derslik ve barınma gereksinimlerinin karşılanması için hazırlık başlamıştır. Hedeflediğimiz 2017-2018 öğretim yılı, öncesinde bir dizi söyleşi, arama konferansı ve konser gibi etkinliklerle dolu bir dönem planlandı.

Çalışmalar, 2017 sunumu için değerlendirmeye alınmak üzere, 2016 Aralık sonunda tamamlanmıştır. Program eşgüdümcüleri; Müzik, (Ayangil R.), Kuyumculuk-Takı; (Demirkan M., Muğurtay F., Kanat E.), Türkçe (Ak G.),Ermenice, Rumca, İspanyolca-Ladino, (Öztunalı O.) Dil ve çevirmenliği, Liman İşletmeciliği (Yıldız F.), Mimari-Restorasyon programı (Eryıldız D.), Su Sporları (Burçkin E.), ENTAS (Bakiri Y.), Su Altı Teknolojileri (Narcı V)’dır.

Adalar dört mahalleden oluşuyor (Sedef’i özel ada olarak ele aldığım için...) tümünde de eğitim mekânları olacak mı? AKADEMİ’nin çalışma sisteminde adalılar ağırlıkta mı yer alacak?

Elbette bütün çalışmalar adalılar içindir, bütün sponsorluk ve burs imkânları onlar için kullanılacaktır.

Büyükada’da Kadıyoran Caddesi 30/A’da Eryıldız Evi birinci yapımız olmuştur; mimarlık ve ada ile ilgili 10.000 kitapla başlayan kitaplığı ve mimarlık lisansüstü öğrencilerini ağırladığımız, yönetim konularını sıcak ortamlarda sınırsız zamanla tartışıldığı geçici Genel Merkezimiz var. Bahçesinde Permakültür anabilim dalı için ilk adımları burada attık.

Günümüzde Kartal Belediyesi kullanımında olan Kartursaş Şirketi’nin büyük emekle geliştirdiği tesisin güz ve bahar yarıyıllarında, İngilizce dil okulu; MYO’muzun bir programı yanında ahşap onarım-boya ve emlak değerlendirme meslek kursları yeri olması için protokol hazırlıkları yapılmaktadır.

Heybeli’de Volkan Narcı eşgüdümünde hazırlanan programın var olan yerleşkesinde sualtı dalgıçlığı eğitimi alacak kurs ve program öğrenci yatakhaneleri ile ilgili etüt başlamıştır.

Düşünceleri ile bize önderlik yapan Kınalı Su Sporları Kulübü’müzün tesisleri eğitim için mükemmeldir. Yerleşim planlaması yanında antrenör ve öğrenci yatakhanesi olarak kullanılan mekanların su anabilim dalları programlarına kaydolanlardan, yatılı kalmayı arzu edeceklerin, kullanımını sağlayacak planlama ilkelerinde mutabakat vardır. Ancak yurt bölümünün en fazla dört kişilik daha konforlu odalara dönüştürülmesi yatırım ve zaman gerektirmektedir. Çalışmalarda planlama, yapım ve ADAKADEMİ için ayrı kapı açılması işlemlerinin müfettiş denetimine hazır olması için ocakta yapımına başlaması gereklidir. Bu takdirde Deniz sporları programında örneğin 120 öğrenci hedefleyen kulüp;

Üçte birini adada yaşayan, ikametgâhı olan gençlerinden

Üçte birini İstanbul katılımcılarından kazanmaları halinde

Geri kalanı kendi tercihlerine göre hazırladığımız yurdumuzda

İsteyenler ise adada gruplar halinde kiralayacakları mekânlarda kalmaları felsefemize uygundur.

Kaldı ki Büyükada’da köklerini bulan ürün tasarımı bölümünün kendi binası Büyükada’da sağlamanın yanında ortak dersler dışında kalan tüm uygulamaları derslerini Camhane, kurşunlu han yerleşkesi ve benzeri kendi mekânlarında yapmayı planlamaktadır.

Ayrıca sizin “bu konu da yer almalı” dediğiniz bir öncelik vb. varsa yazar mısınız?

adakademi kadin ustalar 280xYaptıklarımız yapacaklarımızın güvencesidir.

Liderliğimizde Üniversitelerdeki her öğrenci seçimini fabrikalardaki her işçi temsilciliğini kazanan Sosyal Demokrasi Dernekleri sadece demokrasiyi savundu, eğitim ve yayın yaptı. Gençlik çağında 60’lı yılların sonunda herkesin eline silah tutuşturulup, günde 20-30 masumun öldüğü zamanda silahı bırak, sandığa sahip çık, tek yol çok yolu savunmaktır diye bayrak açınca kırılmadık kemiğimiz kalmadı, hem sağdan hem aşırı soldan, yılmadık. Türkiye’nin en uç noktalarına okullar, köy konakları, çeşmeler yapmak için ömrümüzü tükettik;

Hakkari Yüksekova’da henüz mimarlık diplomasını almadan çizdiğim okul ve lojmanı İran Manzaralı Manisa köyüne ışık oldu, 12 Eylül’de Jandarma öğretmeni kovup, silah deposu yaptı, giderken de havaya uçurdu. Yaşam boyu sadece üretimi ve ürün paylaşmayı esas aldık. Kapatılan yayınlarımızı daha güçlü çıkarmak için kanımızı sattık. Eylem adımız beğenilmeyince, Özgür İnsana razı olduk, 100.000 dergiyi Bilgi matbaasından yayıncıya sırtımızda taşıdık.

İskenderun Erzin kıyısını tozlu bir kazı alanı alıp dünyaya örnek bir demir çelik fabrikası ve sosyal tesislerini, kent ve alışveriş merkezi, koleji, durağı çarşısı, camiiyle cennetten bir köşe yapılmasına önemli katkılar koyduk. Fabrikanın İlk fırın yandığı bacası tüttüğü gün en sevdiğimiz eserimizi mühendislere bırakıp Ankara’ya Dalokay Ustanın yanına üretici halkçı belediye icat etmeye, Batıkent’e, tahsisli yola, ortak tranşe, yay bölgeleri, yeşil kuşak metro projelerini başlatmaya gittik.

74-80 arasındaki gecesi gündüzü olmayan çalışmalarla toplumcu halkçı, yeşil yerel yönetimlerin ‘devr-i Saadet’i oldu; semt konakları, yayalaştırma ve yaya bölgeleri, pazarları, pnömatik yapılar, tahsisli yol (şimdiki metrobüsün atası) ortak tranşe’den, Batıkent’e, Ankara’yı ızgara plana oturtan bölümleri veya Dikmen vadisini uygulamak hazırlıkları tamamlandı.

Eserlerimizin bazılarını ’bitirmek’ ise felsefemize Fizan kadar uzak faşizm artıklarına nasip oldu. Eserlerimizi, Kent Koop. Batıkent gibi sayısız ürünümüzü, hatta partimizi bile üvey babalarına bıraktık.

Yurt içinde ve uluslararası akademik ortamlarda hazırlayıp; defalarca ürünlerini topluma sunduğumuz, Ankara- İstanbul Büyükşehir, GAP ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Teşkilatı gibi idarelere tamamladığımız eko-projeleri; lisansüstü, mastır-doktora çalışmalarını; en ileri örneklerini aşacak yeni örneklerle topluma sunmak için çalışıyoruz. İlk aşamada, yurt içi ve dışındaki üniversitelerindeki dersler gibi; hatta dostlarımızın hazırlayabileceği her alan ve konuda daha alçakgönüllü ve yaygın kapsamlarda Mimarlık Vakfı Enstitüde yıllarca başarıyla sürdürdüğümüz gibi yeni günlük, aylık veya yarıyıllık okullara kalbimizi ve evimizi açtık. Ömrümüz yettikçe enerjimizi; birlikte örgütlemeye çalıştığımız mekânları bu yolda kullanacağız.

ODTÜ Yerel yönetimler ve planlama programında çevreyi geliştirici dersler vermekle başlayan çalışmalarımız 12 kitap, sayısız araştırma ve uygulamaya dönüştü. Bölüm, lisansüstü, fakülte hatta üniversiteler kurduk, İstanbul Yerel Yönetimler Merkezi, Parti Okulu, Vakıf ve Belediye ortaklığında 8 yerel yönetimler okulu kurduk çalıştırdık. Yenimahalle, Beşiktaş ve Kartal’da belediyeciliğin en seçkin örneklerini hazırladık. Anadolu Üniversitesi yeni yerleşkesi, Bahçeşehir Mimarlık ve lisansüstü programları, (Günümüzde Ayvansaray Üniversitesi’ne dönüşen) Platonun MYO’nun kuruluşu, Lefke Avrupa Üniversitesinin program ve dersliklerinin çoğunluğunu oluşturan mekânların ve akademik programların en ileri örneklerini yaptık.

Van YY Üniversitesinde Deprem sonrası ODTÜ Eymir Vakfı öncülüğünde tamamı gönüllü katkılarla yurt ve derslikler yaptık. Moral bozukluğu ve çözülme sürecini tersine dayanışma ve mutluluğu paylaşma sürecine çevirdik. Planlama ve çevre tasarımının sonuçlarını şimdi mutlulukla izliyoruz.

Balkanların merkezi Prizrende fakülte kuruluşuna varan, şimdilik donmuş, Rumeli Üniversitesi’ni de asla unutmadan, geride bıraktırılan her iş gibi eninde sonunda tamamlayacağız. Birleşmiş Milletler Kalkınma Teşkilatına eko projeler yaptık.

Son olarak 40 yıl önce başlattığımız Ankara Esat kapalı eko pazarı denemesi ile başlayıp, Beşiktaş, Yenimahalle ve diğer belediyelerde izini sürdüğümüz ‘uygarlık ve kent meydandır’ temalı çalışmaların şahikası olarak bir örnek uygulanıyor. Kartal İlçesi Saraylar Caddesinde 17 dönüm üstünde halen yapımı süren dünyanın ilk eko meydan ve semt konağı olan eserimiz ‘Ceviz Meydanı’ inşaatı sürüyor.

Bu hedeflerin elbette sonu yoktur ve olmayacaktır. Düşleri olmayanın gerçeği olamaz. Bizler daha yola çıkarken ütopyacı-toplumcu bir felsefenin izini süreceğimizi ifade etmiştik, Dünya döndükçe veya başka gezegenlerde bile hedeflerimizi hayallerimizin ötesine taşımayı sürdüreceğiz.

 

 

Prof. Dr. Halil Semih Eryıldız

Akrabaları Boğaz ve adalara yerleşmiş bir muhacir olarak Okçu Musa, Beyoğlu Orta ve İstanbul Atatürk Lisesi’nden sonra ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. ODTÜ yerleşkesinde 1972 yılında, yapı Bilim Dalı kapsamında ‘Türkiye’deki ilk pnömatik Yapı’nın tasarım ve inşaatını gerçekleştirdi. Y. Mimar oldu. Ekolojik Mimarlık, Yeşil Planlama Çalışmalarını; Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’, Kentleşme-Çevrebilim Anabilim dalında ’Çevreyi Geliştirici Kentleşme’ doktora teziyle sürdürdü.

Öğrencilik yıllarından başlayarak toplumsal çalışmalar içinde yaşayan Eryıldız, milletvekilliği, Ankara belediyesinde müdürlük Yenimahalle, Beşiktaş ve Kartal Başkan ve Kültür Bakanı Danışmanlığı, Danışma Kurulu Başkanlığı yapmıştır. Sosyal Demokrasi Dernekleri ve CHP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı yapmış, Demokratik Sol Düşünce Forumları örgütlemiş; CHP Merkez Yönetim Kurulu adına ‘Araştırma- Planlama’, ‘Yurtdışı İlişkileri’ birimlerini yönetmiştir. Parti Okulunun yeniden kuruluşunu sağlamış; 1992 sonrasında ‘İYEM’ İstanbul Yerel Yönetim Merkezi ve yerel yönetim okulları, kurmuş, 3. Köprüye karşı Boğaziçi Arnavutköy Derneği Başkanlığı yapmıştır. Benzer semt derneklerini örgütlemiş, Bosna Hersek, Güçlükonak ve Gezi direnişi gibi çalışma ve gezilere başından sonuna katılmış, (ilk çıkışını da sağladığı) ‘Özgür İnsan’ dergisinin yeniden çıkmasını sağlamıştır. Demokratik Sol Parti’de Gençlik örgütlenmesi, Emek Kurultayı yapmış; Parti Okulunun yeniden açılması ve Vatan Partisi örgütlenmesi için de çalışmıştır.

Eryıldız, sekizi uluslararası olmak üzere kırk beş makale, araştırma ve değerlendirmenin yazarıdır. “Özgür İnsan”, “Yeni Halkçı” ve “Mimarlık” yayınlarında uzun sürelere yayılan çeşitli yazılar yazmış, yöneticilik yapmıştır. Kamu yönetimi ve siyaset alanlarında altı; kentleşme ve çevrebilim alanlarında beş olmak üzere toplam 12 kitabın müellifidir. Yayınlanmış olan son kitapları; “Ekokent”, “Batıkent”, “Ekopeyzaj”, “Yeşil Yerel Yönetim” ve İngilizce olarak yayınlanan “Ecotransformation” isimlerini taşımaktadır. Kamu ve sivil toplum örgütlerinde; üniversitelerde konferanslar, eğitim çalışmaları ve söyleşiler yapmış, radyo, televizyon, dergi ve gazete ortamlarında sayısız makale ve mülakatları, yayınlanmıştır. 1990 yılından günümüze kadar, Dünya Mimarlar Birliği -UIA- genel kurullarına, atölye çalışmalarına ve seminerlerine katılmış, bildiriler sunmuştur. Avrupa Ekoköyler Ağı-GEN- ve dış siyasal örgütlerde Türkiye’yi temsil etmiştir.

Tasarımcı, mimar kimliği ile çok sayıda eğitim, toplu konut, banka yapıları ve alışveriş merkezi projeleri yapmıştır. Katılmış olduğu mimari proje yarışmalarında almış olduğu çeşitli ödüller bulunmaktadır. Yüklenici kimliği ile şirketi veya şahsı adına, ulusal ve uluslararası işlerde ve şantiyelerde, çeşitli proje ve inşaatlarda çalışmıştır. TDÇİ - İskenderun Demir Çelik Tesisleri yerleşimine ait, planlama ve proje hizmetleri yapan ekipte proje ve arşiv sorumlusu olarak görev yapmıştır. Ankara Belediyesi’nde Batıkent Yerleşiminin ve toplumcu belediyecilik, ilk metro tahsisli yol, semt Pazar ve konakları, ortak tranşe uygulamalarının ilk planlayıcısıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı Dairesi’ne ve Ortak Altyapı Uygulaması ve Toplumsal Dönüşüm Müdürlüğü’ne, ekolojik planlama ve tasarım ölçütleri konulu proje yapmıştır. Birleşmiş Miletler Kalkınma Teşkilatı ve GAP ortak sürdürülebilirlik programlarında Proje Grubu liderliği yapmıştır.

ODTÜ, Yıldız Teknik, Gazi ve Anadolu üniversitelerinde, Mimarlık Vakfı Enstitüsü’nde, Bahçeşehir, Lefke Avrupa, Aydın, Maltepe, Epoka, Toros üniversitelerinde ders ve programlar açmış, tez çalışmalarında, tez yöneticiliği yapmıştır. Proje stüdyosu yöneticiliği, Bina Bilgisi Ana Bilim Dalı Başkanlığı, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü genel koordinatörlüğü ve bölüm başkanlığı, dekanlık ve okul müdürlüğü yapmıştır.

Halen Gebze Teknik Üniversitesi’nde Profesör, Doğuş Üniversitesi’nde Mimarlık Bölüm Başkanı’dır. Kent Enstitüsü temelli ve Adalar’dan Başlayan yeni bir yaşam ve eğitim modeli ADAKADEMİ çalışmaları başlatmıştır.

Halil Semih Eryıldız (seryildiz@twitter)

 

Son değişiklik Perşembe, 02 Şubat 2017 03:48
Yorum yapmak için oturum açın