Adalar son yılların en sakin Ocak-Şubat-Mart günlerini yaşıyor dense yeridir.
2019’un aynı dönemiyle karşılaştırıldığında Adalar’ı ve özellikle de Büyükada’yı günübirlik ziyaret eden yabancı sayısında bir azalma gözleniyor.
Turizm istatistikleri, 2020’nin ocak ayında bir önceki yıla göre %16 artış gösteriyor ama bunun Adalar’a yansıyan yüzünde böyle bir artış izlenmiyor.
Korona virüsünün global bir soruna dönüşmesi ve ardı ardına gelen ziyaret iptalleri, İstanbul’un Şubat-Mart dönemini etkileyecek gibi görünüyor. Henüz şubat rakamları ortaya çıkmadı. Bu nedenle kesin bir şey söylemek mümkün değil ama turizmcilerle konuşmalar ve sokaktaki manzaraya bakıldığında şubat ve mart ayının turizm istatistiklerine artışla yansımayacağı hissediliyor.
2020 Adalar’da ziyaretçilere bağımlı olan işletmeler için her koşulda sorunlarla dolu bir yıl olacak.
Peki yılın ilk aylarında gözlenen bu sakinlikte faytonların 19 Aralık’ta üç ay süreyle sefere çıkmaktan men edilmesinin ve buna neden olarak gösterilen ruam vakalarının da etkisi var mı?
2018 yılı ilk aylarında da Adalar’da ruamdan kaynaklanan benzer bir sorun yaşanmıştı bilindiği gibi. Ama o zaman kaymakamlık tarafından önerilmesine rağmen faytonlar seferden alıkonmamış, sadece Adalar’a at giriş çıkışının yasaklanmasıyla yetinilmişti.
Adalar’da atların faytona koşulmasına karşı çıkan ve tüm Türkiye’de yüzbinlerce takipçisi olan grupların kampanyaları etkili olmuş, “hayvan hakları savunucuları” ile faytoncular adada karşı karşıya gelmişler, protestolar, gösteriler yapılmıştı. 2018 haziranında, yasak olmasına rağmen araya milletvekilleri ve bakanların da girmesiyle Adalar’a at girişine izin verilmiş, çıkarma gemisine doldurulan 200’e yakın atın yarattığı görüntü tepkilere neden olmuştu.
Tam da o günlerde Adalı dergisi konuyla ilgili geniş bir dosya hazırlamış, bu dosya içinde Adalar’a tur düzenleyen ve ağırlıkla Orta Doğulu-Arap turistlere çalışan seyahat acentaları yöneticileriyle de görüşülmüştü.
Yaklaşık 2 yıl sonra aynı isimlere, bu defa faytonların yasaklanması kararını sorduk.
Dedik ki, “alınan bu karar sizin Adalar’a turlarınızı nasıl etkiliyor?”
İşte yanıtlar
Mustafa Dumankalktı – Helen Turizm
O zaman da söylemiştim. Biz uzun süre önce Adalar turu içinden faytonu çıkardık. Çünkü hizmetten memnun değildik. Atlara eziyete varan görüntüler hoşumuza gitmiyordu ve bu nedenle epey uzun zaman önce böyle bir karar aldık. Haftanın iki günü Adalar’a toplu turlarımız oluyor. Müşterilerimiz isterlerse kendileri faytona binebiliyor. İsteyen çevrede dolaşabiliyor. Serbest zaman tanıyoruz onlara. Ruam vakaları ve fayton seferlerinin yasaklanması bizi çok da etkilemedi. Zaten bu aylarda Adalara turlarımız çok az. Ama önümüzdeki aylarda da bir etkisinin olacağını sanmıyorum. Eğer İBB, düşük hızda seyreden ve çevre dostu olan toplu ulaşım araçlarını sefere alırsa, bizim yolcularımız da buna ilgi gösterecektir. İzleyip göreceğiz.
Lokman Çolpantekin – VOT Turizm
Bugünlerde İstanbul’a ve özellikle de Adalar’a turlarımız azaldı. Bu nedenle ruam vakaları ve fayton seferlerinin durdurulmasının nasıl bir etkide bulunduğunu ölçecek bir veri yok elimizde. Ama böyle devam ederse, bizim yolcularımızın Adalar’a ilgisi azalır. Fayton olmazsa Adalar’ın cazibesi kalmaz bizim için. Bunun fark ettiğimiz için Orta Doğu ve Arap ülkelerinden turist getiren acentaların mesleki kuruluşları olarak İBB’den randevu talep ettik. Henüz görüşemedik ama bu konudaki düşüncelerimizi kendilerine de ileteceğiz. Akülü araçlar faytonun yerini tutmaz.
Hüseyin Kurtoğulları - Plan Turizm
Sorunuzun yanıtı faytonların yerine ne konacağına bağlı.
Tamam, Adalar demek fayton demek değil. Ama ada içi ulaşım nasıl olacak, adaların son yıllarda ihmal edilen temizlik sorunları nasıl çözülecek, çarşının o mezbele, kuralsızlıklarla mustarip yüzüne nasıl çeki düzen verilecek, esnaf nasıl düzene sokulacak, bütün bunlar daha da büyük önem taşıyor. Her şey İBB’ye ve yerel yönetime bağlı. Biz de elimizden gelen desteği vermeye hazırız.
Serdar Aliabed – Karnak Turizm
Öncelikle Adalılar ve Adalı işletmeler, yerel yönetim Arap turisti istiyor mu istemiyor mu buna karar vermeleri gerekiyor. Şunu bilmelisiniz ki, Arap turistler öyle çok kurala gelmez. O şikayet edilen gürültü ve kirlilik gibi özelliklerinden kaçış yok. Ama kuralı koyacak sizsiniz. Ve önce de sizin uymanız gerekir. Değilse şikayet eder durursunuz.
Asıl sorunuza gelecek olursak: Eğer faytonlar kalkarsa, Adaya taşıdığım insanların yarısını unutun. Bu Arapların at sevgisinden kaynaklanmıyor. Onlar Adalar’ın yeşilini, denizini, sakinliğini seviyorlar. Fayton turu da bu güzellikler içinde bir “sightseeing” oluşturduğu için ilgi çekici geliyor onlara. Eğer faytonlar yerine, belirli aralıklarla 20 km’yi aşmayacak hızda, üstü ya da yanları açık araçlarla toplu taşıma yapılırsa, ihtiyacı karşılar diye düşünürüm. Hele bir de sesli anlatım, rehberlik olursa tadından yenmez. Ama bu olmazsa, gelen ziyaretçiler iskele ve çarşı çevresinde ne yapacak ki? Bir dolanır iki dolanır ve sıkılır, bir daha da gelmezler. Bu kulaktan kulağa tüm gruplara da yayılır.
Bir şeyi daha vurgulamadan geçmeyeyim. Taşıma ya da tur yapacak araçların sayısını da abartmamak lazım. Öyle bin kişi aynı anda taşıyacağım diye, peş peşe bu araçlardan sefere koyarsanız bunun da anlamı kalmaz. Sakinlik her şeyin önünde gelmeli.
Yani kararı verecek sizsiniz.
Muhammed Albaker – Albaker Turizm
Eyvah ki eyvah. Faytonlar yoksa adaya tur olmaz.
Faytonlar gibi taşıma yapacak çevreci golf araçları olursa belki durum değişir.
Ama görmek lazım.