Sayı 183 - Eylül 2020

Sayı 183 - Eylül 2020

Yaz biterken...

Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının kabul edilmesinin üzerinden yaklaşık 6 ay, Adalar’ın karantinadan çıkışının üzerinden de 4 ay geçti. Bu süre içinde Adalar, İstanbul’un vaka sayısı görece en az ilçesi olarak kalmayı başardı. Buna başardı diyorum çünkü, salgınla mücadelede üç temel önlemden biri olan sosyal ya da fiziksel…
Şubat ayında çoğunluk sağlanamadığı için ertelenen, sonrasında da pandemi nedeniyle yapılamayan Adalar Kent Konseyi Olağan Genel Kurulu 27 Ağustos günü Büyükada Çelik Gülersoy Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapıldı.
Sevgili Cevad Özdil, Adalar Kent Konseyi’nin 27 Ağustos tarihinde yapılacak genel kurulla ilgili bir yazı yazmış, içinde Adalar Vakfı’nın da bulunduğu 14 kuruluşun Mayıs 2019’da yayınladıkları bildirgeye atıfta bulunmuş ve imzacı kuruluşlara, yapılacak genel kurulla ve gündemiyle ilgili bir açıklamanız olmayacak mı diye sormuştu, biraz sitemle.
İBB Şehir Planlama Müdürlüğü’nün 1/5000 Koruma amaçlı İmar Planı çalışmaları katılım masaları ile devam ediyor. 24-28 Ağustos Kınalıada’da ve 31 Ağustos- 4 Eylül Burgazada’da katılım masaları çalışmaları tamamlandı. İBB Planlama ekibinden 5 uzman kurulan masalarda görevliydiler. Onlarla 3 Eylül Perşembe günü Burgazada’da buluştuk, sohbet ettik.
İBB Şehir Planlama Müdürlüğünün sunmuş olduğu iş akışı ve takvime göre, şu aşamada Adalar İlçesi KANİP çalışmaları sürecinde hazırlanmakta olan “plan strateji belgesini” hedefleyen Planlama Temaları Çalışması yapılmaktadır. Bu plan çalışmasının en önemli aşamasında olduğumuzu düşünüyoruz.
Adalar, özellikle Büyükada her zaman tatil günlerinin gözde mekânıdır. Ancak bu son bayramda ayrıksı bir şey yaşadık. Alışkın olduğumuz kalabalığın ötesinde bir izdihamla karşı karşıya kaldık. Aşina olduğumuz ziyaretçilerden çok farklı bir ziyaretçi kitlesi Adalara akın etti. Türkçe konuşmayan, aynı yaş grubunda, çoğunluğu erkek, yüzlerce genç Büyükada çarşısını, sokaklarını, tur…
Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği (ADYSK) Tarım ve Orman Bakanlığı ve 8 diğer muhataba iletilmek üzere change.org üzerinden kampanya başlattı.
Daha ne kadar sürecek dersiniz bu illet? Yoksa artık hep böyle mi yaşamak zorunda kalacağız? Kimileri hiç aldırmamaya devam ediyor, kimileri hemen tırsıp bir kapanış kapandı, bir daha açılamaz görünüyor. O aldırmayanlar, diğerlerinin büsbütün korkuya kapılmalarına neden oluyor ki ben biraz öyleyim doğrusu.
Bu yıl 6- 7 Eylül olaylarının 65. yıldönümü. Türkiye’de yaşayan bizler için bu olaylar çok uzun bir geçmişte kalmış gibi gelebilir.
Kütüphane bahçesinde tüm önlemler alınarak, sınırlı sayıda mini etkinlikler gerçekleştiriliyor. Kitap ödünç alınmaya devam ediliyor. Üye olunabiliyor. Bahçesinde ve içeride kitap okunabiliyor.
Yaşamını paylaşmak, ömrünü bir insana adamak ve bunu duygudan yoksun yaşamaya adeta çaba gösterenlerle yaşadığımız zaman içerisinde başarabilmek, mucize midir sizce? Her şey kendiliğinden oluşmaz, her güzellik de bir arada olmaz.
Kadın Yaratıcının gölgesi gibidir. Var edebilen, var ettiklerini besleyen, geliştiren, yaşatan, eğiten ve şekillendiren bir güç. Üstelik bunu büyük bir zarafetle yapabiliyor. Sevgisi, var etme enerjisi muazzam bir güçte. Yorulmuyor, çıkar aramıyor, vericiliği sınırlanamıyor, yaratıcı fikirleri dudak uçuklatıyor, pratik zekası da esnek çalışma kabiliyeti de tartışılamayacak kadar net.
“Barbarları Beklerken” romanı, yöneticilerin toplumun birliğini sağlarken onu sindirmek için çaresizce umut diye barbarları kullanmasını, şiir ise yönetemez duruma geldiklerinde umut diye barbarlara teslim olmak isteseler bile artık teslim olamayacak ölçüdeki çaresizliğini anlatıyor.
Proje ile İstanbul’dan hafta sonlarını değerlendirmek için İğneada, Dupnisa Mağarası, Longoz Ormanları’nı içeren seyahat planları yapan yerli turistlere farklı tatlar ve güzel anılar bırakacak bir mola durağı daha sunuluyor.